𝗗𝗮𝘂𝗴𝗵𝘁𝗲𝗿 𝗼𝗳 𝘁𝗵𝗲 𝗔𝘃𝗲𝗻𝗴𝗲𝗿𝘀 [1.KİTAP]

Bölüm 4

Kitabımı okuduğunuz, oy verdiğiniz ve yorum bırakıp destek olduğunuz için size çoookkkk teşekkür ederim bebiklerim, çok seviyorum sizi 💗💗

İyi okumalar dilerim. 💝

⁄*

4 Ekim 2000

Stark ailesi, gününü ormanda geçirmek istemişlerdi. Bu yüzden aile oldukça erken bir vakitte kalkmış, biraz kahvaltı etmiş ve gereken eşyaları hazırlamaya başlamışlardı. Beryl yemeklerden sorumluyken Tony, mangal ve Lacy'nin rahatça gezebilmesi için gereken bazı araç gereçlerden sorumluydu. Son zamanlarda yürüme konusunda Lacy oldukça sıkıntı çıkarıyordu. Yürütme aletinden çıkmak istiyor, bu aletten çok çabuk sıkılıyordu. Bu yüzden çıkmadan önce Tony, Lacy'de rahatsız eden şeyin ne olduğunu öğrenmeli ve onu halletmeliydi. Lacy'e gelirse... O tamamen aylak aylak dolaşmakla yükümlüydü. Aslında sorumluluğu gereken eğlence aletlerini seçmekti fakat her şeyden çabuk sıkıldığı gibi bundan da sıkılmıştı. Şimdi canı, camdan dışarıyı seyretmek istemişti ve seyrediyordu da! Bir an önce ormana gitmek istemişti.Belki de ondan bakıyordu dışarıya. Bunu hiçbirimiz bilemezdik.

Sonunda saat öğlen 1'e yaklaştığında, Lacy'nin canı iyiden iyiye sıkılmıştı. Annesinin yanına mutfağa gelmiş, neredeyse ciyaklayarak "Ne zaman gideceğiz?" diye soruyordu. Annesi ise bu durumdan sıkılmış bir şekilde alelacele Tony'nin kucağına bırakmıştı. Eh, annenin de sabrı bir yere kadardı tabii.

Tony de durumu fark edip Lacy'i eğlendirmeye çalışmıştı. Gidecekleri yer hakkında bilgi verdi biraz. Gidecekleri orman, herhangi bir orman değildi elbette. Stark'ın Lacy daha yeni doğmuşken satın aldığı bir orman vardı. Çok büyük sayılmazdı fakat yine de büyük sayılırdı. Orman, yüksekçe ağaçlarla kaplı geniş bir alana yayılmıştı. Güneşin yumuşak ışıkları, yaprakların arasından süzülerek toprağı aydınlatıyor ve çimenlerin üzerinde parıldayan damlacıkları ortaya çıkarıyordu. Ormanın derinliklerine bakıldığında, ağaçların koyu gölgeleri ve çimlerin yemyeşil örtüsüyle kaplı olduğu görülüyordu.

Yerden yükselen hafif bir nem, havanın tazeliğini hissettiriyordu. Kuşların cıvıltısı, ormanın sessizliğini aralıyordu ve rüzgarın hafif esintisiyle birleşerek doğanın bir uyum içinde olduğunu gösteriyordu. Ağaçların gövdelerindeki yosunlar ve likenler, doğanın yıllar boyunca şekillendirdiği detaylar olarak dikkat çekiyordu.

Ormanın içine doğru ilerledikçe, doğanın kendine özgü güzelliğiyle karşılaşmak mümkündü. Kayalar arasından fışkıran pırıl pırıl akan sular, yaşamın akışını simgeliyordu ve her bir ağaç, kendine özgü bir hikaye anlatıyordu. Ormanın derinliklerindeki sessizlik ve huzur, ziyaretçilere doğanın kucaklayıcı sarmalı içinde bir anın tadını çıkarma fırsatı sunuyordu. Kısacası gidecekleri orman, neredeyse kusursuz bir yerdi ve Lacy'nin de buna bayılacağından eminlerdi.