Jeongguk
Taehyung ile olan fotoğrafımızı incelerken oldukça düşünceliydim. Git gide berbatlaşan hayatlarımızı, birbirimizi kırdığımız anları, bir türlü barışamayışımızı ama sürekli de bir araya gelmemizi düşünüyordum. Sanki uzaklaşmak istedikçe çekiyorduk birbirimizi.
Taehyung.. Kalbimde inanılmaz ağrılara sebep olsa da delicesine aşıktım ona. Onu sevmekten bir an olsun vazgeçmemiştim, sadece kaçmıştım. Ondan nefret etmemek için kaçmıştım ve bu süreçte aklım daha çok karışmış, ona ihanet etmiştim. O ise hala bana yardım ediyordu çünkü o da aşıktı. Buna çok şaşırıyordum işte.
Nasıl olur da benden nefret etmek için bu kadar sebebi varken içi aşkla kaynıyordu?
Şu an karşısına çıkıp ona sımsıkı sarılmak isterdim. Bir de ona güzel cümleler fısıldamak.
Mesela sana ihtiyacım var demek isterdim. Sımsıkı sarılmana, benimle uyumana, asla yalnız bırakmayacağını söylemene ve bırakmamana. Bana kızmana ihtiyacım var. Yaptığım hataları tane tane anlatmana ve ne kadar kızarsan kız bunun beni sevmekten vazgeçtiğin anlamına gelmediğini söylemene.
Çok yorgundum. Anlatılanları duymayacak kadar yoğundu kafam. Sadece beni yiyip bitiren düşünceler vardı. İyi şeylere ihtiyacım vardı. Hayır, sadece Taehyung'a ihtiyacım vardı.
Gözüm çift yüzüğümüze takıldığında alt dudağımı dişledim sertçe. Bu yüzüğü çıkarmıştım ben. Nasıl yapabilmiştim? Gözlerim dolarken yüzüğü alıp tekrar parmağıma taktım ve güldüm gözyaşlarım içerisinde.
Sen sahip olduğum her şeysin demişti bana. Mesela ne kadar güzel olduğumdan bahsederdi bana, kendi güzelliğinin farkında olmadan. Gerçekten de güzel adamdı Taehyung, çok aşık bir adamdı. Ben de çok aşıktım. Taehyung'a ve onunla ilgili tüm detaylara aşıktım.
Nasıl kendimi affettirecektim, nasıl ona güven kazandıracaktım bilmiyordum fakat barışmamız gerekiyordu. Birbirimize sarılmalı, ona ne kadar ihtiyacım olduğunu göstermeliydim.
Çünkü yıllar sonra bile Taehyung'un sevgisi karşısında savunmasız ve heyecanlı olacaktım.
Eğer olur da barışırsak her şey eskisi gibi olmazdı, biliyordum. Fakat en azından birbirimize sahip olmaya devam ediyor olurduk. Denerdik, çabalardık, biz bir olduğumuz sürece neyin üstesinden gelemezdik ki?
Böyle olmaya gönlüm el vermiyordu. Üzülüyordum, ağlıyordum, bitiyordum. Çürüyormuş gibi hissediyordum, nefesim kesiliyordu bu halimizi düşündükçe. Taehyung'un da benden farkı olmadığını biliyordum. O çok göstermezdi fakat ben hissediyordum işte.
Taehyung bana kötü yanlarını göstermezdi hiç. Bana ne kadar kızgın olursa olsun gözlerinde o şefkati görürdüm hep. Mesela en kötü günlerinde yanında değildim, bana ihtiyacı olduğunu bile bile sırtımı ona çevirmiştim ama yine de bana karşı o merhamet duygusu oralarda bir yerdeydi hep.
"Jeongguk?"
Jimin'in sesiyle düşüncelerimden sıyrılıp bakışlarımı ona çevirdim. Yatağın üzerinde fotoğraflara ve dolu gözlerime bakıp iç çektikten sonra yanıma oturdu. Anında beni kendine çekerken, başımı omzuna yaslamış ve kendimi tutmayı bırakıp ağlamaya başlamıştım.
"Güzel şeyler diyebilsem keşke. Her şey yoluna gireceğini, Taehyung ile eskisinde de iyi olacağınızı söylemeyi çok isterdim."
"Jimin artık dayanamıyorum ben." dedim titreyen sesimle. "Her gün fotoğraflarına sığınıyorum sadece. Yetmiyor, ona ihtiyacım var."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
liar | taegguk {düzenlendi!}
Roman pour Adolescentsseni insanlara öyle güzel anlattım ki, kimse gelip 'o seni sevmiyor' diyemedi.