Bir kaç saat önce realdeki bir arkadaşıma film önerecektim, yanlışlıkla konusunu söyleyeyim derken tüm spoilerları ortaya döktüm... Ve böyle yaptığım birçok kişi var.
Bu yüzden yanlış bir şey demeyeyim diye kitap hakkında hiç bir şey diyemiyorum :(
İyi okumalar (●'◡'●)
⁄*
14 Mart 2001
"Hadi ama Lacy, ye şunu!"
Clint, mama sandalyesinde oturan Lacy'e sağlıklı bir mama yedirmeye çalışıyordu. İçerisinds her bebeğin nefret edeceği türden besinler bulunuyordu. Börülce, patlıcan, kereviz, ıspanak... Lacy tekrardan başını sağa çevirip çiçek olduğunda Clint mamayı masanın üstüne bıraktı ve dirseklerini masanın üstüne koydu.
"Peki, bunu yemeyeceksen ne yiyeceksin? Açsın bunu biliyorum!" diye sondaki cümleyi reklamcı gibi söylemişti.
Lacy biraz düşündü. "Beyaz dondurma!" Beyaz dondurma, Lacy'nin son zamanlarda taktığı bir kaç şeyden biriydi. Vanilyalı dondurmaydı asıl adı ama, vanilya kelimesinin çok uzun olduğunu ve telaffuz edilemez olduğunu dile getirerek beyaz dondurma kelimesi yerine koymuştu.
Clint ona bıkkınca baktı. "Lacy, o çok sağlıksız! Hem ayrıca sık sık yersen hasta da olabilirsin. Senin daha sağlıklı şeyler yemen gerekiyor." diye uyardı onu Clint. Lacy omuzlarını silkti ve, "O zaman hiç bir şey yemem." dedi. Ardından Lacy mama sandalyesini masaya doğru yaklaştırmıştı. "Ya beyaz dondurma, ya da hiçbir yemek!" dedi tehditkar bir tavırla.
Clint sabır dilercesine tavana baktı ve o an aklına bir şey geldi. "Bak ne yapalım, sen ilk önce mamanı ye, ben de sana mamanı yedikten sonra dondurma ısmarlayayım."
Lacy biraz düşündü. O sırada Natasha Lacy'nin neden bu kadar uzun süre mutfakta kaldığını öğrenmek için mutfağa doğru ilerliyordu. "Güzel işti bay Barton!" diye elini ona uzattı. Clint rahatlamış yüz ifadesiyle elini sıktığı an Natasha içeri girmişti. "Ama ben bu kadar fazla mama yiyemem, eğer anlaşmadan dönmemi istemiyorsan mamanın birazını da sen yiyeceksin." diyerek tek bir kaşını kaldırdı. Natasha onları kapı pervazından gülerek seyrediyordu.
Clint bıkkınlıkla onayladı ve temiz bir kaşık, küçük bir tabak alıp mamanın çeyreğini küçük tabağa doldurdu ve yedi. Yemesiyle birlikte kusması bir olmuştu. Lacy ve Natasha kıkırdadı.
"Neden bunu yemediğimi anladığını varsayıyorum?" Lacy bunu dedikten sonra Natasha'ya doğru dönüp ellerini yukarı kaldırdı ki onu kucaklayabilsin. Natasha onu kucaklarken bir yandan da konuşmaya başlamıştı. "Gel Lacy, sana mercimek çorbası ve lolipop ısmarlayayım." Lacy bunu sessiz kalarak onayladı. Clint ise bu sırada dilini peçete ile silmekle meşguldü.
Natasha ve Lacy bir çorbacıda mercimek çorbası içiyorlardı. Bir türk çorbacısıydı bu lokanta. Oldukça rağbet görülen bir yer değildi elbet. New York sakinleri pek çorba içmek taraftarı değildi, fakat hastalık zamanında halkın buraya akın etmesi de oldukça sık görüleb bir şeydi. Halk, bu çorbacıyı sevse de kimse Lacy'den daha çok sevemezdi sanırım. Lacy, çorba içmeye bayılırdı. Genel olarak katı yiyecek yemektense sıvıyı tercih eden bir yapısı vardı zaten Lacy'nin. Bu çorbacı açıldığından beri en sık gelen müşterileri Lacy olduğundan, Lacy'e bir ayrıcalık yapılıyor, her geldiğinde ona bir adet sakız ve lolipop veriliyordu. Tabii bu ödülün alınması için de çorbanın tamamının bitmesi lazımdı. Lacy de çorbayı bitirmeye çalışarak, ödülüne bir an önce kavuşmayı bekliyordu. Önündekii mercimek çorbasını içerken Lacy üstüne içiriyor gibiydi. Natasha'ya çorbayı içtirmesini izin vermiyor, kendi ayakları üzerinde durmaya çalıştığını söylüyordu.
"Lacy, son kez söylüyorum. Sen daha 3 yaşındasın! Tuvalete bile bizle gidiyorsun, bırak ben içireyim!" diye konuştu. Lacy bıkkın bir nefes vererek kaşığı ona uzattı. Kızıl saçlı kadın, kızıl saçlı Lacy'e yemeğini yedirirken bir yandan da nereleri gezeceklerini konuşuyorlardı.
Planlarına göre, eğer Lacy yemeğini bitirirse onu ilk defa kütüphaneye götürecekti. Bu kütühane, Amerika kıtasının en büyük kütüphanesi olarak anılıyordu. Yaklaşık 6 katlıydı ve oldukça ferah bir havası vardı. İlk ve ikinci katı eğitim üzerine olan kitaplardan oluşuyordu. 6.kat harici kitaplar 13 ve 16 yaş üzeri kitaplardı. 6. kat ise çocuk kitaplarıyla doluydu. Lacy, genelde direkt 6.kata yönelie, oradaki tüm kitapları bitirmeye çalışırdı. Orada okunmamış son kitabını da bitirdiğinden, 6.katın altındaki katlara yönelecekti ikisi.
Eğer kitap okumaktan sıkılırlarsa, Natasha, Lacy'i Steve'e teslim edecek, onunla beraber müzeyi gezecekti. Steve, genç görünümlü dede olduğundan, müzeleri gezdirme işi, tam ona göreydi. Ayrıca Lacy, Steve ile birlikte müzeleri gezmekten gayet de keyif alıyordu. Sergilenen şeyleri görüyor, sonra da Steve'den öğreniyordu. Her seferinde farklı müzeye gittiklrrinden, Lacy'nin geçmiş hakkında olan bilgileri oldukça fazlaydı. Hele ki Birinci dünya savaşı. Lacy tamamiyle bu konuya takıktı. Dışarı her çıkışlarında (Hele ki Steve ile çıkıyorlarsa) sürekli olarak 'Steve'in müzesine gidebilir miyiz?' diye sorar, insanı dar ederdi. Lacy, bu müzeyi neden bu kadar çok sevdiğini kendisi de bilmiyordu, fakat Steve'in oraya her gidişinde anlattığı farklı hikayeler, Lacy'nin ufkunu açtığından seviyor olabilirdi. Bu durumu Lacy bile bilmezken, biz nereden bilecektik ki zaten?
Lacy, çorbasını nihayet Natasha'nın yardımıyla bitirdiğinde, kütüphaneye doğru yol almaya başladılar. Arabadayken de Lacy, gününün nasıl geçeceği hakkında Natasha'yı sıkboğaz ettikten sonra, yolun uzun süreceğini anladığında, kendisini derin bir uykuya bıraktı ve arabada uyumanın keyfini sürdü.
⁄*
Bölüm yazarken kendi anılarımı katmayı seviyorum 🥲
Kısa kestim biliyorum ama sonraki bölüme de fikir kalması lazımdı. O da yarın gelir, çünkü yazmaya başladım bile!
Bölüm sayısını uzatmaya çalışıyorum, bu yüzden bölümleri kısa tutuyor olabilirim kusura bakmayın 😣
Görüşürüz minnoşlarım kendinize iyi bakın bb (●'◡'●)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
𝗗𝗮𝘂𝗴𝗵𝘁𝗲𝗿 𝗼𝗳 𝘁𝗵𝗲 𝗔𝘃𝗲𝗻𝗴𝗲𝗿𝘀 [1.KİTAP]
FanfictionTony Stark ve Beryl Weasley'nin Lacy adındaki bir çocuğu olur ve çocuğa tüm Avengers bakmaya çalışır. Ta ki Lacy 11 yaşında Hogwarts'a gidene kadar. *** Seri kitabıdır. Lacy'nin 1 yaşından 11 yaşına kadarki hayatını anlatır. Seri kitapları bitmeden...