Bölüm 22

2 0 0
                                    


Babam ve annem şok olmuş bir biçimde Demir ve bana bakarken babamın gözleri yüzümde tam bir tur attı. Gözlerindeki kararmayı çok net bir biçimde gördüğümden yutkunarak dudaklarımı araladım.

"Babacım düşündüğün gibi değil. Demir bana zarar vermez. İçeri geçin lütfen konuşacak çok fazla şey var."

"Ne demek zarar vermez Dolunay? Bu suratının hali ne? Sana kim yaptı bunu?"

"Baba lütfen kapı önünde konuşmayalım geçin içeri lütfen."

Hazır babamın dikkati benim üzerimdeyken Demir'e kaş göz yapıp gitmesini söyledim ama mal gibi kafasını iki yana sallayıp beni anlamadığını söyledi. Hayır yeterince büyük bir sorunum var zaten adama fazla yükleme yapıp error mu vermesini istiyorsunuz anlamıyorum ki.

Bir yeni gelin edasıyla içeri süzülüp koltuğun ucuna iliştim. Babamın biraz daha zorlasa alev fışkıracak olan gözleri benim ve Demir'in üzerinde gidip gelirken konuşmaya başladı.

"Anlat bakalım Dolunay sakın ha yalan söyleyeyim deme ben senin nefes alışverişinden bile anlarım!"

Şu dünyanın kahrını sen çekmeye mi geldin kız dolu. Anlat gitsin anasını satayım. Kendi motivasyonumu kendim vererek taaa Kuzey'i yaralı bulmamdan itibaren her şeyi anlattım. Kaçırılma haberimi aldıklarında tansiyonları fırlardı bir ara limon suyu dil altı hapı takviyeleri yaptık. Demir'in beni kurtardığını öğrendiğinde bakışları biraz yumuşamış gibiydi.

"Bu kadar olay oldu da sen bize şimdi mi söylüyorsun kızım? Ya daha kötüsü olsaydı. Neden başına bela alma da bir dünya markası oldun sen?" dedi annem. Ya anne ben çok mu meraklıyım sanki. Manyak mıknatısı gibiyim. Çevremde bir tane numunelik normal insan yok haklısın ne diyeyim.

"Vallahi anne 28 yıllık hayatım boyunca cevaplayamadığım nadir sorulardan biridir bu. İnan nasıl böyle belaya diklemesine giriyorum bende bilmiyorum."

"Pekala şimdi gelelim diğer mevzuya. Şu bahsettiğin polis bu mu?"

Kızım Dolunay şu saatten sonra inkar etmen sana hiçbir şey kazandırmaz. Söyle gitsin zaten Demir de oradan ciğerci kedisi gibi bakıyor sana.

"Evet baba."

Demir ayağa kalkıp annem ve babamın önüne geldi. Saygılı bir şekilde elini uzatıp öpmek için annemin önünde eğildi.

"Merhaba efendim. Ben Mehmet Demir Baranlıoğlu."

Annem Demir'i şöööyle bir süzüp bana göz kırptı. Sonrasında da valide sultan havalarına girip kasım kasım kasılarak yerinde dikleşti.

"Merhaba çocuğum bizi tanıyorsun muhtemelen ama neyse ben bu kızın annesi Nebahat."

"Memnun oldum efendim."

Sıra babama gelince isteksiz olduğu her halinden belli olarak elini uzattı. Elini zorda olsa öpüp yerine oturdu.

"Şimdi siz bana deyin bakalım durumunuz ne kadar ciddi? Bekar insanlarsınız gördüğüm kadarıyla aranızdan su sızmıyor. Bu böyle olmaz."

Al işte ben biliyorum başıma gelecekleri. Babam buradan gitmeden bizi evlendirmezse benim de adım Dolunay değil. Demir'e baktığımda halinden memnun olduğu gibi gözlerini yavaşça yumup başını yanındayım dercesine salladı.

"Babacığım beni tanımıyormuş gibi konuşma. Yanlış bir şey yapmam biliyorsun. Biraz zamana ihtiyacımız var. En azından birbirimizi tanımak için. Merak etme çocuk değiliz artık. Ama ilişkimizin geleceği hakkında kararları lütfen bize bırak."

İyilik MeleğiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin