Keyifli okumalar...
Üst kata merdivenlerden çıktık. Uzun bir koridorda sağlı sollu kaç tane olduğunu sayamadığım oda karşıladı bizi. Soldan üçüncü odanın kapısını açıp içeri giren Deniz'i takip ettim. Kapıyı kapatıp odanın ortasına doğru minik adımlarla ilerledim. Vay babam vay yaşıyorsunuz bu hayatı Deniz hanım. Spor mobilyalarla sade döşenmiş odanın her yerinden kalite akıyor dostlar. Duvarlar açık renk boyanmış, birkaç yerinde yeni nesil eciş bücüş resimleri olan tablolar var. Geniş bir makyaj aynası ve üzerinde benim reklamlarını ancak izleyebildiğim envai çeşit makyaj malzemeleri bulunuyor.
Deniz kendini beyaz ağırlıklı üzerinde nar çiçeği tonlarında desenleri olan nevresim takımı serili yatağının üzerine attı.
"Hadi Dolunay gel aşağıdakiler bizi çağırmadan seninle konuşmam gerek. Çok fazla vaktimiz yok."
Tüm duyularım anında açıldı, ağır dedikodu kokusu alıyorum. Hemen yatağın ucuna iliştim ve meraklı gözlerimi denize diktim. Dökül bakalım küçük Demiralp.
"Deniz önemli bir durum mu var? Neler oluyor?"
"Evet Dolunay über önemli hem de konu abim ve Pelin cadısı." Ooo gelin görümce kavgası bayılırım.
"Biraz daha açar mısın Deniz?"
"Pelin cadısının abime ilgisini fark etmemen için kör olman lazım. Kadın babamın çok yakın arkadaşı Ziya amcanın kızı. Tipi ne kadar iyiyse huyu da o kadar kötü bu süpürgesiz cadının. Amacı da abime kapağı atıp Demiralp gelini olmak. Kadının abimi sevdiği falan yok tek derdi güç ve para. Ortalarda birileri varken dünya iyisi insan olur şaşırırsın ama biri yokken Blair cadısından daha beter olur o."
Oha olaylara gel. 4 sezonluk dizi malzemesi çıktı bana. Keşke çantama biraz çekirdek atsaydım çitlerdim. Kendimi övmek gibi olsun ama ben zaten o sinsirellanın notunu görür görmez verdim zaten.
"Anladım canım da bunun benimle ilgisi ne peki. Anlat Kuzey'e bunları uzak dursun kadından."
"Ya Dolunay düşünemedim mi ben sanki bunu anlattım ama kadın abimin yanında adeta iyilik meleğine dönüşüyor. İnanmadı bana."
Uleeyn o benim lakabım. Benim onun iyilik meleği. Başkası olamaz, olması teklif dahi edilemez. İşte şimdi sinirlendim. Oturuşumu dikleştirdim. Delici bakışlarımı Deniz'in gözlerine diktim.
"Pekala plan nedir?" Deniz hafif bir sırıtmayla yüzüme baktı.
"Taktik maktik yok bam bam bam!"
"O ne be, Fatih Terim misin sen? Uefa kupası maçına mı çıkıyoruz biz."
"Tamam kızım ya celallenme hemen hep bunu laf arasında söylemek istemiştim. Şimdi, öncelikle gözlerinin kör olup olmadığını test etmem lazım Dolunay."
"Vallahi Deniz benim soyadım Şahin, maşallah hiçbir görme sorunum yok benim."
"Göreceğiz bakalım" dedi. Ağzının içinde bir şeyler mırıldandı anlayamadım.
"Dolunay sence de abim sana karşı çok ilgili değil mi bence senden hoşlanıyor."
Hah Kuzey benden hoşlanıyor. Bana kör diyene bak.
"Deniz saçmalama abin bana karşı ancak minnet duygusu besleyebilir. Oda ona yardım ettiğim için. Abinin benden hoşlanması imkansız. Velev ki hoşlandı diyelim bende karşılığı olmaz."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İyilik Meleği
Ficção GeralHepimiz illaki bir yerlerde okumuşsunuzdur. İlk görüşte Aşk! Adam ve kadın birbirini görür. O da ne! Kalpte bir tekleme nefesin kesilmesi efendime söyleyeyim etrafındaki herkesin silinmesi falan ne büyük klişe. İlk görüşte aşka inanmam,ama aşka inan...