Merhabalar efenim! Ben geldim!
Ufak bilgilendirmeler yapacağım sizlere.
Öncelikle küfür edecekmiş gibi konuşmaya başladıktan sonra üç nokta (...) Konuşsam bilin ki küfür devam ediyordur. Ama ben yazmaktan hoşlanmadığım için ve sevmeyen birçok insan da olduğu için öyle bırakıyorum. Siz kafanızdan dilediğiniz gibi devam edersiniz artık 😜
Bir diğeri de sondaki bölümün devam ettiğini düşünün siz😝 ben o tür sahneler de yazamıyorum 🤭 sizin hayal gücünüzü kalmış artık.
Son olarak da Deniz Üsteğmen için bir sondaki bölümü bekleyin. Onun konusu da başka ve sonraki bölümde bir kısmından bahsedeceğim.Antrenmanlara başlamıştım ve Çağatay fark ettirmediğini sansa da bariz bir şekilde çok yumuşak davranıyordu.
Antrenman bitip hepimiz yere oturduğumuzda Çağatay da gelip bizimle oturdu.
"Komutanım insafınıza denk geldik ha bu gün."
Hakan abi imalı bir şekilde konuştuğunda Çağatay'a baktım hemen. Sanki her şeyi biliyor gibiydi. Ama Çağatay da bana baktığında onun da bir şey söylemediğini anladım.
"Açelya rahatsızdı üzerine gitmek istemedim."
Açık açık söylediğinde kısa bir an sessizlik oldu. Bu kadar da dürüst olunmaz ama.
"Her neyse. Kalkın üzerinize değiştirin."
Ayağa kalkıp yanımızdan ayrıldığında hepimiz arkasından ilerledik.
•••••
"Canım sıkıldı benim."
"Ne yapmak istersin?"
"Biz neden normal çiftler gibi eğlenceli şeyler yapmıyoruz Çağatay? Birbirimize eski anılarımızı anlatıyoruz asker arkadaşı gibi. Yani ne bileyim gidelim kek yapalım. Sonra birbirimize un falan fırlatalım."
"Ne yapalım?"Gülerek sorduğunda doğrulup ona baktım sinirle.
"Normal olalım işte! Hadi Çağatay."
"Tamam. Ne yapıyoruz şimdi?"
"Hadi sinemaya gidelim."
"Olabilir."
"Tamam. Ben hazırlanmaya gidiyorum. Çıkınca beni ara."
"Tamam."Koltuktan kalkıp gideceğim sırada bileğinden tutup çekti ve kalktığım yere geri oturdum.
"Önce bir öp bakayım."
"Çağatay."
"Hadi bir öp."Elimi göğsüne koyup yanağından öptüm ve iterek ayağa kalktım.
"Hadi sen de hazırlan."
"Tamam."Evden çıkıp kendi evime gittim ve hazırlanmaya başladım. İlk defa beraber bir yerlere gideceğiz. Tamam biraz klişe ama ikimiz de bu konuda fazla acemiyiz ve deneyerek öğreniyoruz. Heyecan bile yapmıştım.
Telefon çaldığında kapatıp hemen aşağı indim. Bahçedeki masada beni bekliyordu.
"Hadi gidelim."
Gülümseyerek elimi tuttu ve arabaya kadar beraber gittik. Kapımı açtığında arabaya bindim. Üzerime eğilip dudaklarımdan öptü üst üste.
"Çok güzel olmuşsun bebeğim."
"Teşekkür ederim."Bakışlarımı kaçırıp kafamı eğdiğimde gülerek bir kez daha yaklaştı ve boynundan öptü bu kez.
Kemerini de takıp kapıyı kapattı ve yan tarafa geçti."Gidiyoruz. Hangi filme gideceğiz?"
"Bilmiyorum. Vizyondaki filmlere hiç bakmadım ki ben."
"Olsun. Oraya gidince seçeriz."Sinema salonuna geldiğimizde etrafında birkaç tur atsak da park edecek yer bulamadık.
"Herkes de bugünü bulmuş herhalde sinemaya gelecek anasını satayım. Bir tane yer yok."
Gergin bir şekilde direksiyonu çevirip diğer yola geçtiğinde etrafa bakındım ben de. Gerçekten tek bir yer bile yoktu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Bordonun Aşkı
General Fiction" Ya oooff!" Bağırmam ile zilimin çalması bir oldu. Kim bu yaa şimdi, zaten sinirliyim ! Kapıya gidip bakmadan açtım. Karşımda baya uzun ve dağınık bir adam vardı. Evet dağınık. "Kimsin sen?" Bu soruyu benim sormam gerekmez miydi? "Ne?" ...