UÇURTMALAR

Bölüm 21

Medya Meriç. Benim kafamdaki Meriç tam olarak bu ama siyah tişörtlüsü dksjdhks.
Siz de medyalara bağlı kalmayaın kafanızda nasıl kurduysanız ona göre devam edin. Ben sadece kafamdakileri şeffafça yansıtmaya çalışıyoum. Öptümm.
Bu bölüm full Masalın ağzından olacak. Ve flashbacklerle 2 hafta öncesine olayların olduğu zamana gitmeye daha sonraki bölümlerde devam edeceğim.

Yumuşak ve deterjan kokulu yatağıma bırakıldığımda Meriç in sigarayla karışık mayhoş parfümünden uzaklaşmak beni üzse de ne kal diyecek halim vardı ne de gitme diyecek. Ama o bir kez daha beni konuşmasamda anladı ve yanıma yatıp beni kollarının arasına aldı. Hafif uzamış saçlarımda ellerini gezdirirken bir şeyler mırıldanıyordu. Onu duyamıyordum ya da belki bilincim algılayacak kadar açık değildi ve daha fazla direnmeyerek kendimi uykunun güvenli kollarına bıraktım.

Uyandığımda odam karanlıktı. Sakince kalktım ve hızla tuvalete gittim. Klozetin başında oturarak kusmayı bekledim. Kemodan sonra hep böyle olurdu. Gecenin bi saatimde uyanır ve içimde ne kaldıysa kusardım. Sesleri duymuş olan Meriç başıma geldi ve elini güç vermek ister gibi omzuma koydu.

"Eğer saçın uzun olsaydı kusmuk gelmemesi için tutmak zorunda kalırdım. Çok şanslıyım!"

Kıkırdadım. Hep böyle yapardı. Olumlu bi şey bulur onu kafama kakardı. Beni hayata bağlamaya çalışıyordu. Takdir ediyordum ama pek de oralı değildim.

"Uzaylardan haber var mı?"

"Oo çok şey oldu hızlı bi özet geçeyim. Öncelikle bugün Uzay Eceyi arayarak avukatları göndermesini istemiş. Bu arada Öykü de aramıza katıldı. Rüzgar ev hapsinden çıkmış ama merdivenlerden düştüğü için ağzı burnu kırılmış. Denizlerin tayfa da çok sıkı çalışıyo. Deniz içerden bi çok bilgi almış ama Eren den saklamaya çalışıyorlar çünkü kız Ulaş içeri girdiğinden beri kendine gelememiş. "

"Vaov... bizi sordular mı? Ne işe yarıyorsunuz falan diye?"

"Ben bizim çocukları karakolu izlemeye göndermiştim. Sanki onlarla hareket ediyormuşuz gibi davrandım yani herkes bizi de sahada sanıyor endişelenme."

"Hepsi beraber mi şu an?"

"Evet. Kendini iyi hissediyorsan bi şeyler yiyip yanlarına gidebiliriz. "

"Aslında bu çok iyi olur."

Cevabımı beklemeden banyodan çıkıp aşağı inmişti bile. Zaten onları görmeden dayanamıcağımı gayet iyi biliyordu. Mutfaktan gelen tangırtılardan yemek hazırladığını anladım. Bizim evi bu kadar rahat kullanması beni oldukça mutlu ediyordu. Rahatlığının sebebi karakteri mi yoksa annemin ona gösterdiği iyi niyet mi bilemiyorudum tabi. Annem de kendinden beklenmeyen bir şekilde beni bi hafta önce tanıdığı çocuğa emanet ederek gitmişti. Evimizde benle kalmasına izin vermesi falan bunlar çok ilginç olaylardı. Normalde geçmişte amerikada yaşamamız onu ne kadar geniş birine dönüştürmüş olsa da hala erkeklere karşı güvensizdi ve beni kimseyle yalnız bırakmak istemezdi. Ama Meriç te tuhaf bi şeyler vardı. Onda tam olarak şeytan tüyü vardı. Girdiği ortamda hemen kendini sevdiriyordu. Güven kazanıyordu. Ben de ona çok çabuk ısınmıştım. Belki de anneme benziyordum. Eli yüzü düzgün konuşması mantıklı diye hemen tav olmuştum. Haksız da sayılmazdım. Gerçekten de güvene değer biriydi. Ona güveniyorum. Bundan eminim.

Klozetin başından kalkıp kapağı çarptım. Kusmamış olmam iyiye işaretti. Tedaviye alışmış ya da cevap veriyor olmalıydım. Bünyem artık ilaçlarla savaşmıyordu. Yüzümü güzelce yıkayıp banyo dolabında unutulmuş yüz temizleme köpüğümü kullandım. Kendime tekrar bakma zamanım gelmişti. Odama gittim ve bi hafta sonra arkadaşlarımı göreceğim için onlara layık giyinmeye özen gösterdim. Ayrıca artık Meriç in de beni böyle pespaye görmesinden utanır hale gelmiştim.
Siyah yırtıklı kot şortumun üzerine fileli siyah tişörtümü giydim.
Aynanın karşısına geçtiğimde çökmüş omuzlarım kısakollu tişörtüm sayesinde kapansa da gözlerim beni ele veriyordu. Bulduğum ilk kapatıcıyı gözaltıma sürdüm. Az miktarda rimel ve lipgloss sürerek saçlarıma geçtim. Küçük küllü sarı tutamları ellerimle tarayıp siyah beyaz cap imi de takarak aşağı Meriç in yanına indim.