Taehyung elinde ki silahını alnıma doğrultmuş sinirle bana bakarken, içimden yine ne halt yediğimi düşünüyordum. Üstelik biricik sevgilimin sinirlendikçe alnıma silah dayamasına o kadar çok alışmıştım ki, abartı tepki veremiyordum bile.
Son bir haftadır aramız gayet iyiydi ve ben evden bile çıkmamıştım. Onu sinirlendirecek hiçbir hareketim yoktu çünkü sürekli suyuna gidiyordum. Eğer canı beni gebertmek çekmediyse başka bir sebep yoktu yani.
"Sen var ya çok sinsisin. " dedi sinirle gülerek. "İlk başta iyilik meleği gibi davranıp hepimizin aklını karıştırdın. Ve biz gerçekleri anlamayalım diye bunu uzun tuttun. Bizde aptal gibi sana inandık."
Taehyung'un dediği şeyler kalbimin ritmini bozarken korkuyla ona bakmıştım. Öğrenmiş olamazdı değil mi?
"Birde bana aşık rolü yapman yok mu amına koyayım. " dedikten sonra kendi kendine güldü. Anlattıkça sinirleniyor ve silahı tutan eli sıkılaşıyordu. "Bana tetiği çekmemem için tek bir neden söyle. "
"Ne yaptığımı bilmiyorum? "
Taehyung sinirle kahkaha atıp tetiği çektiğinde yutkundum. Kalbim ritmini çoktan kaybetmişti ve gözlerim de yavaşça doluyordu. Bu kadar erken bitmemeliydi.
"Beni aldattın. " dedi dişlerinin arasından. "Beni tekrar gözlerimin önünde aldattın."
Ağzım şaşkınlıkla açılırken şaşkınlıkla ona bakıyordum. Onu aldatamazdım ki. Onu deli gibi seviyordum.
"T-taehyung" diye fısıldadım ağlamaya başlarken. Taehyung'un sinir ve hayal kırıklığı dolu bakışlarının altında eziliyordum.
"Değiştiğini sanmak en büyük aptallıktı. Siktiğimin huylarından kurtulamadın bir türlü. "
Taehyung silahı indirip boş depoda boğazı yırtılırcasına bağırdığında gözlerimi yumdum. Kendimi haklı çıkaracak hiçbir şey söyleyemiyordum ki zaten beni dinleyecek halde değildi.
"Taehyung seni aldatmam. " diye fısıldadım yalvarırcasına. Ateş saçan gözlerini bana çevirip "Gözlerimin önünde siktiğimin çocuğuyla öpüştün ve hala inkar mı ediyorsun?! " diye bağırdığında korkuyla yerimden sıçradım. Ve sonra Taehyung'un arkasına baktım.
Jungkook omzunu duvara yaslamış bir şekilde gülerek bana bakmış ve karanlıkta yürümeye başlamıştı.
******
"Demek geri döndü. " diye mırıldandı Jimin alt dudağını ısırıp. "Onun geri gelmesi demek ortalığın karışması demek. Taehyung'tan uzak olduğu için kafasına ne esiyorsa yapacak ve onun arkasını toplamak sana kalacak. Tek dileğim Taehyung'un seni gerçekten gebertmemesi. Berbat bir kardeş ilişkiniz var. İki yabancı gibisiniz, o senden nefret edip hayatını cehenneme çeviriyor ve sen sırf ikizin diye susup dediklerini yapıyorsun. Tanrı aşkına Jeongguk, kardeşin iğrenç biri ve seni kullanmaya devam edecek."
Evet sonunda gerçek hikayemi Jimin'e anlatabilmiştim.
Ağzımı açtığım sırada odaya giren Seulgi'ye bakıp sustum ve ona tebessüm ettim. Jimin'in kardeşi dün gece gelmişti. Gece ayak üstü tanışmıştık ama konuşma şansımız olmamıştı.
"Evde tek siz varsınız. Özel bir şey konuşmuyorsanız gelebilir miyim? "
Masum bakışlarla bize baktığında gülerek elimle yatağı patpatladım. Seulgi gülerek yatağa zıpladı ve bana imayla bakmaya başladı.
"Taehyung'un dediği kadar yakışıklıymışsın. Sana sahip olduğu için şanslı. "
Bence ben ona sahip olduğum için şanslıydım. Ben onun yanında çok sönük kalıyordum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
liar | taegguk {düzenlendi!}
Novela Juvenilseni insanlara öyle güzel anlattım ki, kimse gelip 'o seni sevmiyor' diyemedi.