46.Bölüm | VII

575 61 188
                                    

The Score

Stronger

*

Firenze'in yeni Kehanet öğretmeni olarak gelmesi okulda birçok şeyi değiştirmişti. Öncelikle dersler giriş kattaki sınıflardan birinde yapılıyordu. Elbette, normal bir sınıf gibi görünmüyordu. Fazlasıyla değiştirilmişti. Tavanı bir gece gibi yıldızlarla kaplıydı, etraf bir ormanı andırıyordu. Bu sene Rüya Yorumlama konusu üzerine çalışmak yerine Firenze son sınıflara Astroloji anlatıyor, bu yıldızlara bakarak yorum yapmalarını istiyordu. İlk derste Violet yerdeki çimlerde yatarken net bir şekilde uyuyakaldığında onu Hope uyandırdı.

Bu ilk sayılırdı, Violet Black'in bir derste uyumuş olması. Hakkında insanlar tarafından çıkarılmış gece çok çalıştığından asla uyumadığını düşünüyor teorisi vardı. Bu da yalandı. Eskisine nazaran çalışması azalmıştı, kabuslarını düşünmekten başka bir şey yapamıyordu. İhtiyacı olan tek şeyin Trelawney ile rüyaları hakkında konuşmak olduğunu düşünüyordu ya da bir tanecik bile Rüya Yorumlaması yapabilecek birisine. Kendisi bu konuda pek başarılı değil gibiydi.

"Violet." dedi George. Koridordaki oturma yerlerinde çaktırmadan şeker satarken uyuyakalan arkadaşını asasıyla dürttü. "İyi misin? Seni odana götürmemi ister misin?"

Cevap vermedi. Duymuşa da benzemiyordu. Rahatsız bir pozisyonda olmasına rağmen çok rahat gözüküyordu. George dönüp ikinci sınıflara şeker uzatan Fred'e baktı. Koluyla dürttü, kafasıyla işaret etti. Fred uyuyan Violet'i görünce şaşırdı. Küçüklere baktı, "Kalanı yarın. Hadi bakalım naş naş." Kızın kafasını soğuk duvardan ayırıp omzuna yasladı. "Ne zamandır bu durumda?"

"Bilmem, çok olmuş sanırım. Ben yeni fark ettim."

İkisi de sessiz kaldılar. Sonra George, "Sence söylentiler doğru mu? Bütün gece ders mi çalışıyor?"

"Hadi ama Forge, son senesine kadar okuma dışında kitap açmadı bu kız. Cidden ders mi çalışıyor geceleri yani? İnanmam." Ofladı. "Başka bir şeyler var. Onu yorgun düşürüyor."

"Vay canına Sherlock, yorgun olduğunu çözdün." George gözlerini devirdiğinde Fred, Violet'in yaslı olmadığı koluyla kardeşinin kafasına vurdu. "Gerçek hayata roman karakterlerini sadece o uyarladığında sevimli oluyor."

"Hala söylemedin mi ona?" dedi George, imalı imalı bakarken. "Geçen gün Amortentia'da onun-"

"Suss! Onu uyandıracaksın." Violet'te uyanmanın 'u'su bile yoktu, George güldü. "Aynen, uyandı. Buradan söylemediğini anlıyorum."

"Söyleyince elime bir şey geçmeyecek. Ayrıca iksiri yanlış yapıyorum. Ona söyleyeceğim tek şey bana iksiri yapmayı öğretip öğretmeyeceği-"

"Böylece onun yanında onu koklayabileceksin! Harika fikir, ikiz!" Göz deviren taraf Fred olmuştu. "Aynen, kesin öyle olur. Boş yapmayı kes ve cüppesinden odasının anahtarını al, odasına götürelim."

"Tamam yardım-"

"Ben taşırım, sen kızı düşürürsün." İşler pek planladıkları gibi gitmedi. Şöyle ki: George anahtarı alırken yanlarından Hope geçtiği için 'doğal davranacak' iken Violet'in üstüne düşmüştü. Violet korku ve şoktan zıplayarak uyanmıştı. O uyandığı için Fred, George'a bağırmıştı. Bunların hepsini izleyen Hope, George'a gülümsemişti. George'a soracak olursanız her şeye değmişti.

"Uyuyan insan uyandırılmaz, terbiyesizler."

"George yaptı! Ben seni odana götürecektim." George hala ilerleyen Hope'u izlediği için onları pek dinleyemedi. "Size zindanların şifresini vermem, zırt pırt girebileceğiniz anlamına gelmiyor. İyice alıştınız tek kişilik başkan odasında olmama."

Violet BlackHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin