36.Bölüm | VII

932 79 124
                                    

Shawn Mendes

Memories

*

Diğer Gryffindor binasının Sınıf Başkanı, Hermione'nin düşündükleri üzerine Harry değildi. Ron'du. Tam odaya girdikleri anda abileri onunla alay ederken girmişlerdi. Ne Fred ne de George, Violet'e gülmüşlerdi. Bunu yapamamalarının hıncını Ron ve Draco'dan çıkarmışlardı. Draco da Slytherin binasının Sınıf Başkanlarından birisiydi. Bu kadar çok seçilen öğrencinin arasında Harry dışlanmış hissetti. Kendisi dışındaki herkes rozet almıştı resmen.

Bayan Weasley bu başarısı için Ron'a yeni bir Silsüpür On Bir almıştı. Weasley Ailesi ailelerinde bir başkan daha olduğu için çok fazla sevinçlilerdi. Bu sevinç çocukları okul için trene bırakırken de devam etti. Normalde hızlı hızlı yürür yetişmeye çalışırlardı ama bu sene öyle yavaş yürüyorlardı ki Ron'un rozeti gözüksün diye daha perona bile ulaşamamışlardı.

Violet'in bavullarını taşıyan Sirius gözlerini devirdi, "Bu Molly de iyice kafayı yedi. Dört tane evladı okulda önemli birileri oldu. Bir tanecik kızım okulu yönetiyor bu kadar abartmadım."

"Abartmadım dediğin seviye de okulu yönetiyor oldum." dedi Violet gülerek. "Keşke gelmeseydin, biliyorsun söylentiler çok fazla arttı."

"O söylentilerin saçmalık olduğunu söyleyen sendin." Remus bilmiş bilmiş güldü. Violet, "Onları saçma bulmam varlıklarını reddettiğim anlamına gelmiyor. Şimdi insanlar babama garip garip bakacak." Dediği gibi de oldu. Perona yaklaştıkça artan büyücü sayısının etkisiyle bakışlar da artmıştı. Bir tanesi elinde tuttuğu Kehanet Gazetesi'ni kontrol edercesine bakıyordu.

"Çocuklar," Sirius'un yanından ilerleyen Harry ve Violet ona baktı. "Sizinle konuşmam gereken bir şeyler var. Beni takip edin." Remus'a yanaştı. "Narcissa burada. Draco'yu benim yerime ona bırakabilir misin? Şu an bir aile buluşmam zaten var, bir tanesine daha ihtiyacım yok." Draco'ya baktı. "Normalde olduğundan daha az sinir bozucu olduğun için teşekkürler sarışın, umarım eğlenmişsindir."

"Bunu diyeceğimi düşünmezdim ama kötü değildi, eğlendim zamanlar oldu ben... Teşekkürederim."

"Efendim?" Sirius zevkle duymamış gibi yapıyordu. "Bir şey mi dedin evlat?"

Draco derin bir nefes verdi. "Teşekkür ederim." Sirius sırıttı. "Zevkti. Annene selam söyle ve lütfen," Göz kırptı. "Eğlendiğini belirtmeyi unutma."

Draco, Remus ile giderken Sirius, Harry ve Violet ile istasyonda insanların az olduğu bir köşeye çekildi. Sirius pelerininin ceplerini karıştırmaya başladı. "Evden çıkmadan önce yanıma almıştım... Eminim..." Sonunda cebinden bir kağıt çıkarıp ikisine uzattı. "Bunu yanınıza almanızı istiyorum. Olur da fazlasıyla ümitsiz hissettiğiniz anlar olur ve bu fotoğrafa bakıp bir çözüm yolu bulursunuz."

"Bu nedir?" Violet fotoğrafı eline aldı. Kalabalık bir grubun olduğu bir fotoğraftı. Biraz eskiydi. Kenarları yırtılıp kıvrılmaya başlamıştı. Birkaç tanıdık yüz görünce babasına döndü. "Bu sen misin?" Sirius gülümseyip kafasını salladı. "Bu da Remus." Biraz arkada duran uzun büyücüyü gösterdi. Saçlarının komik kesimine hem Violet hem Harry güldü. "Bu da..." Gözlüklü bir büyücüyü gösterdi. Yakışıklıydı ve gülümsemesinden de anlaşıldığı üzere o da bunu biliyordu. Fazlasıyla çekiciydi. Violet kim olduğunu anlamamıştı ama aynı şey Harry için geçerli değildi. Elbette babasını tanımıştı. Yanında kızıl-turuncu saçlarıyla duran annesini de. Fotoğraflarını daha önce de görmüştü ama bunu görmemişti. İkisinin de gülümsemesine gülümsedi. "Babam ve annem..."

Violet BlackHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin