Salonda ki herkes sessizce birbirine bakarken, gerginlikle sağ bacağımı sallayıp duruyordum.
Alışveriş merkezinde Bogum'u bırakıp gideriz sanmıştım fakat Taehyung gidip onu yerden kaldırmış ve arabasına bindirmişti. Buraya kadar sesimi çıkarmamıştım fakat Bogum'u eve götüreceğini söylediğinde yaygarayı çıkartmıştım.
Bogum burada ki herkes için önemli biriydi. Onlar yıllardır birbirlerini tanıyorlardı. Yıllarca birbirleriyle her şeylerini paylaşmışlardı. Elbette Bogum'un yanlarında kalmasını isteyeceklerdi. Onlar Bogum'a hala değer veriyorlardı.
Bunu biz eve geldiğimiz gibi Bogum'un üzerine atlayıp, ağlayarak hasret gidermelerinden anlamıştım. Tanrım birde gözlerimin içine baka baka Bogum'u ne kadar özlediklerini anlatmışlardı.
"Bogum kalacaksın değil mi? " dedi Yoongi sırıtarak bana bakarken.
Tanrım, yemin ederim şimdi gidip kafasını ısıracaktım!
"Hayır kalmıyor. " dedi Taehyung. Bakışlarımız ona çevrildiğinde Taehyung bana bakmış ve ellerimizi birleştirmişti. "Bogum buralarda takıldığı sürece Jungkook'un huzursuz olacağını biliyorum. Zaten onu sadece konuşmak için çağırdım. Daha sonra buradan gidecek ve çevremizde bir daha dolanmayacak. En azından Jungkook ve benden uzak duracak."
"Şunun için mi Bogum'u bizden uzaklaştıracaksın?! "
Yoongi beni göstererek sesini yükselttiğinde derin bir nefes alıp bakışlarımı Taehyung'da gezdirdim. Tartışmanın çıkacağı en başından belliydi aslında. Ve Tanrı aşkına o bana 'şu' mu demişti? Şu?
"Bogum olmadan da hayatımız gayet güzel ilerliyor Yoongi. Ona ihtiyacımız yok. Hiçbir zaman olmadı. "
Yoongi koltuktan kalkıp odanın içinde turlarken, sinirle saçlarını karıştırdı. Odada ki herkesin Taehyung'a sinirli olduğu açıktı fakat sakinliklerini koruyabiliyorlardı.
"Jungkook'u öldürme hayalleri kuran sen değil miydin? O hiçbir zaman bizim aramıza tam olarak katılmadı Taehyung. Neden onu bu kadar koruyorsun? Neden onu bize karşı savunup duruyorsun?! "
"Jungkook'a aşığım çünkü amına koyayım. Cevabım tatmin etti mi?"
Taehyung'un ani itirafıyla hepimiz ona baktığımızda, Taehyung ellerimizi birleştirmiş ve herkesin gözüne sokmak ister gibi ellerimizi kaldırmıştı.
Tanrım yemin ederim tüm vücudum titriyordu.
"Jungkook'a aşığım, onu seviyorum, onu köpek gibi kıskanıyorum ve onu korumak benim en büyük sorumluluğum. Buna da itiraz edecekseniz beni hiç yormayın ve evden usulca siktirin gidin. "
Taehyung ayağa kalktığında bende hızla ayağa kalktım ve bizi odaya götürmesine izin verdim. Kapıyı kapattıktan sonra yatağa uzandım ve anında göğsüme yatan sevgilimin saçlarını gülümseyerek okşamaya başladım.
"Kim seri katil Taehyung'u aşk adamına dönüştürdüm öyle mi? Bence büyük bir ödülü hak ediyorum. "
Taehyung hafifçe güldüğünde eğilip kapalı göz kapaklarına öpücükler kondurdum ve yanağını nazikçe okşadım. Sinirden kasılan vücudu yavaşça gevşiyordu.
"Bende çok derinsin Jungkook. Nereye baksam seni görüyor gibiyim. Gözlerimi kapatsam bile sen varsın. Sana aşık olduğumu da böyle fark ettim. Yemin ederim çok karışık bir durum içerisindeyim. Bu hisler bana kafayı yedirtecek. "
Dedikleri ile gülümsemem genişlerken dolu gözlerimle alt dudağımı hafifçe dişledim ve hafifçe güldüm. Hala kendime gelebilmiş değildim. Kim Taehyung'un aşk itirafını uzun zamandır bekliyordum fakat bunun bu kadar ağır olacağını düşünmemiştim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
liar | taegguk {düzenlendi!}
Novela Juvenilseni insanlara öyle güzel anlattım ki, kimse gelip 'o seni sevmiyor' diyemedi.