Gün sonunda her an ölecekmiş gibi hissedip birkaç öğretmen arkadaşıma beni köyümün yağmurlarında yıkasınlar diye serenat yapmış olabilirim. Çünkü gerçekten mezarımın İstanbul'da değil Bursa olmasını tercih ederim. Neyse efenim eve doğru giderken beynimin gerisine ittiğim ne varsa bir bir su yüzüne çıkmaya başladı. Ya adam gitmediyse ya gittiyse bir de evi soyduysa? Çok değerli bir şeyim yok ama benim malım kıymetlidir ya!
Her kasım gerim gerim gerilmişken arabayı park edip sakin adımlarla apartmana doğru ilerledim. Asansörde bindim 3.kata bastım. Aynada kendime baktığımda bir an irkilmeden edemedim. Suratım bembeyaz olmuş gözlerim kocaman açılmış. Haydar iyi fikirdi neden almadım ki diye hayıflanırken asansörün kapıları açıldı. Kalp atışlarım kesin dışarıdan duyuluyordur. Ya Bismillah diyerek anahtarı kapıya taktım ve kapıyı açtım.
Görünürde her şey normal gibi. Ev sessiz yine de bir seslenmeden edemedim.
"Hey evde misin? Yoksa gittin mi?" Ancak ses gelmedi. Tam rahat bir nefes aldım ki aklıma evin soyulmuş olabileceği geldi. Ayakkabıları ayağımdan fırlattığım gibi içeri daldım. Televizyon yerinde bilgisayar yerinde eh soyulmuş olsa bunları da alırdı demek ki adam doğru söylüyormuş. Evi söyle bir tekrar kontrol ettim her şey normal görünüyor. Adam da ortalar da yok. Rahat bir nefes alarak odama girip üzerimi değiştirdim. Uykusuz olmamdan dolayı hareketlerim iyice yavaşlamış şekilde mutfağa girip kendime ekmek arası domates peynir ve zeytin ezmesi üçlüsü yapıp bir güzel yedim. Odama gidip kendimi canım bir tanecik sevgilim yatağıma attım. Kafamı yastığa koyar koymaz uyumuşum.
Erken uyduğumdan sabahın kör saatinde gözlerimi şam şeytanı gibi açtım. Bir iki tur yatakta döndüm ama uyuyamadım. Kalkıp banyoya girdim ve rutin işlerimi hallettim. Aynaya baktığımda bir adet saçları kabarmaktan 3 katına çıkmış Dolunay görmem benim için sürpriz olmadı maalesef. Mutfağa gidip çay suyunu koydum. Peynirli omlet yaptım. Afiyetle kahvaltımı ettim. Çayımı alıp balkona çıktım ve bir sigara yaktım. Sonra aklıma telefonum geldi. Adam benden ailesini aradı. Numaramı kaydetti mi acaba? Belki de ulaşmaya çalışmıştır. Hemen içeri girip telefonumu aldım.
Harun aramış 3 kere muhtemelen Almila aramıştır. Kısa bir mesaj yazıp erkenden uyuyakaldığımı öğlen molasında müsait olursa arayacağını yazdım. Başka bir arama ya da mesaj yoktu. Son arananları kontrol ettiğimde yabancı numara da göremedim. Demek ki silmiş numarayı. Neyse bu belayı da böylece atlattık. Tabi ben öyle sanıyormuşum. Sonradan öğrendim.
***
Takip eden bir aylık sürede biraz geçmişte olabilir, adamdan haber almadım. Hayır haber almak istediğimden değil de yahu hayatını kurtardım değil mi insan bir teşekkür eder. Yok insanlık bitmiş resmen. Her zamanki gibi iş çıkışı eve gelip üzerimi değiştirdim. Yarın sabah kızımı almaya gideceğim. Çok özledim bebeğimi. Gitmişken bir gece de annemler de kalmayı planlıyorum.
Küçük bir çanta hazırladım hafta sonu için yeter de artar bile. Çok sosyal hayatı olan biri değilim. Arkadaşlarım var tabi ki ama iş dışında kalan vakitlerimi kızımla vakit geçirmeyi tercih ediyorum. Eşyaları hazırladıktan sonra dizi maratonuna başlamak için önce biraz mısır patlattım. Salondaki koltuğumda yerimi aldım tam diziyi başlatacağım kapı çaldı. Hayır olsun bu saatte de kim geldi acaba diye söylenerek kapıyı açtım.
Açtım açmasına ama kapıdaki manzaraya pek bir anlam veremediğim için kal geldi biraz galiba. Karşımda koyu gri takım elbisesiyle jilet gibi giyinmiş bir adet meteor duruyor. Hayır meteorun benim kapımda ne işi var. Elinde de bir buket çiçek kız istemeye geldiler de benim mi haberim yok yahu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İyilik Meleği
General FictionHepimiz illaki bir yerlerde okumuşsunuzdur. İlk görüşte Aşk! Adam ve kadın birbirini görür. O da ne! Kalpte bir tekleme nefesin kesilmesi efendime söyleyeyim etrafındaki herkesin silinmesi falan ne büyük klişe. İlk görüşte aşka inanmam,ama aşka inan...