FİKRİMİ DEĞİŞTİRDİM

8 2 7
                                    

Shou, girdiği odadaki deri kaplama sandalyesine uzandı ve bacaklarını da masanın üzerine atarak, birkaç saniyede olsa rahatlamak istedi.
“Oldukça kalabalıklar ve öle birleşip, tekrar oluşuyor. Bu iş, sıkıntıya binmeden bitirmeliyim. Zaman, aleyhime-”
Shou, sözünü bitiremeden kapısına hastalardan biri sertçe vurdu. Shou'ysa ayaklarını masanın
üzerinden indirerek kapının karşısına geçti ve yerini aldı.
“Gelin bakalım.”
Kapı bir kez daha sertçe sarsıldı ve bir kez daha!..
   Kapıya her vurulduğunda her defasında bir öncekinden çok daha sert sarsılıyordu. Kapı, birkaç vuruşun ardından çatlamaya başlayınca Shou dizlerini kırarak katanasını geriye doğru uzattı.
“Gel, bakalım.”
Kapının üzerindeki çatlaklar hızla kapının tüm yüzünü kapladı ve kapının kırılmasıyla Shou ileriye atıldı ve hastalardan oluşan et duvarını tekrar ikiye bölerek açtı. Ve, hızla gözü wakazashisini aradı ve koridorun ucundaki kılıç kollu kızın gırtlağından durduğunu görünce hışımla ileriye atılarak koşmaya başladı ancak önüne hastalardan olan sarışın, küçük bir kız çocuğu çıktı.
“Acımam!”
Shou, kızın kellesini kestiğinde bıçak kollu kız kolunu gencin boynuna doğru savurdu. Shou'da dizlerini kırdı ve yerde kayarak bıçak kollu kızın hem saldırısından kaçındı hem de bacaklarını keserek dengesini altüst etti. Ardından, düşmanının kollarını ve kellesini de aldı ve wakazashini
rahatça aldı. Lakin, bir tuhaflık vardı. Yer, kanla kaplıydı. Shou, yerdeki kana dokunduğunda kanın
sıcacık olduğunu gördü ve duruma bir anlam veremedi.
“Bu insanlar çoktan ölme-”
Shou'nun gözleri daha demin kellesini aldığı küçük kızın bedenine ilişti ve yerdeki kanın sahibini
buldu.
Bu sırada, yabancı ses tekrar belirdi. “Shou... Bu, sana küçük bir hediyem. O, aptal samuray onurun gerçekten bazen canımı sıkıyordu ve seni bundan kurtarmak istedim. Açıkçası, senin bu kadar gözü kara olduğunu da bilmezdim ya, neyse. Ama, şunu bil Sho-”
“Kes!”
Shou, sol elindeki katanasıyla sağ elindeki wakazashisinin yerlerini değiştirdikten sonra
bileklerini hafifçe dışa doğru çevirdi. “Senin, oyununun içinde olduğumu anladığımdaki ilk düşüncem seni öldürmekti, sapık. Ama, artık bundan vazgeçtim. Artık, yeni bir amacım var.”
Katanasının ve wakazashisi koyu mavi alevlere teslim oldu.
“Senin, o aciz bedenini onlarca parçaya ayırmak ve...” bıçak kollu kızın bedeni hızla tek bir noktada toplanarak eski bedenine kavuştu. “Seni.... özümsemek!”

   Bıçak kollu kız havaya doğru fırladı ve Shou'nun katanasıyla bedeni ortadan ikiye ayrıldı. Fakat,
bu sefer bedeni birleşmedi. “Kuklalarının bedenlerini tekrar tekrar birleştirmek bir zaman sonra
bedenlerini kullanılmaz hâle getiriyor, değil mi?”
“Ne?! Demek, anladın. Zaten senden de bu-”
“Yalakalığı kes,” diyerek tekrar sapığın sözünü kesti. Ve, kuklaların üzerlerine ağır adımlarla yürümeye başladı. “Eğer, gücü tamamiyle bedenim yerine kılıçlarıma verirsem daha az güç harcarım. Açıkçası, bunu ilk başlarda yapmak istedim fakat gücü bir türlü kontrol edemedim. Hâlâ, edemiyorum ya. Neyse, önemli olan bu işten sıyrılabilecek kadar güçlü olmam.”
Shou, kuklaların üzerlerine ilerlemeye devam ederken kuklalar haykırarak Shou'nun üzerine
koşmaya başladı. Shou'ysa sadece olduğu yerde dikili durarak düşmanlarının üzerine gelmesini
bekledi.
“Onurumu, sizin ruhlarınızı huzura kavuşturarak temileyeceğim.”
Shou, hışımla ileriye doğru hareketlendi ve sağ taraftaki duvara basarrak bedenini daha da yukarıya sıçrattı ve havada sola doğru takla atarken ayak tabanlarını koridorun tabanına vurarak ileriye sıçradı ve kalabalığın ortasına dalarak birkaçının kellesini aldı. Peşine de, kalabalığı ikiye ayırarak kalabalığın dışına çıktı. Fakat, ani bir öksürmeyle birkaç damla kan kustu. Lakin, hiç
duraksamadan arkasın dönerek iki kılıcınıda bir birine paralel tuttu ve yanlamasına savurdu. Ardından
kılıçlarındaki mavi alev ilerleyerek hastaları hem geriye savurdu hem de bedenlerini yakmaya başladı.

   Ancak, kuklalar hiçbir acı hissetmediğinden ayağa kalkmaya başladılar lakin bedenlerinin aldığı
hasar yüzünden hareketleri iyice ağırlaşmışlardı. Bu sırada, Shou tekrar yere kan kustu ama elinin
tersiyle ağzını silerek, “Dayanabilirim,” dedi. “Dayanmalıyım.”

    Shou, kuklaların tekrar üzerine gelmesini beklerken kuklalar birer et yığını parçası gibi biranda yere yığıldı.
“Shou, gerçekten oldukça harikasın. O yüzden, bunlarla daha fazla oynamanı istemiyorum. Artık,
benimle oyna.”
“Ya, tabii. Sen bi gel. Bak, seninle nasıl oynuyorum.”

Shou, düşmanının nereden geleceğini beklerken şiddetli bir ses duymaya başladı ve birkaç saniye içinde tavan kırılarak Shou'nun sapığı ortaya çıktı.
“Shou...”

Evvet, son sürat dewam ediyoruz! Yorum yapmayı, beğenmeyip ve en önemlisi daha fazla kitlelere hitap etmesi için paylaşmayı, yakın çevrenize önermeyi unutmayın. He, HANGİSİ gerçek yeni bölümü gelecek. O, seriyi salmadım.

RONİNHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin