"Lütfen yapmayalım" diye yalvardım Taehyung'un elini sımsıkı tutup kendime çekmeye çalışırken.
Geldiğimiz lunaparkta Taehyung hız trenini görmüş ve ikimizi oraya götürmeye çalışıyordu. Tamam o hız manyağı olabilirdi ama hızdan nefret ederdim. Cidden bayılır kalırdım orada.
"Çok durmayacağız Kook."
Ağlamaklı sesler çıkarıp başımı sağa sola salladım. "Ya sen tek başına git, ben atlı karınca da falan takılırım."
Taehyung adımlarını durdurup bana döndü ve tek kaşını kaldırarak şüpheyle bana baktı. "Sen hızı seversin Jungkook, neden itiraz ediyorsun ki? "
Harika. Birde buna yalan uydur bakalım Jungkook.
"Midem bulanıyor. " dedim yüzümü buruşturarak. "Orada kesin üzerine kusarım, sonra sende beni öldürürsün falan baya olay yaratırız. Çocukların psikolojisini bozmayalım hiç. "
Taehyung gözlerini devirip gülerken ellerimizi tekrar birleştirdi ve atlı karıncaya doğru ilerlemeye başladı. Cidden benim için onlara binecek miydi?
Taehyung atlı karıncaya bindiğinde bana gülümseyerek baktı ve kucağını patpatladı. Anında gözlerimi sonuna kadar açıp başımı sağa sola salladım.
"Çocukların önünde bana teklif ettiğin şeye bak. Terbiyesiz! "
Taehyung oflayarak "Salak mısın sen ya? Çocuklar anneleriyle biniyor, sende benimle bineceksin ne var bunda? " dediğinde omuz silktim.
"Ya onlar küçücük, biz kocaman insanlarız. Üstelik kendin diyorsun onlar anneleriyle biniyor. Ne diye seninle binecekmişim?" dediğimde kahkaha attı.
"Sende babacığınla bineceksin işte, fena mı? "
Bizden büyük birkaç kişinin sinirle bize baktığını gördüğümde gülmemek için dilimi ısırdım. Bu kadar açık sözlü olmak bir gün başına iş açacaktı bu çocuğun.
Hala beni bekleyen Taehyung'a ilerledim ve bize dönen garip bakışları umursamadan Taehyung'un önüne oturdum. Taehyung'un elleri anında belimi bulurken, bende sırtımı göğsüne yaslamış ve gülümsemiştim.
"Şu saçma şeye bindiğime inanamıyorum." dedi hayretle. Gözlerimi kapatıp hafifçe kıkırdadım. Açıkçası bende inanamıyordum.
"Karizmanı çizdirdim. "
Taehyung enseme öpücüklerini kondururken hafifçe yerimde kıpırdandım. Hala bize bakan kişiler vardı fakat Taehyung onları umursuyor gibi görünmüyordu.
"Cidden çocukların psikolojisini bozacağız, uslu dur artık. "
Taehyung çenesini omzuma yaslayıp gülümsediğinde kaşlarımı kaldırarak ona baktım. Pekala dediğim şeyi yapacağını düşünmemiştim. Ve sizce Taehyung'un bu kadar hızlı değişmesi garip değil miydi?
"Jungkook az sonra yaşanacaklar için üzgün değilim. " dediğinde kaşlarımı çatarak ona baktım.
Taehyung saniyeler içinde yerinden kalkmış ve karşıdan beni açlıkla izleyen adama "Ne bakıyorsun yarram? " diyerek silahını doğrultmuştu. Çığlık atan çocuklara bakıp ağlamaklı sesler çıkardım.
Hayır hayır. Taehyung değişmiyordu.
"Ya sen gerizekalı mısın? " diye bağırdım atlı karıncadan inip.
Taehyung sinirle bakışlarını bana çevirdi. "Bana sesini yükseltme. " diye bağırdığında, "Sende bana bağırma." diye karşılık verdim. Cidden sinirimden tüm vücudum titriyordu.
"Bir kere şu siktiğimin silahını çıkarma. Şu çocuklara bak! "
Taehyung annelerinin arkasına saklanmış çocuklara bakarken derin bir nefes almış ve silahını indirdi. Ardından yavaşça yanıma gelmiş ve kollarını bedenime doladı. Karşılık vermedim.
"Sinirlerime hakim olamıyorum. " diye fısıldadı başını boynuma gömerken. "Özellikle konu sen olunca sakin kalmam imkansız Jungkook. Bunun için beni suçlayamazsın. "
"Katil olmanı, başkalarına zarar vermenden nefret ediyorum Taehyung. " dediğimde histerik bir şekilde güldü.
"Ben kendimden nefret ediyorum. Onu ne yapacağız? "
Duraksadım. Kollarımın arasında ki beden küçücük bir çocuğa dönüşmüş gibiydi. Ve ben o çocuğu sarmalamak, sevgimle onu boğmak istiyordum.
"Bana yaşadığımı hissettiren kişi ile kendimden nefret etmemi sağlayan kişinin aynı olması ne garip değil mi? " dedi dibimizde ki banka otururken. Bende yanında ki yerimi aldığımda başını omzuma yaslamıştı. "Aşk denen o sikik duyguyu bir kez yaşadım ve hayal dahi edemeyeceğim berbat sonuçlar aldım. Tekrar aynı şeyleri yaşamaktan korkuyorum. "
"Bana aşık olmaktan mı korkuyorsun?" dediğimde titrek bir nefes aldı.
"İlk ilişkim 2 yıl önce bitti. O hayatımda gördüğüm en güzel erkekti. Yüzü güzeldi ama karakteri daha güzeldi. Bu yüzden ona aşık olmaktan hiç korkmadım. 3 yıl boyunca çok güzel ve dolu bir ilişki yaşadık. Çevremizdekilerin imreneceği kadar güzel bir ilişkimiz vardı. Ona kendimi teslim ettim. Onu kendimden vazgeçecek kadar sevdim. Bogum beni avuçlarının içinde tutuyordu. "
Kalbime yerleşen ağırlık nefes almamı zorlaştırırken, dolu gözlerimi yukarı çevirdim akmamaları için. Taehyung'un kalp kırığını öğrenmek isteyen bendim fakat canımın bu kadar çok yanacağını düşünememiştim.
"Neden bitirdiniz? " dedim titreyen sesimle.
"Aldattı."
İnsanın canını en çok yakan, affedilmesi en zor olan şey değil miydi ayrılık? Taehyung onu bu kadar çok severken nasıl dayanmıştı? Nasıl baş etmişti?
"Üzgünüm." dedim ağlamaya başlarken. Taehyung başını kaldırıp dolu gözleriyle bana bakarken ağlamamı nasıl durdurabilirdim?
"Üzülmeni hak edecek biri değil. O bitti, şimdi sen varsın. Beni yakıp kavuran, deli eden sen varsın. "
Hafifçe gülümsedim. Bittiğini söylüyordu fakat bitmediği çok açıktı. Belki ona karşı duygularını bitirmiş olabilirdi ama acısı hala duruyordu işte. Gözleri dolu doluydu, bitmemişti.
"Bana bunu neden anlattın peki? " dediğimde ellerimi ellerinin arasına aldı. Avuçlarının arasında küçücük kalan ellerim gülümsetmişti.
"Bu ruhu yırtık adamı kendine aşık et." dedi ve alınlarımızı birleştirdi. "Ben seninle yanmaya varım. "
"Seni seviyorum Taehyung. "
Tereddüt etmeden söylediğim cümle onu gülümsetirken gözlerimi yumdum. Hareketlerimden bunu belli ediyordum aslında ama benden duymasını istemiştim.
Ona Bogum gibi olmayacağımı gösterecektim. Bizim ilişkimizin en özeli olduğunu da gösterecektim.
"Aşkım." diye fısıldadı dudaklarını yanağıma bastırıp. "Güzelim, " Dudakları bu sefer çeneme inmiş ve dudaklarını orada gezdirirken minik öpücükler bırakmıştı. "Sevgilim." Ve bir öpücük daha.
Taehyung fısıldayarak dudaklarını tenimde gezdirirken, gülümseyerek dokunuşlarının keyfini çıkarıyordum. Beni öpmesini seviyordum. Bana her dokunduğunda vücuduma yayılan titremişimi seviyordum.
Ona dair her şeyi seviyordum.
Çok kişinin canını yakmıştı, çok kişiyi öldürmüştü fakat başkalarına bu kadar acımasız olan bu adam bana gelince bambaşka birine dönüşüyordu. Fazla sinirliydi çünkü sevgiye ihtiyacı vardı. Kalbi kırıktı ve benden onu iyileştirmemi istiyordu. Bende sağlam sayılmazdım. İşte bu yüzden birbirimize ihtiyacımız vardı. Fakat başaracağımızı biliyordum.
Yırtılan ruhlarımızı dikip orada papatyalar yetiştirecektik.
3-4 bölüm sonra olayları patlatacağım bu yüzden bu kadar sakin bölümler yazıyorum. kaostan sonra uzun bir süre hoş bölümler gelmeyecek çünkü jdkxfjld
bölümün kısalığı için üzgünüm birde :(
kendinize dikkat edin, sizi seviyorum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
liar | taegguk {düzenlendi!}
Novela Juvenilseni insanlara öyle güzel anlattım ki, kimse gelip 'o seni sevmiyor' diyemedi.