𝗗𝗮𝘂𝗴𝗵𝘁𝗲𝗿 𝗼𝗳 𝘁𝗵𝗲 𝗔𝘃𝗲𝗻𝗴𝗲𝗿𝘀 [1.KİTAP]

Bölüm 23

Bir bölüm sonra final ve ikinci kitaba geçiyoruzzz 🥳🥳🥳🥳🥳

"Son malzeme olarak asa kaldı!" Lacy heyecanlı bir şekilde konuşurken elindeki beyaz pofuduk kediyi tutuyordu. Ollivander dükkanının önüne geldiklerinde Tony, Lacy'nin elindeki kediyi aldı.

"Hadi kızım, siz annenle beraber gidin. Ben de birazdan geliyorum."

Lacy anlamamış bir şekilde kaşlarını çatsa da bunu sorun etmedi ve annesiyle beraber dükkana girdi.

Dükkanın içi sakin ve karanlıktı. Tozluydu fakat bunu sorun etmedi ve etrafa göz atmaya devam etti. Karşısında bir çocuk duruyordu. Muhtemelen o da 1.sınıftı ve asa seçecekti.

"Merhaba!" diyerek neşeli bir sesle konuştu Lacy. Asa seçecek olan çocuk korkmuş bir ifadeyle arkasını döndü ve çikolata kahvesi gözlerle karşı karşıya geldi.

"Sen de mi asa seçeceksin? Umarım asalarımız güzel ve asil olur. Hayatımı garip bir asa ile geçirmek istemem."

Karşısındaki kuzgun siyahı renkli çocuk şaşkın bakışlarla onu süzmeyi devam etti. Önünde kızıl saçlı epey sosyal birine benziyordu ve onda kötü niyet sezmiyordu. Tam konuşmaya başlayacaktı ki arkasındaki kadın dikkatini çekti.

Bu kadın ona çok tanıdık geliyordu. Rüyalarında eski anılarındaki kadına çok benziyordu. O anda kafasında şimşek çattı.

"Gözleri aynı annesi gibi... Çok güzel." diyerek sevdi genç kadın. Godric's Hollow'da Potter ailesinin yaşadığı evdeydiler. Beryl, Potter çocuğunu sevgiyle kucaklıyordu. Bu yeni doğmuş çocuğa böyle ağır bir kehanet ve kader çok acıydı.

Gözlerinin dolduğunu anladığında yanında oturan Sirius'a bebeği verdi ve hızlıca tuvalete gitti. Tek kehanet yüklenen çocuk Harry değildi. Kendi kızının adına da kehanet vardı ve en az Harry kadar korkutucuydu. Fakat bunları düşünemezdi. Bugün buraya sevgili arkadaşlarını görmeye gelmişti.

Hızlıca yüzünü yıkadı ve dışarı çıktı. Saat geç oluyordu. Potter ailesinin daha fazla yorulmasını istemedi Beryl. Sirius ve Remus'a gözüyle kapıyı işaret ettiler. Herkes yavaş yavaş kalkarken Harry ağlamaya başladı.

Tam burada rüya bitmişti. Evet bu rüyasındaki kadındı. Fakat 'Siz benim rüyamdaki kadınsınız' der ise yanlış anlaşılacağından emindi. Bu yüzden "Bana çok tanıdık geliyorsunuz." kalıbını kullanmayı tercih etti.

Karşısındaki kızıl saçlı kadın karşısındaki tatlı çocuğa tebessüm etti. "Herkes birbirine benzer tatlım."

Tam o sırada cam tıklatıldı. Camdaki koca adam kuzgun saçlıya el salladı. Elinde Lacy'nin kedisi gibi bembeyaz bir kuş duruyordu. Lacy karşısındaki çocuğa baktı, çocuğun gözleri ışıl ışıl olmuştu. Camdaki adam koca cüssesiyle dükkana girdi ve girmesiyle beraber şok olması bir oldu.

"BERYL WEASLEY! BU NE SÜRPRİZ BOYLE! Seni gördüğüme çok sevindim!" hızlıca elindeki baykuşu bırakıp ona sarıldı. Karşısındaki çocuğun ve Lacy'nin gittikçe daha da aklı karışıyordu. İkisi de yapboz parçalarını birleştiremiyor, saçma sapan yerlere koymaya çalışıyor ve daha berbat bir hale getiriyordu.

Onlar sarılıp hasret giderirken arkada bir şeylerin devrildiğini duydu. Ollivander'in sahibi elinde iki tane asayla geri gelmişti.

"Bu iki asadan birinin size olacağına hiç şüphem yok bay Potter" dedi sevgiyle adam.

Karşısındaki Potter çocuğu hemen denemeye koyuldu. İlk denediği asa eline hiç uymamıştı ve arkalarda bir yerde bir şeyleri devirme sesi gelmişti. Potter, asayı nazikçe bırakıp ikinci asaya geçti. İkinci asayı elinde sıkıca tuttuğunda içine bir güç yayılırmış gibi olmuştu.

Çocuk gerekli parayı dükkanın sahibine verdikten sonra hala kızıl kadınla özlem gideren Hagrid'in yanı başında bekledi.

Sıra kızıl saçlıya geldiğinde Ollivander,

"İsminizi öğrenebilir miyim genç bayan?"

"Lacy, Lacy Stark."

Potter'ın gözleri şaşkınlıkla açıldı. Karşısındaki kız multimilyarder dahi Tony Stark'ın kızı mıydı?! Şaka yapıyor olmalıydı!

"Oh, bir ünlü isim daha mı? Bu okul yılı oldukça eğlenceli geçecek anlaşılan." dedi ve mırıldanarak asa aramaya gitti.

Genç kız ellerini önünde birleştirip asasının gelmesini beklemeye başladı. Bir yandan da annesiyle koca adamın ne konuştuklarını duymaya çalışıyordu. Koca adam, Beryl ile hasret giderir iken Harry'nin omzundan tuttu.

"Biliyor musun Harry, Beryl -yani karşında gördüğün kadın- da bir çapulcuydu! O grupla beraber okulu birbirine katarlardı. Şimdi ayrılmaları gerçekten çok üzücü..."

"Çapulcu...?" Harry kafası karışmış bir şekilde sordu. Beryl derin bir nefes aldı,

"James, Sirius, Remus ve ben. Lily de dahildi tabii. Kıçımızı kurtaran her zaman oydu Harry." Acıyla gülümsedi. Bunca yıldır onu yalnız bıraktığı için çok acı çekiyordu. James ve Lily'e ihanet etmiş gibiydi. Fakat böyle olması gerekiyordu. Eğer onu yanında götürseydi Voldemort'un onu öldürmesi kaçınılmaz olurdu.

Bu sırada Ollivander asa vitrinlerinin arasından çıktı. Elinde üç tane asa tutuyordu. Hepsini masaya koydu ve Lacy'e teker teker denemesini söyledi.

1. Asa kesinlikle değildi. Elinde tuttuğu an köşede duran cam vitrini anında parçalandı.

2. Asanın görünüşü çok kötüydü. Lacy içinden onun olmaması hakkında umut etti. Neyse ki umduğu gibi ona ait değildi.

Sıra 3.asaya geldiğinde stres oldu. Yavaşça asayı eline aldı. Hafifçe salladığında bir kaç asa kutusu devrildi.

Bu da olmamıştı. Ya hiçbir asa ona ait değilse korkusu oluşmuştu. Destek alması için arkasına baktı. O anda giriş kapısının önünde duran babasını gördü.

Mutlulukla gülümsedi. Bu sırada Ollivander elinde bir asa kutusuyla gelivermişti.

Ollivander bu asanın Lacy'e olacağından emin bir şekilde asayı kutusundan çıkararak anlatmaya başladı.

"Yaklaşık 34 santim. Ceviz ağacından yapılma, Snallygaster Heartstring çekirdeğe sahiptir ve sert bir asadır. Asa zeki ve becerikli kişileri sever. Sizi seçeceğine eminim."

Lacy yavaşça asayı eline aldı. Elinde sıkıca tuttuğu anda vücuduna huzurlu bir serinlik geldi. Ona ait olduğunu haykırıyordu asa.

"Asayı iyiye yönelik kullanmanız dileğiyle bayan Stark."

İyi günler dilerim 💗