Fark etmeden Bloom'u Lacy, Stella'yı da Midge yapmısım mfpwöxpsmw tatlılıga bakınn 😭 (küçükken her zaman stella olurdum bu arada bu gereksiz ayrıntıyı da gecmeyelim lutfen 🤭)
22 Temmuz 2001
Gökyüzü güneşin kızıllığına bürünmüştü. Arada olan minik beyaz bulutlar çevreye aydınlık bir hava katıyordu. Bulutların arasından ay yeryüzüne gülümsermişçesine parıldıyordu. Güneş ise bu güne veda ediyor, yavaş yavaş dağların arasına girerek kaybolmaya başlıyordu. Kuşlar evlerine cıvıldaşarak dönüyor, sıcaklık yerini hafif bir esintiye bırakıyordu.
Stark ailesinin mutfağında minik bir koşuşturmaca dönüyordu. Herkes akşam yemeği için bir yerden tutmuş, yemekleri bir an önce hazırlamak istiyorlardı. En çok da Lacy. Her ne kadar arabadayken beş kilo kurabiye yemiş de olsa Lacy'nin midesi sonsuzluğa açılıyordu ve bu yüzden hiç bir zaman doymazdı. Ve şuan tam üç saattir yemek yememişti.
Lacy, annesine ve babasına kolaylık olsun diye malzemeleri gerek kilerden, gerek de buzdolabından çıkartıp veriyordu. Şuana kadar ısırgan otu, mısır unu, sarımsak, yağ, toz biber, tuz, su, salatalık, lahana, havuç, ıhlamur, elma, zencefil ve son olarak da çubuk tarçın götürmüştü anne ve babasına.
Şimdi düşündüğünde ne kadar çok şey getirip götürdüğünü anladı ve soluklanmak için mutfakta küçük tahta taburesine oturdu. Ama çok geçmeden kalktı çünkü annesini yaptığı yeşil yemek ilgisini çekti.
Annesiyle babasının arasına geçti ve ne yaptığını gözlemlemeye başladı.
"Tam Hulk'ın ağzına layık yaptığın yemek anne."
Beryl kıkırdadı. "Böyle yeşil göründüğüne bakma, şifa kaynağıdır bu yemek."
"Adı ne bu yeşil şeyin?"
"Isırgan otu çorbası."
Lacy çorbayı uzunca bir süre kokladı, ardından parmağını çorbaya daldırıp ağzına götürdü tadına bakmak için. Kaşlarını çattı. Yemeğin kokusu ve tadı güzeldi ama bir sorun vardı. Isırgan otu parmağını ısırmamıştı.
Beryl korkuyla ona baktı. "Tadını beğenmedin mi yoksa?"
Başını hayır anlamında salladı Beryl. "Tadı çok güzel ama çorbanın isminde ısırgan olduğu halde çorba beni ısırmadı." Tony bu lafa kahkaha attı. "Esprilerinin nereden geldiği anlaşıldı Lacy." dedi Beryl'e bakarak.
Beryl oldukça abartılı bir şekilde ona döndü. "Ben böyle mi espri yapıyorum Tony?"
Lacy ikisine baktı. "Ben espri yapmıyordum!"
***
Clint az önce yediği tekmeden zar zor ayağa kalktı ve güçlü durmaya çalışarak karşısındaki Hydra askerine "Beni yene-" daha cümlesini bitiremeden askerin ona bir tekme atmasıyla Clint'in yere serilmesi bir olmuştu.
Zorlukla cebinden acil durum telefonunu aldı, Tony'i aradı ve yerinden kalkarak tekrardan askerle dövüşmeye devam etti.
Bu sırada ailesiyle yemek yiyen Tony, cebindeki telefonun titreşimiyle ayağa kalktı ve zırhının bulunduğu odaya gitti.
Beryl ve Lacy, Tony'nin cebindeki telefon çağrısının ne kadar önemli olduğunun farkındaydı. Fakat Lacy bu güzel aile tablosunun bir kez daha bozulmasına sinir olmuştu. Buraya geleli neredeyse 1 hafta oluyordu ve Tony gün aşırı çağrılır, bir kaç saat sonra ise eve yara bere ile dönerdi.
Resmen tatillerinin tepetaklak olması için düşmanları özellikle bugünlerde çoğalmıştı. Lacy artık buna izin veremezdi. O da gizlice Tony ile gitmeliydi. Hızlıca yemeğini bitirip tuvalete gidiyorum diyerek babasının uçarak gideceği yere geldi.
Babası az önce gitmişti. Eğer bir kaç saniye önce gitseydi belki de yakalayabilirdi! Lacy hemen Jarvis'ten Tony'nin gideceği konumu öğrendi ve anne babasının bunu öğrenmemesi için Jarvis'in tüm işlemcisini bozabileceği ile tehdit etti.
Hızlıca babasının zırhlarından birisini giyip babasını yaklaşık 20 km öteden takip etmeye başladı.
Tony sahaya girdiğinde burasının Hydra askerleriyle dolu olduğunu gördü. Avengers yine bir Hydra tesisini bulmuşa benziyordu. Zırhındaki tüm silahları hazırladı ve teker teker askerleri öldürmeye başladı. Bu çok basitti! Neden böyle kolay bir göreve onu çağırmışlardı ki?
***
Beryl stresten dört dönüyordu etrafta. Yaklaşık yarım saattir Lacy ortalıkta yoktu ve Jarvis de onun nerde olduğuyla ilgili herhangi bir açıklama yapmıyordu. Bu canını oldukça sıkmıştı. Lacy'nin babasının yanına gitmiş olabileceğini düşünüyordu ki bu kaybolmasından daha kötüydü. Jarvis de nerede olduğunu söylemediğine göre kesinlikle babasının yanına gitmişti.
Hemen kızının yanına gitmesi gerekiyordu. Tony'e karşı şüphe kırıntısı dahi yoktu fakat babasının düşmanları kızına nazik davranacaklarını hiç düşünmüyordu. Hele de bir sene önce onları kaçıran Hydra düşmanlarına karşı...
Hemen gittikleri yeri büyüyle öğrenip cisimlendi ve Hydra'nın sahasına indi.
Beryl gözlerini korkuyla gezdirdi. Her tarafta ölmüş cesetler, yanık deri kokusu, yerde yaşamak için sürünen askerler, zırhın demir parçaları ve sahanın ortasında kıpkırmızı gözleriyle, simsiyah damarlı vücuduyla ve etrafı ateşlerle çevrili, havada duran Lacy.
Sizce haftada bir bölüm atmaya devam mı edeyim yoksa haftada iki bölüm mü atayım?
Yedekte fazlaca bölüm var benim açımdan pek bir sorun olmaz ama sizin fikrinizi merak ediyorum. Yorum bırakırsanız sevinirim, iyi günler!!
ŞİMDİ OKUDUĞUN
𝗗𝗮𝘂𝗴𝗵𝘁𝗲𝗿 𝗼𝗳 𝘁𝗵𝗲 𝗔𝘃𝗲𝗻𝗴𝗲𝗿𝘀 [1.KİTAP]
FanfictionTony Stark ve Beryl Weasley'nin Lacy adındaki bir çocuğu olur ve çocuğa tüm Avengers bakmaya çalışır. Ta ki Lacy 11 yaşında Hogwarts'a gidene kadar. *** Seri kitabıdır. Lacy'nin 1 yaşından 11 yaşına kadarki hayatını anlatır. Seri kitapları bitmeden...