4|Krem

316 118 90
                                    

Deniz Deral

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Deniz Deral

2 gün sonra...

Alpaslan'a yaptığım pasta yüzünden hastanelik olmuştuk. Evden ayrılıp bu güzel,narin ve zarif bedenimle onun o koca cüssesini kucaklayıp arabaya bindirip hastaneye götüreyim derken ayağım kayıp merdivenlerden sırt üstü düşmüştüm. Neyseki şans eseri bir adam, Alpaslan'ı tutup düşmesini engellemişti. Ama benim kaçınılmaz sonum merdivenlerdi.

O adam sayesinde Alpaslan'ı arabaya bindirip hızlıca hastaneye götürmüştüm ama sırtıma aldığım darbe sayesinde pek bir ağrı yada acı hissetmemiştim.

Sonradan acısı çok kötü çıkmıştı. Doktorun dediğine göre sırtımda ciddi derecede morluk ve zedelenme vardı çatlak olmadığı için şanslı olduğumu dile getirmişti. Bir de belime korse dolandırmıştı bu dik durabilmek ve zedelenen yerler çabuk iyileşsin diyeymiş.

Alpaslan bu durumu öğrendiğinde ise kendini suçlu hissedip benimle ilgilenmeye başlamıştı. Eski Deniz olsaydı bu halleri pek bir hoşuma giderdi fakat şimdiki Deniz Alpaslan'dan uzak durma yöntemlerini deniyordu.

Ne olurdu yemeye başlamadan önce sorsa ölür müydü?

"Dur bekle beni, sakın hareket etme."  Diyerek hızlıca arabadan inip benim olduğum tarafa geldi. Kapıyı açıp yavaşça dışarı çıktığımda dudaklarımdan bir ses firar etmişti.

Bunlar hep senin yüzünden Alpaslan!

"Tamam kasma kendini." Diyerek beni ayakta bıraktı. Elimi belime koyarak yavaşça yürümeye başlamıştım. Merdivenlerden yavaş yavaş çıkmaya başladığımda Alpaslan beni durdurdu.

"Bu böyle olmayacak Deniz. "

"Başka nasıl gidebilirim acaba?" Dedikten sonra sinirle gözlerinin içine baktım.

Beni yavaşça kucağına alıp merdivenlerden hızlıca çıkmaya başlamıştı. Ara ara acımdan dolayı çığlık atsam da ellerim boynunu dolamış gözlerim kapalı bir şekilde yukarı çıktık. Dairemin önüne geldiğimizde beni yavaşça yere indirdi. Gözlerimi açtığımda ise daha yakından birbirimize bakıyorduk. Nefeslerimiz birbirimize karışıyordu ve göğsündeki sıcaklığı hissedebiliyordum.

Gözlerimi kapatıp derin bir nefes alıp verdiğimde ondan yavaşça ayrıldım kapının kilit sesini işittiğimde ayağımdaki terlikleri çıkarıp evime girdim.

Ağlayarak kanepeye oturduğumda daha çok ağlamaya başladım.

"Özür dilerim çok özür dilerim Deniz." Diyerek sırtıma yastık koymaya çalışıyordu.

"Çok acıyor." Diye söylendim.

"Biraz daha sabret geçecek bunlar. "

"Geçecek. " diyerek kafamı arkaya yasladım. Ağlamam geçene kadar Alpaslan başımda beklemişti bense onu gözlerimi açtığımda fark etmiştim. Birinin yanında ağlamaktan nefret ederdim. O yüzden hızlıca elimi yüzümü silip ruh halimi dağıttım.

Zoomdaki KadınHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin