25.BÖLÜM
Yamaç evden çıktığında kendimi onun karşısında ona teslim olmadan nasıl tuttuğuma halâ inanamıyordum.Uykum vardı ama uykulu olmam bile onu istememe engel olamıyordu.Yan yana oturup bana saatlerce anlattıklarının çoğunu onu düşünmekten ve gözlerine bakmaktan anlamamıştım ve onun ciddi,patron tavırlarına adeta yeniden aşık olmuştum.Bunu anlamasın diye de göz kapaklarımı çoğunlukla kapalı tutup olduğumdan fazlasıyla yorgun görünmeye çalışmıştım.Yamaç da sonunda halime acıdı ve gitti.Aslında ona kapıda giderken "Gitme!" demeyi çok istesemde "güle güle"diyerek,aldığım o kısacık öpücüğün dudaklarımdaki "daha fazlasını istiyorum"çığlıklarına kulaklarımı tıkamayı başarmıştım.Neden onun yakınımda olması beni mutlu ediyordu?Neden o benden uzaklaşırken gitmesi beni üzüyordu?Bu ve bunu gibi sorular son zamanlarda hep benimleydi ve beynimi işgal edip başka şeylere yoğunlaşmamı engelliyordu.
Acaba?
Yok ya,olamaz!
Ama bilemem ki,değil mi?
Yine de bunun olmaması lazım!
Peki neden hep onu düşünüyorum,neden onun o yeşil gözlerini,gözlerimi kapasam bile görüyorum?
Onunla fazlasıyla yakın olduğum için bence!
Yamaç'a aşık olmuş olabilir miyim?
İnşallah olmamışımdır!
Yatağımda yatmış kafamın içindeki diğer benle konuşurken artık uykuya yenik düşmüştüm.Nihayet...
Uyandığımda Yamaç'ın dudakları sanki heryerimdeydi.Bunu o gerçeksi rüyada o kadar net hissetmiştimki,uyanmam bile hissettiklerimde bir değişiklik yapmamıştı.Yatağımdan kalkıp hızlıca bir duş aldım ve akşamdan hazırladığım siyah elbiseyi giyip zaten pırasa gibi düz olan sarı saçlarımı taradıktan sonra hazırdım.Yüzümde herzamanki gibi pastel tonlarında hafif bir makyaj vardı.Tam kapıdan çıkacakken fikir değiştirip kan kırmızı rujumu sürüp öyle çıktım.Dünkü eşofman rezaletimi hafızalardan silmem gerekliydi değil mi?Bunu silmemin en iyi şekli harika görünmekti. Ayna da son kez kendime bakıp,görüntümü beğendikten sonra dışarı çıktım.
Şirkete girdiğimde hemen hemen bütün bakışlar bendeydi.Sanırım yeni olmam ve dün patronlarının oğluyla birlikte bu kapıdan girmiş olmam dikkat çekmemin asıl nedeniydi.
16.kata geldiğimde Yamaç'ın odasının kapısının önünde derin bir nefes aldıktan sonra kapıyı tıklatarak içeri girdim.Hayret! Bu saatte Yamaç'ın odasında olabileceğini düşünmüyordum ama o da benim gibi erkenciydi bugün.
"Merhaba Yamaç Bey."dedim.Nede olsa işyerindeydik ve ona karşı mesafemi belli etmeliydim.
"Merhaba Gül Hanım."dedi.Aynı şekilde o da bana mesafeli hatta benden daha soğuktu.Aslında buna sevinmem gerekliydi ama içimde bişeyler eziliyormuş gibi hissetmem de neyin nesiydi şimdi.
"Bugünkü toplantı hakkında benim yapmam gereken bişey var mı diye sormaya gelmiştim."dedim.
Önündeki dosyayı inceleyip bana kısa süreliğine "soğuk" bir şekilde baktıktan sonra "Yok şimdilik "dedi.
"Peki.Ben hemen yan odadayım.Bişey gerekirse ararsınınız"deyip topuklarımın üstünde dönerek kapıya doğru yürüyüp hızlıca kapıdan çıktım.Bu da neyin nesiydi şimdi?Bana hep bu şekilde mi davranacaktı yani?Bunu ben istemiştim ama nedense Yamaç'ın bana bu şekilde davranmasıyla, bu isteğimin onun için olduğu kadar benim için de oldukça zor olacağını anladım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
AŞIK OLURSAN KAYBEDERSİN
Подростковая литератураTANITIM Bir yarışma düşünün...Tam 120 gün sürecek olan yarışmanın ödülü 10 milyon dolar.Yarışma şartlarıysa ıssız bir adada kalan yarışmacılarımızın 120 gün içinde birbirlerine aşık olmaması gerekiyor.Aşkını seçen parayı kaybediyor.Kendinize güven...