Merhabalar! Ben geldim.
Gecikme için özür dilerim. Yazdığım bölüm nedesini bilmedigim bir şekilde silindi. O an sinirle hiçbir şey yazmadım. Sonra sınır doldu. Oldukça hızlı yazmaya çalışsam da moralim bozuk olduğu için kendimi pek veremedim. O yüzden bölüm pek içine sinmedi. Ama daha fazla bekletmek istemedim.
Keyifli okumalar canlar!Hala etrafa sinirli bakışlar atan Çağatay'a şöyle bir bakıp göz devirdim. Akıllanmadı. Deli edecek beni deli.
"Hayır ne dedi bu kadar anlamıyorum ki! Ne söyledi?"
"Boş konuştu."
"Bu yüzden mi yumruk attın?"
"Evet."
"Çağatay!"Bağırdığımda bir anda korkarak geri çekilse de hemen toparlandı ve bana baktı.
"Benim bir suçum yok. O söylememesi gereken şeyler söyledi."
Sinirle konuşup kafasını başka yöne çevirdi. Şimdi bunun ağzını öyle bir mıncıklarım ki!
"Dua et çıkacaksın birazdan. Yoksa başın büyük belaya girecekti."
"Haklıyım da çıkıyorum işte."Çocuk gibi kendi kendine mırıldandı ve kafasını yere eğdi.
Etrafına bakındım ve buraya bakan kimsenin olmadığını görünce yanına gidip ensesinden tuttum ve kendime çekip dudaklarına kapandım. Son gördüğüm ise Çağatay'ın bana şaşkın bakan gözleriydi.Ayrılıp geri çekileceğim sırada elini belime doladı ve bana engel oldu. Yüzümüz oldukça yakınken sessizce konuşmaya başladı.
"Seni o kadar özledim ki. Öleceğim seni doya doya öpemezsem. Seni çok seviyorum sevgilim. Bir tanem, seni çok seviyorum."
Derin bir nefes alıp elimi yavaşça belimdeki eline attım ve geri çektim. Çünkü polis geldi.
"Serbestsiniz."
Dışarı çıktığında hemen gelip elini belime sardı ve beni kendine yasladı.
Arabaya bindiğimde yakınlarda bir restoranda durdum."Hadi yemek yiyelim."
"Yiyelim."İçeri girdik ve cam kenarı bir masaya oturdum. Karşıma geçmek yerine yanıma oturdu ve gözlerime derin derin baktı.
"Açelya, sen çok güzel bir insansın."
"O nereden çıktı şimdi?"
"İçinden bir ses beni affetmemen gerektiğini söylüyor biliyorum. Ve doğru olanın da bu olduğunu düşünüyorsun. Farkındayım. Ama sen buna rağmen benim her zaman her türlü konuda yanımda olup varlığını belli ediyorsun. Bana her seferinde doğru kişiye aşık olduğumun kanıtını gösteriyorsun. Teşekkür ederim sevgilim."Hafif bir şekilde tebessüm ettim ve bakışlarımı ellerime indirdim.
"Eğer biraz daha ayrı kalsaydık her konuda eksik olacakmışım gibi hissettim. Yokmuşsun gibi, olmayacakmışsın gibi. Sevmedim bu duyguyu. Sensiz olmak hoşuma gitmedi."
"Eve mi gitsek?"Derinden gelen sesi ile konuştuğunda gözlerine bakmayı kesip önüme döndüm.
"Yemek ye. Açım dedin yemek ye."
"Yemek yesem de doğacağını sanmıyorum."Vücudumu bir anda sıcak bastığında ondan uzaklaşıp elimle kendime yelpaze yaptım.
"Sus artık."
"Eve gidelim."
"Çağatay."
"Seni öpmek istiyorum."Aklıma gelen görüntüler ile elimi daha da hızlandırıp dışarıyı izlemeye başladım. Elleri belime gelip okşamaya başladığında istemsiz bir şekilde duruşumu dikleştirdim ve gerildim.
"Çağatay."
"Bence kesinlikle eve gidelim."
"Lütfen dur."Kendimi kontrol edemiyorum artık. Elinde oynatıyordu resmen beni.
Belimdeki elini çektiğinde yavaşça ona döndüm.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Bordonun Aşkı
General Fiction" Ya oooff!" Bağırmam ile zilimin çalması bir oldu. Kim bu yaa şimdi, zaten sinirliyim ! Kapıya gidip bakmadan açtım. Karşımda baya uzun ve dağınık bir adam vardı. Evet dağınık. "Kimsin sen?" Bu soruyu benim sormam gerekmez miydi? "Ne?" ...