''Tasman nerede? Minho boynundan çıkardı mı yoksa?'' dedi Jisung somurtarak.
''Hadi eve dönelim küçük adam. Minho burada daha çok duracakmış gibi geldi bana'' diye ekledi bilgisayara bakarken.
Minho gencin tutuşunun gevşediğini hissedince transından çıktı ve Jisung'un ellerinden kaçıp gitti. Stüdyodan çıkıp kendini direk tam karşıdaki tuvaletlere attı.
Jisung kendi salaklığına homurdandı. Onu nasıl bırakıverebilmişti? Kediyi takip ederek tuvaletlere girdi ama onun yerine darmadağın bir Minho'yla karşılaştı.
''Ah, Minho hyung'' dedi kaşlarını kaldırarak. Sonra da şüpheli görünmemek adına ellerini yıkamaya başladı ''Seni buraya getiren ne?''
Minho ona gergince gülümsedi ''Tuvaletteydim''
Kuyruğunu pantolonuna sokuşturmayı unuttuğunu fark edince sırtı duvara dayanana kadar geri adımlar attı. Sonra da elini arkasına atarak Jisung fark etmeden lanet kuyruğu sokuşturmaya çalıştı. Garip görünmemek için yeniden kabinlerden birine girmeyi de istememişti.
Jisung karşısındakinin hareketlerini garipserken Minho'nun arkasında biraz kürk görünce gözleri kocaman oldu. Kafa karışıklığını örtbas etmek için öksürdü. Belki de yalnızca bir şeyler gördüğünü hayal etmişti.
''Eeee... Eve ne zaman döneceksin?'' diye sordu ellerini kurutup duvara yaslanırken, bir yandan da Minho'nun arkasında ne sakladığını görmeye çalışıyordu.
Minho bu kez de başındaki şapkayla oynaşıyordu.
''Şey... Şimdi. Chan hyung bana kızgın mı?'' diye sordu Jisung'un dikkatini dağıtmak için. Jisung ise büyüğüne doğru yürürken telefonunu çıkardı.
Minho'nun da görebileceği mesafeye gelince mesajlarını açtı. 3 cevapsız arama, 34 okunmamış mesaj.
''Kızgın mı? Yoksa cinnet geçirmek üzere mi?'' dedi Jisung.
Gencin sormak istediği sorular vardı ama büyüğü her sorusunu atlatınca buna gıcık olmuştu. Her şey hakkında böyleydi. Lino hakkında, stüdyosunda neden tek başına bu kadar zaman geçirdiği hakkında, kendisi hakkında.
Neden sürekli şapka takıyordu mesela? Aslında havalar soğuk sayılırdı, bu yüzden buna pek aldırış etmemişti ve Minho'nun şansına, yakın zamanda comeback yapmayacakları için stilistler de sorun olmayacaktı.
''Ne saklıyorsun hyung?'' diye sordu Jisung bu kez ciddi bir sesle. Telefonunu cebine geri atarken gözleri büyüğünden hiç ayrılmamıştı.
''S-saklamak mı? Hiçbir şey sakladığım yok''
'Kekelemeyi kes seni aptal!'
''Lino neden stüdyondaydı?''
''Bu binada gezip duran şu meraklı siyah kedi mi?'' diye sordu Minho salağa yatmaya çalışarak.
''Salağa yatmaya çalışma hyung. Bu ikinci kez oluyor. Ayrıca tasması da yoktu. Onu neden çıkarasın ki?''
''Çıkarmadım! Hadi ama Ji, bunu neden yapayım ki? Sorular sormayı bırak da dönelim hadi artık''
Jisung bir adım geri attığında Minho bir iç çekerek banyodan çıktı.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kedi -MinSung-
Fanfic-Tamamlandı- Jisung Minho'nun git gide kedilere benzediğini düşünüyordu. UkeMin 🔥⚠🛐 SemeSung 🛐⚠🔥 ⚠Bu kitap +18 bir sahne içermektedir⚠ En iyi sıralama: #1 ukeminho #1 semejisung #1 leeknow