Kedi - 14

1.5K 207 41
                                    

Dünkü olaylar Jisung'u rahat bırakmamıştı. Minho'ya o şekilde davrandığı için kendini çok kötü hissetmişti ve büyüğü onu bütün gün görmezden gelmişti.

Minho'nun eve dönüşünü bekleyip ondan özür dilemek istedi ama saat çoktan gecenin 1iydi ve adam hala dönmemişti, bu yüzden de stüdyosuna gitmeye karar verdi. 

Minho'nun kapısına yerleştirdiği zile bastı, bazen müzik sesinden kapıyı duymadığı için yaptırılmıştı. Jisung cevap alamayınca somurttu. Zile tekrar bastı ama hala cevap yoktu.

'Belki de tuvalettedir' diye düşünerek odanın tam karşısındaki tuvalete girdi. Bütün kabinlerin kapısı açıktı ama Minho'dan eser yoktu.

Böylelikle Minho'nun onu hala görmezden geliyor olduğu sonucunu çıkardı.

Ama bu Jisung'a yetmemişti. Bu kez zile abanmak için stüdyonun kapısına döndü ama kapı hafif aralıktı.

'Garip' diye düşündü kapıyı tamamen açarken. Minho'yu görmeyi beklemişti ama onun yerine boynunda pembe tasmasıyla odanın ortasında oturan ve ona bakan Lino'yu gördü.

''Selam küçük adam...'' dedi yumuşak bir sesle onu sevmek için eğilirken. 

''Buraya Minho'dan özür dilemeye geldim ama sanırım gitmiş. Nereye gitti acaba. Her neyse, evde onu bekleyip özür dileyecektim ama bu saate kadar dönmediğinde dayanamadım. Ve şimdi bana bak, buraya kadar geldim ve beni anlamayan bir kediyle konuşuyorum'' dedi siyah kediye gülümseyerek.

''Biliyor musun, gözlerin Minho'nunkilere çok benziyor'' dedi kendi kendine kıkırdarken.

''Ne zaman dönecek?''

''Hadi gidip onu arayalım'' dedi kediyi kucaklayarak ama Lino gencin tutuşundan kurtulup bir köşeye kaçtı.

''Böyle yapma amaaaa!'' diye sızlandı Jisung kediye yaklaşarak ama Lino daha öteye kaçmaya devam etti. 

''Neden çıkmak istemiyorsun ki?'' diye sordu onu sıkıştırmaya çalışarak ama işe yaramadı.

''İstesen de istemesen de benimle geleceksin'' Jisung şu anda çılgın gibi görünüyordu ama şansına binada gecenin 2sinde kimse yoktu.

Minho gencin bu sözlerine panik olunca masasına atladı.

''Bilgisayara yaklaşma, Minho çok kızar!'' Jisung kediyi tutmaya çalıştı ama Lino bilgisayardan 'notlar' uygulamasını açınca durdu. Kedi yavaşça klavyeye yazmaya başladı.

''Ben yalnızca bir kedi değilim'' diye okudu Jisung dışından.

''...Ne? Beni anlayabiliyor musun yani?!'' diye haykırdı. Lino başını olumlu anlamda salladı.

Başka bir şeyler yazmaya başladı.

''Beni bu odadan çıkarırsan 'bir şeyler' olur''

Minho içten içe panikliyordu ama bundan bir çıkışı olmadığını anlamıştı artık.

Jisung'un kendini cimcirdiğini ve başını iki yana salladığını gördü.

''Seni bu odadan çıkarırsam olacak olan şey ne?'' diye sorduğunda kedinin başı yere döndü.

''...Seni çıkarabilir miyim?'' diye sordu tekrar. Lino'ya neden bu kadar güvendiğini bilmiyordu. O bir kediydi. Ama eğer bir kedi onu anlayabiliyorsa, Jisung ona güveniyordu.

Lino bu kez başını yavaşça salladı. Sonra da başka bir şey yazdı.

''Dışarıda başka kimsenin olup olmadığına bak, sonra da gözlerini kapat lütfen..''

''Tamamdır'' Jisung kediyi kucakladı ve kapıdan dışarı bakıp başka kimsenin olmadığından emin olunca odadan çıktı.

''Hadi bakalım'' dedi kediyi hala kucağında tutarken gözlerini kapatarak. 

Bunun üstüne Lino'nun ağırlaştığını fark etti, sonra da beline dolanan bacakları ve boynuna dolanan kolları hissetti. 

Jisung büyüğünün tanıdık kokusunu duyunca kafası bir kez daha allak bullak oldu.

''Artık bakabilirsin....'' diye fısıldadı tanıdık bir ses.

Kedi -MinSung-Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin