İyi okumalaaar
⁄*
20 Temmuz 2001
Stark ailesi, Avengers'ı ve New York'u bir haftalığına bırakmış, yurt dışında doğa tatiline çıkmak için kendilerine ait jetlerine binmişlerdi. Lacy'i ikna etmek Beryl ve Tony için oldukça zor olmuştu. Lacy doğaya gitmek istemiyordu çünkü en son doğayla baş başa kaldığında neler olduğunu biliyordu.
Lacy zar zor kabul etse de ne olur ne olmaz kendince tedbirini almıştı. Avengers sembolu olan kırmızı-altın tonlarında bavulunun içine yüzlerce absürt eşyalar yerleştirmişti. İçinde barbie kıyafetlerinden tutun, annesinin inci kolyelerinden bile vardı!
Annesiyle babası jetin en arka kısmında konuşuyorlarken Lacy, sürücü koltuğunun yan kısmındaki minik koltukta oturuyor, Happy'e rüyasından bahsediyordu. Happy ise onu dinliyormuş gibi yapıp jeti düzgün sürmeye çalışıyordu.
"Ve sonra... Happy, beni dinliyor musun?"
Happy konuşmadı, başını bile sallamadı.
"Biliyor musun Happy, belki de babamdan bir ayı istemeliyim. En azından o beni dinler!" dedikten sonra kollarını çiçek yapıp arkaya dönüp gitti.
Happy ise oralı bile olmadı.
Lacy yolculuğun çoğunda babasının kucağında uyumuştu. Beryl arada onun aç kalmaması için muzlu milkshake ile onun en sevdiği çikolatalı kurabiyelerinden yemesi için kaldırıp, yedirdikten sonra geri uyutuyordu.
Çocuğun artık ya beyni sulanacaktı, ya da bir günde 5 kilo birden alacaktı. Neyse ki yolculuk kısa sürmüştü ki -Kısa sürmesi bile on dört saat sürmüştü- annesinin gazabından kurtulmayı başarabilmişti.
Happy'e küs olduğundan tam dört tane valizini ellerinde taşıdı ve kimseye taşıttırmadığından sürünerek de olsa eve bırakmayı başardı. Geriye tek bir şey kalmıştı. Valizleri merdivenden yukarı taşımak.
Lacy kısa süreli de olsa yatağına yatmış, yine uyumuştu. Artık uyumaktan yüzü pembeleşmiş, kollarında yastık izleri çıkmaya başlamıştı.
Tony onu zor da olsa kaldırdı (Beryl'nin kaldırmasına müsade etmemişti çünkü etseydi cinnet geçireceğinden emindi) ve onunla birlikte arka bahçeye gittiler.
Arka bahçede çeşitli oyuncaklar ve deney için malzemeler bulunuyordu. Lacy, bahçeyi gördüğünde uykulu olan vücudu ve gözleri açıldı, meraklı meraklı etrafa bakındı. Kendince en dikkat çekici şeye, içi oyuncaklarla dolu olan hamağa doğru koşup üzerine sakince atladı.
En son hamağa doğru koştuğunda annesiyle babası onu tutmasaydı şuan burnu büyük ihtimal kırık olacaktı..
Tony de arkasından geldi sırıtarak. Aklına o trajikomik anı gelmişti anlaşılan. Lacy'nin yanına geldiğinde o çoktan oyuncaklarının bir kısmını yastık görevi olarak kullanmış, bir kısmıyla da oynamaya başlamıştı. Çoğu zaman bir oyuncağından sıkılıp, hamağın iplerini tutan sık dallı ağaca atıyor, orada bıraktırıyordu.
Bunu yapma amacı ise, oyuncak meyvesi veren ağaç yapmak ve bir ilke imza atmaktı.
Lacy yine bir oyuncağını ağaca göndermeye çalışırken yüzüncü defa, babasının kafasına geldi. Eğer Tony bunun imkansız olduğunu bilmeseydi kafasında bir göçük oluşacağına inanabilirdi.
Lacy'e baygın bir bakış attı. Yüzüncü defa. Lacy ise ona yüzüncü defa mahcup ve muzip bir bakış attı.
Bu artık bir paradoksa dönüşürken Beryl, kucağında inek benekleri olan beyazlı siyahlı yavru köpekle yanlarına geldi. Sessiz sedasız yanlarına gelen Beryl yüzünden korkmuş olsalar da kucağındaki köpeği gördüklerinde yüzlerindeki korkmuş ifade, mutlu bir yüze dönüştü.
"Bakın ben burada ne buldum?" dedi heyecanlı bir sesle.
Lacy daha köpeğe dikkatlice bakmadan "Anne n'olur alalım, n'olur!" Tony kıkırdadı Lacy'nin tiplemesine. "Lacy, bu köpek cins bir tür olduğu için mutlaka bir sahibi vardır. Eminim ki onu sahiplenirsek sahipleri hiç hoş kalmayacaktır."
"Bana ne. Kaybetmeselerdi o zaman." Omuzlarını silkerek. Beryl Tony'e gülümsedi.
"Sahibi büyük ihtimal yok hayatım. Çünkü onu annesinin yanında buldum." dedi son cümlesini buruk bir şekilde söyleyerek.
Lacy'nin yüzü tekrar aydınlandı. "Neden onu da buraya getirmedin! Ne güzel sahiplenirdik!"
"Mm, bu pek mümkün olamazdı açıkçası Lacy..."
"Neden?" diye sordu şaşkınlıkla. Nasıl açıklayacağını bilemedi bir an Bery. Lacy'nin annesi ve babası hiçbir zaman ona anlatmamıştı ölümün ne demek olduğunu. Belki de bu doğru zamandır diyerek söze başladı Bery.
"Kızım, her canlı doğar, büyür ve buradaki yaşamlarına son verirler. Hatırlıyor musun gittiğimiz müzedeki fosilleri?"
Küçük kız başını salladı.
"Onlar çok eski zamandan kalmış ve hayatları biten canlılardı bir tanem. Bu küçük köpeğin de annesinin hayatı bitmişti."
Lacy onun sözü bitene kadar buruk bir gülümsemeyle izledi annesini. Ardından köpeğe döndü. "O zaman siz de mi hayatınız sona erdiğinde gideceksiniz?" diyerek anne ve babasına baktı.
"Evet öyle bebeğim ama biz seni asla bırakmayacağız."
Lacy bunu diyen babasına baktı ve ikisine birden sarıldı. "Sizi çok seviyorum."
⁄*
ŞİMDİ OKUDUĞUN
𝗗𝗮𝘂𝗴𝗵𝘁𝗲𝗿 𝗼𝗳 𝘁𝗵𝗲 𝗔𝘃𝗲𝗻𝗴𝗲𝗿𝘀 [1.KİTAP]
FanfictionTony Stark ve Beryl Weasley'nin Lacy adındaki bir çocuğu olur ve çocuğa tüm Avengers bakmaya çalışır. Ta ki Lacy 11 yaşında Hogwarts'a gidene kadar. *** Seri kitabıdır. Lacy'nin 1 yaşından 11 yaşına kadarki hayatını anlatır. Seri kitapları bitmeden...