Onun gözleri denizdi, bendim. Ama benim yeşil gözlerim onu çağrıştıran bir renge sahip değildi fakat kimsenin bilmediği bir şey vardı. Zamanında Haki takım elbisesiyle beni kendine hayran bırakan adam gözlerimin rengini hiç bu kadar farklı sevdirtme...
Oylarınızı ve yorumlarınızı bekliyorum. Keyifli okumalar 🌺
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Karşı dairede olan kadını ilk defa maskesiz görüyordu. Bu kadın affet-i devrandı. Ama Alpaslan güzelliğini umursamadı hatta fark etmedi bile.
"Siz kimsiniz?" diye sordu kadın. Karşısındaki adamı ilk defa görüyordu ayrıca maskesiz çat kapı gelmesi sinirini bozmuştu. Kapıdan ayrılıp hemen ayakkabılığın önüne geçip askıdaki maskesini alıp taktı.
"Ben sizin karşı komşunuzum da kahvemiz bitti onun için gelmiştim." Dedi Alpaslan. Kadının kendisini tanımadığını anlayınca 'keşke maskeyi takıp öyle gelseydim belki o zaman tanırdı' diye kendi kendine konuştu.
Kadın ilk önce karşı daireye baktı ve orada bir adamın durduğunu gördü ardından mesafeli olarak başını sallayıp mutfağa geçti. Hemen koleksiyon yaptığı kahvelerden iki farklı türünü alıp kapıya geldi.
"Türk Kahvesi mi yoksa Nescafe mi?"
"Türk Kahvesi." Diyerek kadın sağ elinde tuttuğu paketi Alpaslan'a verdi.
"Teşekkür ederiz. Bu arada köftenin yanına patates kızartması çok iyi gitti." Dedi gülerek.
Kadın ise yaptığı imayı anlayınca ilk önce şok geçirdi. Ve kadının şok geçirmiş yüzüne karşı gülümsemekle yetinip kendi dairesine geçti.
Yunus ise kadının geçirdiği şok yüzünden kısa bir kahkaha attı.
"Kadın artık ömrü boyunca bu şansızlığı unutmaz."
"Bence de ama iyi oldu taramalı gibi başımı ağrıtmıştı."
"Keşke tanışsaydınız."
"Ne gerek var?" diyerek mutfağa geçip Türk kahvesini yapmaya başladı.
🌺
"Karlofça Antlaşması kutsal ittifak savaşlarına son veren bir antlaşmadır bunu sakın unutmayın gençler. Maddelerine gelecek olursak," diye dersine devam eden Alpaslan, zoom dersine yoklama için derse katılan Demet'i görmesiyle sesini düzeltip daha hiddetli daha akıcı ve etkileyici bir ses tonuyla konuşmaya başladı.
"Hocam siz iyi misiniz?" diye soru yönelten öğrenciye kaşlarını çatıp sakin olmaya çalıştı.
"Hayırdır evladım bir sorun mu var?"
"Benim bir sorunum yok ama sesiniz tuhaf gelmeye başladı sanki başınıza bir şey gelmişte bize çaktırmamaya çalışıyormuşsunuz gibi."
"Ne alakası var evladım benim sesim her zaman böyle. Senin cihazlarında bir sıkıntı vardır." Diyerek derse devam etti.
Alpaslan ise tekrar katılanlar arasına baktığında Demet hocanın çıktığını görünce morali bozulsa da o vurgu tonlamalarına dikkat edecek şekilde hiddetli, etkileyici sesiyle seslenmeye bırakıp normal bir şekilde ders anlatmaya devam etti.
