ŞARKI

3 0 0
                                    

“Kılıcımı biledim, avlarımı izledim. Shirukenlerimi sayarken bile boş durmadım. Gecenin karanlığında kamufle olmuşken üstüm kan kokuyordu. Ama, beni hala fark edemiyordu. Çünki, ben bir ninjayım. Anlaşılmazım. Sadece, öldürürüm. Her zaman ben kazanarım.”

   Hakiri sırtını sandalyeye yaslayıp, bacak bacak üstüne atarak kendisine ait bir şarkı mırıldanırken esirinin gözlerinin içine baktı ve, “Beğendin mi?” diye sordu.
Esirinin ne elleri ne de ağzı bağlıydı. Sadece, Hakiri'ye ait yer yatağında elleri sargılı, hâlsiz bir şekilde yatıyordu. Ve, çektiği acı yüzünden Hakiri'ye cevap bile veremiyordu.
Bunun farkında olan Hakiri, “Meditasyon mühürlerini salak gibi savaşta kullanırsan böyle olur,
aptal,” diye yakındı. “Yeteneğin var ama hâlâ çok toysun. Seni, eğitmem gerekecek.”
Esiri, konuşamasada bakışlarıyla bir şeyler anlattı ve Hakiri'de, “Neden mi?” diye esirine sorarken soruyu garipsedi. “Çünki, benim ortağımı öldürdün. O yüzden, artık sen benim ortağımsın. Hem, eski ortağımdan daha güçlüsün. Daha çok işime yararsın.”
Esiri, bakışlarıyla yine bir şeyler dedi.
Hakiri, iç çekerek ayağa kalktı. “Ninjalık kaderinde varsa olabilecek bir şeydir. Başka hiçbir türlü
bir ninja olamazsın Onun da kaderinde ölmek vardı ve öldü. Ama, bak sen ve ben yaşıyoruz. Çünki, her şey kaderden ibaret. Biz, sadece bu kaderin çizgisinde sürünüyoruz. İstesek de istemesekde. O yüzden, şimdi daha fazla konuşma ve dinlenmene devam et. Bende, bize doğru yaklaşan düşmanın işini bitireyim.
Hakiri, evden çıktıktan sonra evin kapısını dışarıdan sonuna kadar kilitledi ve merdivenlerden
aşağıya inip sokağa çıktı. Ama, sokağa çıkarken üstünde normal sivil kıyafetleri vardı ve üzerinde
hiçbir silah taşımıyordu.
Shou, sokakta bulduğu bir katanadan on-on beş santim daha kısa olan bir sopa bulmuştu ve bununla kendisini sokağın ortasında ellerini kapşonlusunun ceplerine sokmuş bekleyen düşmanına doğru yaklaştı.
İkili birkaç dakikanın sonunda karşı karşıya geldiklerinde her iki tarafında yüzünde en ufak bir mimik oynaması yoktu. Sadece, baygın bakışlarla bir birlerine bakıyorlardı. Ortam inanılmaz sessizken Hakiri, “Sopalı bir samuray,” diyerek bu sessizliği bozdu. “N'oldu? Kılıcını mı kaybettin?”
Shou, elindeki sopayı sıkıca kavrayarak bir köşeye fırlattı. “Düşündüm de senin gibi biri için bu sopa bile fazla.”
Shou'nun agresif tavırları Hakiri'nin yüzünde hafif bir gülümseme oluşmasına sebep oldu. Ancak savaş durşunu alarak bu sima hızla kayboldu.
Shou'ysa garipsenecek bir şekilde aynı bir boksör gibi duruş aldı.
İkili bir süre bir birlerine baktıktan sonra ilk hamleyi ev sahibi olan Hakiri ileriye atılarak öndeki
sağ ayağıyla Shou'nun kafasını hedeflediği tekmeyle yaptı.

Shou, tekmenin altından rahatça geçerek sağ aparkatı Hakiri'nin çenesinde patlatacakken Hakiri'nin boşa sallanan sağ tekmesini Hakiri sertçe geriye çekerken sol ayağının parmak uçlarıylada kendisini havaya fırlattı ve Shou'nun ensesine sağ ayağının topuğunu geçirdi.
Shou, darbenin şiddetiyle yalpalayarak kafası öne düştü ve havaya sıçramış Hakiri'de bunu fırsat bilerek sol ayağının tabanını Shou'nun kafasına geçirdi. Ve, Shou ters takla atarak son anda
tekmenin şiddetinden kurtulmasıyla, Hakiri'nin yüzüne başka bir tekme geçirmesi aynı anda oldu.
Hakiri acıyla yere düşerek ayaklarını her iki yana açarak bedenini birakaç defa tam tur çevirdi ve elleriyle yere konduktan sonra birkaç tur daha attı. Ardından, tam doğrulacakken Shou'nun bir başka yumruğu gözlerinin önünde belirdi ancak Hakiri yumruğun altından geçip, düşmanının sol kolunun
bisepsinin iç kısmına parmak uçlarıyla sert bir müdahalede bulunması Shou'nun canını epey bir
yaktı.
Üstelik göğsüne, karın boşluğuna ve gırtlağının sol tarafına ardı ardına gelen parmak ucu saldırılarıyla düşmanının canını eey bir yaktı ve en sonunda Shou acıyla sendeleyerek kendisini yere bırakacakken Hakiri öne atılarak bitirici vuruşu yapmak istedi lakin Shou'nun beklenmedik
tekmesi çenesinin altında patlayınca dünyası alüst oldu ve o da sendeleyerek yere düştü.
Her iki tarafda kendisine gelmek için toparlanmaya başladığı sırada Shou'nun aldığı hasarlar çok
daha ölümcül olmasına rağmen on yedi yaşındaki genç samuray azimle düşmanından önce ayağa
kalktı. Ama, herhangibi bir saldırı gerçekleştirmeyerek düşmanının kalkmasını bekledi.
“Yerdeyken ona saldırırsam kesin soluk borumu parçalamak için parmak uçlarıyla son bir saldırı
gerçekleşirecektir. En iyisi, gırtlağımı bu heriften korumam. Yoksa, durum sıkıntı.”
Hakiri'nin baş dönmeleri geçtiği sırada ayağa kalkmaya çalışırken, “Siz samuraylar sürekli bir şeyi unutuyorsunuz,” dedi. “Herkes sizin gibi yüz yüze savaşmaz.”
Shou, düşmanının dediklerini akıl süzgecinden geçirirken gözleri fal taşı gibi açıldı ancak bir hamlede bulunamadan sırtına isabet eden birkaç uyutucu etkisi olan iğneyle gözleri önce sulanmayasonra da kararmaya başladı ve birkaç saniye içinde bayıldı.

RONİNHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin