Merhabalar efenim! Ben geldim. Bu bölümü okuduktan sonra bir de visual isimli kitabıma göz atarsanız sevinirim. Keyifli okumalar canlarım ❣️
Uyanıp etrafa baktığımda Çağatay'ı yanımda görüp biraz daha sarıldım.
"Uyandın mı nihayet?"
"Çok mu uyudum?"
"Bir saat oldu."
"Telefonum nerede?"Masanın üzerindeki telefonu alıp bana uzattı.
"Cihan aradı."
"Neden?"
"Bilmiyorum."
"Acıktım ben ya."
"Yemekler soğudu güzelim."
"Sen yemedim mi?"
"Yok."
"Isıtalım da yiyelim o zaman."
"Evde mikrodalga yok. Fırında yarım saat ısınmaz şimdi."
"Bende var. Hadi yukarı çıkalım."
"Tamam."~EMİR'DEN~
"Saçma sapan konuşma lan."
Serkan'ın yarın saattir susmadan saçmalaması kendinden bıkmak için mükemmel bir sebepken bir de bunun üzerine salak salak sırnaşıyordu.
Kolumu tutan kolunu kendimden kurtarıp içeri girdim ve soyunmaya başladım. Çağatay abi bugün acımadan anamızı ağlamış ve gitmişti. Çamurlu kıyafetlere iğrenerek bakıp üzerimden çıkardım.
"Çok seksisin Emir'im."
Gülerek konuşmasına diğerleri de gülerken sinirden gülmeye başladım.
"Ne yılışık bir şeysin lan sen!"
"Ayıp ediyorsun. Bir tek sana öyleyim."Alındığını sandığım anda yine bana yaklaşınca gülerek onu ittim.
"Ne yapıyoruz bu akşam?"
"Ben evime gidicem."
"Ben de gidiyorum."Barış'tan sonra Ateş ve Hakan abi de eve gideceğini söylemişti.
"Oğlum hiçbiriniz mi gelmiyor lan? Timur?"
"Lan sen kafadan kontak mısın? Şu haline bak pis herif!"Timur yine iğrenerek baktığında ona güldüm. Titiz bir adamdı ve bu halde nasıl asker olduğu hakkında bir fikrim yoktu. Birkaç dakika daha duş almazsa kusar bile. Acayip.
Hepimiz de giyinip çıktığımızda sırayla evlerimize dağılmak için arabalara geçtik.
"Telefonum nerede lan?"
Ceplerine bakıp bulamadığımdan sinirle geri döndüm.
"Salak, telefonunu almamış."
Arkamdan konuşan Serkan'a takılmadan içeri girdim ve telefonumu aldım. O bile çamur olmuş. Nasıl başardıysam. Ekranı silerek dışarı çıktığımda karşıma birinin çıkması ile kafamı kaldırdım. Yine mi anasını satayım ya?
"Merhaba."
"Merhaba. İyi geceler."Yanından geçmek üzereyken önüme geçip kollarımdan tutarak itti.
"Of Emir! İnsan gibi konuşamaz mısın benimle? Unut artık babamı falan! Herhangi biri olarak gör beni!"
"Uzak dur benden."Yanından geçip arabaya ilerledim. Serkan salak salak etrafa bakıyordu.
"Hayvan herif! Hıyar ağası!"
Arkamdan bağırdığında ona döndüm sakin bir şekilde.
"Bana mı dedin sen onu?"
"Evet sana dedim! Ne oldu, alındın mı?"Sinirli sinirle konuşurken alayla güldüm haline.
"Amacın ne senin? Açıkça söyle."
"Seninle konuşmak istiyorum. Daha kaç kez söyleyeceğim?"
"Ben de istemiyorum. Peki ben kaç kez söyleyeceğim?"
"Bir sebebin yok."
"Var."
"Saçma! Babamdan korktuğun için bana yaklaşmıyor olman çok saçma!"
"Babandan korktuğum için falan değil."
"Neden o zaman? İlk gördüğüm andan beri peşinde dolanıyorum kedi gibi! Kim olsa konuşmayı denerdi. Korkuyorsun işte!"
"Kendi kendine uydurma böyle şeyler. Sadece kendini haklı çıkarmak için beynine oyun oynuyorsun."
"Neden o zaman? Sebebi ne? Hadi söyle de bileyim. O zaman bırakırım peşini."
"Hoop! Lan! Salak mısın oğlum yarım saat oldu!"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Bordonun Aşkı
General Fiction" Ya oooff!" Bağırmam ile zilimin çalması bir oldu. Kim bu yaa şimdi, zaten sinirliyim ! Kapıya gidip bakmadan açtım. Karşımda baya uzun ve dağınık bir adam vardı. Evet dağınık. "Kimsin sen?" Bu soruyu benim sormam gerekmez miydi? "Ne?" ...