Bölüm 2

3 0 0
                                    


Rahatsız bir uyku uyuduğu her halinden belli adamın muhtemelen de ağrısı var. Mutfağa gidip dünden kalan mercimek çorbasını ısıttım. Bir kaseye koyup yemeye başladım. Ne var canım adamı zorla giydirdim uyanmadı yemek için nasıl uyandırayım. Çorbamı içip kahve için ısıtıcıya su koyup çalıştırdım. Mutfağımın ve evimin görülebilecek her yerinde turkuaz rengini görebilirsiniz. Çünkü turkuaza hastayım en sevdiğim renktir. Isıtıcıdaki su kaynayınca granül kahveyi bardağa koyup üzerine su ekledim. Kahve dediğin sütsüz ve şekersiz içilir arkadaş. Ancak o zaman alırsın tadını. Neyse efenim.

Salona tekrar geçip televizyonu açtım. Netflix'e bağlanıp bu aralar hastası olduğum dizi The Witcher 'ı açtım. Henry Cavill namı değer Rivyalı Geralt başrol de oynuyor. Ya Rabbim neler yaratıyorsun. Bu nasıl gendir. Bir gözüm tv de bir gözümde karşımdaki koltukta yatan adamda diziyi izlemeye devam ettim. 8. Bölümü de izleyip bitirince acı gerçekle karşılaştım. The Witcher 1. Sezonu sadece 8 bölümmüş ve 2. Sezonu taa anasının nikahında 2021 de yayınlanacakmış. Vay ben nerelere gidem.

Karalara bağladım, benim moral sıffır sıffır sıffır.

Balkona çıkıp bir sigara yaktım. Evet maalesef en kötü alışkanlığım sigara. İçki falan içmem ağzıma sürmem ama şu mereti bırakamadım gitti. Neyse sigaramdan derin derin nefesler çekip yıldızlı geceyi izlemeye başladım. Son birkaç saatte yaşadıklarım çok normal de sanki sevdiğim dizinin yeni sezonunu 2021 yayınlayacaklarına üzülüyorum. Değişik miyim acaba ben biraz. Yok canım bence herkes aynı tepkiyi verirdi yani.

İçeri geçip koltuğa tekrar oturup adamı izlemeye başladım. Ufak ufak sayıklamaya terlemeye başladı. Sanırım dışarıda çok kaldığı içinde hafif üşütmüş olabilir. Havalar her ne kadar iyi de olsa Nisan ayındayız. Geceleri serin oluyor. Yerimden kalkıp adama doğru ilerledim. Elimi alnına koyup ateşine baktığımda yanılmadığımı anladım ateşi vardı. Hay bir bu eksikti. Hasta bakıcıya döndüm iyicene. "Bana bak sağ omuzumdaki melek bunları iyi yaz çünkü tamamen iyilik amaçlı yapıyorum."

Ateşini düşürmek içi ilaç içirmem gerekiyor ama en son ne zaman yemek yediğini bilmiyorum. Uyuyalı birkaç saat oldu sanırım uyandırıp biraz çorba içirebilirim. Mutfağa gidip bir kaseye biraz çorba koydum içerisine bir dilim ekmek doğrayıp tepsiyle beraber salona geri geçtim. Koltuğun önüne bir sehpa çekip tepsiyi koydum ve adama dönüp uyandırmaya çalışmalarına başladım.

"Hey uyanmalısın ateşin çıktı ilaç içmen gerekiyor hadi kalk."

Önce şişlikleri izin verdiği kadar gözlerini araladı ve sonra;

"Sonunda geldin. Çok bekledim seni."

Beni mi bekledin. Adam halüsinasyon görmeye başladı kim bilir kim sanıyor beni yazık be kafasına çok darbe aldı herhalde.

"Bak beni kim sanıyorsun bilmiyorum ama seni ben buldum hatırlıyor musun? Yardım et dedin bende seni evime getirdim. Hadi biraz doğrulmaya çalış sana çorba getirdim."

"Geldin sensin işte biliyorum. Rüyamda gördüm seni. Meleğimsin sen benim. İyilik meleğim."

Hoppalaaaa buyur buradan yak adam beni melek sanıyor hadi bakalım. Bana da bir gülme geldi tövbesteyşın;

"E-evet benim senin peri annen. Hadi bakalım kalk çorbanı iç sonra da bal kabağından araba yapacağım sana hadi çocuğum."

"Peri annem mi? Sen meleksin ne perisi kandırma beni" Vah vah adam da devreler çok kötü yanmış.

"He he pardon meleğim ben hadi da artık kalkta çorbanı iç hem sihirli çorba bu yarına dipçik gibi kalkarsın birşeyciğin kalmaz."

Biraz doğrulaya çalışınca yarım ettim ve arkasındaki yastığı düzelttim. Tepsiyi alıp kucağına koydum.

İyilik MeleğiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin