Düğün günü
Etrafta büyük bir coşku hakimdi.
Büyük salon ağzına kadar doluydu. Kadeh sesleri ve kahkaha sesleri salonda yankılanırken, Jeongguk hariç herkes halinden memnun gibiydi.
Bulunduğu odanın penceresinden manzarayı izlerken oldukça dalgındı. Bir saat içinde tören başlayacak ve artık Jongin'in eşi olacaktı fakat o, Taehyung'u düşünüyordu.
Biraz önce Jimin yanındaydı ve Taehyung'un düğüne geleceğini fakat onu göremediğini söylemişti.
Bir yanı onu deli gibi görmek istese de gelmemesi daha iyiydi. Kendisini izleyeceğini bile bile o imzayı atamazdı.
Kapı açıldığında düşüncelerinden sıyrıldı ve içeri giren Seokjin'e gülümsedi. Düğüne hepsi gelmişti fakat yanına sadece Jimin ve Seokjin gelmişti. Diğerleri Jungkook'a sinirli oldukları için salonda beklemeyi tercih etmişlerdi.
"Jongin heyecandan yerinde duramıyor. Sen nasıl hissediyorsun?" diye sordu Seokjin buruk bir gülümsemeyle. Elbette o da kızgındı Jeongguk'a fakat onun ne kadar üzgün olduğunu görebiliyordu. Yalnız hissetmesini istememişti.
"Bilmiyorum ki. İyiyim sanırım."
Seokjin hafifçe gülerek Jeongguk'a yaklaştı ve elini omzuna koydu. "Bu evliliği istemediğini biliyorum. Hala şansın var biliyorsun değil mi?"
Jeongguk bakışlarını Seokjin'den kaçırdı. O da istiyordu buradan çekip gitmeyi fakat yapamazdı. Jongin'i ortada bırakmayacaktı.
"Kararım kesin. Evleneceğim."
Seokjin sinirle gülerken başını sağa sola salladı. Mutlu olmayacağı bir hayata adım atıyordu. Seokjin en çok da buna kızıyordu. Jeongguk Jongin'i sevmiyordu ve onunla mutlu olamazdı. Neden kendini ateşe atmakta bu kadar ısrarcıydı?
"Çok pişman olacaksın."
Seokjin son sözünü söyleyip odadan çıktığında dolu gözlerini manzaraya çevirdi. Aşık olduğu adamı ve en yakın dostlarını karşısına almıştı. Aralarından su sızmadığı, her hallerini ezbere bildiği, canını gözünü kırpmadan vereceği dostları düşman görüyordu şimdi onu.
Değer miydi?
Şu an evleneceği kişinin Taehyung olmasını deli gibi isterken, arkadaşlarıyla eskisi gibi olmak isterken Jongin ile evlenmeye değer miydi?
Hayır, hiç sanmıyordu.
Jeongguk dolu gözlerini sildi ve telefonunu çıkardı. Fakat açılan kapı ve içeri giren Jongin, Taehyung'u arama planını suya düşürmüştü. Bozuntuya vermeden telefonunu tekrar cebine koydu ve Jongin'e gülümsedi.
"Ben de seni arayacaktım." dedi gözlerinin içine bakarak. Jongin odaya girdiğinde telefonla uğraştığını görmüştü ve en ufak şeyden kıl kapan birisi olduğu için açıklama gereği duymuştu.
"Herkes bizi bekliyor sevgilim." dedi Jongin ve elini Jeongguk'un beline atıp dudaklarına bir öpücük kondurdu.
"Biraz daha bekleyebilirler. Henüz çok erken." dedi Jeongguk. Öpücükten ve belindeki elden rahatsız olsa da sesini çıkarmadı. Jongin temas bağımlısıydı ve alışmıştı artık. Onun dokunuşları, öpücükleri onu etkilemiyordu.
"Çok güzel olmuşsun." dedi Jongin gözlerini hayranlıkla bedeninde gezdirirken. Diğer elini Jeongguk'un yanağına yerleştirip parmağıyla okşarken, alınlarını birleştirip gözlerini yumdu. "Eşim olacağına inanamıyorum."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
liar | taegguk {düzenlendi!}
Roman pour Adolescentsseni insanlara öyle güzel anlattım ki, kimse gelip 'o seni sevmiyor' diyemedi.