Bölüm 5

47 23 6
                                    

Medya tabi ki deee Rüzgar ve Ececeee ve ufak da olsa Öykücük çıkmış. Hepinize iyi okumalaar^,^

Öykü gözlerini devirerek konuşmaya başladı;
" Bak Masal sanırım hepimizin biraz eğlenceye ihtiyacı var. Ama sence de biraz abartmıyor musun?"
Uzay onu destekledi. Sanırım bu ikisinin bugünkü ilk konuşmasıydı;
"Öyküye katılıyorum. Onları henüz tanımıyoruz. Tamam belki kavgacı ve örgütlenmeye müsait olabilirler ancak neden onlara biraz zaman vermiyoruz? Hadi ama çocuklar, biz bundan daha iyiyiz."
"Bence ikiniz de saçmalamayı kesin ve Masal sen de plana başla! Derhal!" Rüzgarın bu ani çıkışı ve kararlı tavrı hepimizi şaşırtmıştı.
Öksürerek sesimi temizledim ve başladım;
"-1.aşama: Onları tanıma. Bunu senin istediğin yoldan yapacağız Uzay. Onlara zaman vericez ama bu aşamada hepimizin istikrarlı ve planlı çalışması gerek.
-2. Aşama: Tanışmanın ilerisine gitmek. Saf arkadaşlık kurmak. Ama buna iki tarafında niyeti olduğunu sanmıyorum. Sonuçta onlar yeni ve bu ortama alışık değiller. Eh tabi biz de biziz. Eğer olurda minnoşçuk bir ihtimal arkadaşlık ilerlerse,ki buna bence bir ihtimal yok, o zaman onu da konuşuruz.
-3.aşama: Öğrendiklerimizi kullanma. Ele başları, kavgacıları, zayıf noktaları ve onlarla ilgili bilmemiz gereken her şey ama her şeyi bilicez. Ve bunları onları avucumuza almada kullanıcaz.
-4.aşama: Uygulama. Bu noktada onlara patron kim gösteriyoruz ki herkes yerini biliyor.
Şimdi sorusu olan?"
Ece şaşkınca; " Vaaoov bu... bu çok profesyonelce."
"Bence bu kadar ileri gitmemeliyiz. Sonuçta okula keyiflerinden gelmediler."diyerek tekrar ortamı gerdi Uzay. Uzaya göz devirdim ve "sıradaki soru?" diyerek görmezden geldim. Uzay iç çekerek masadan kalktı ve wc ye gitmesi gerektiğiyle ilgili bir şeyler mırıldanıp yanımızdan uzaklaştı. "Bunun nesi var?"diye Öyküye yöneldi Ece.
Aynı anda Rüzgarda "ne bu tripler?" diye ortamı sorguluyordu. İkisinin bu harika uyumuna bayılıyorum. Bence bff ten sevgililiğe geçseler bu herkes için bir rahatlama olurdu. Erkekler Rüzgarın çapkınlıklarından kurtulurdu, kızlar ise Eceyle yarışmaya çalışmaktan yorulmazdı. Evet bu cidden iyi olabilirdi diye düşündüm. Beni bir kez daha düşüncelerimden Öykünün minnoş ama üzgün sesi böldü "sabah ona nakil öğrencileri söylediğimden beri böyle. Suratı birden asıldı sebebini anlayamadım. Bunu ona sorduğumda geçiştirdi ancak sonra ben de buna sinirlenip ona çıkıştım ve eski olaylar hakkında saçma bi tartışmaya tutuştuk. Sanırım onu kırdım. Ama neden böyle davranıyor?"
"Belki de onlardan birini tanıyordur?"diye mantıklı bi tahmin yürüttü Ece. Bu sırada Rüzgar Ecenin saçlarına ellerini geçirmiş tuhaf bir şey yapıyordu. Bu gülümsememe sebep oldu. "Aferin Ecece ilk defa mantıklı konuştun" deyince Ece Rüzgarın eline bir şaplak attı. "Cidden bu mantıklı olabilir. Sabahtan beri planı sabote edip duruyor zaten. Gelen kişiler hakkında bir bilgin var mı Öykü? Belli ki bu durum onu oldukça rahatsız ediyor." diye lafa daldım. Bir yandan da etrafı kontrol ediyordum. Uzay geliyor mu ya da etrafımızda bizi dinleyen pis casuslar var mı diye. Neyse ki etraf temizdi. Sonuçta güvenli taksi mekanımızdaydık. Öykü sadece isimlerini biliyorum hepsi bu dedi. Rüzgar ona isimleri saymasının belki çağırışım yapabileceğimi önerdi. Evet bu cidden mantıklıydı. Ve elleri hala Ecenin saçımdaydı. Ece bundan oldukça memnun görünüyordu. İlginç. Normalde daha asabi olur. Bugün tüm bu insanlara ne oldu böyle diye düşünmeden edemedim. Sabah annemin durgunluğu sonra öykü ve uzayın kavgası ardından ece ama sonra aklıma benim de bugün sınıfta mal gibi davrandığım geldi ve sorgulamayı kestim. Öykü isimleri gözden geçirmek için yukarı babasının odasına doğru yola koyuldu ve biz de bu sayede sınıflarımıza dağıldık. Bunlar dışında gayet normal bir gün oldu. Uzay sınıfa biraz geç girdi ama öğretmen buna aldırmadı. Yanıma otururken ona sorgulayan sinir bozucu başırlar attım ama beni görmezden geldi. Sonra bana döndü ve biraz uyumak için köşeye geçmek istediğini söyledi. Bende yerimi ona verdim çünkü çok mutsuz gözüküyordu.
Çıkış vakti geldiğinde Öykünün suratı dehşet derecede asıktı. Sanırım cidden bir problem vardı. Uzay bütün gün uyumuştu ve çıkışta da işi olduğunu söyleyip Öyküye de bir öpücük kondurup yanımızdan ayrıldı. Rüzgar da kayıptı. Eminim bir yerlerde bi kızla flörtleşiyor ya da daha iğrenç şeyler yapıyordu. Ece de eve uğrayıp eşya almasını söyleyerek hızla yanımızdan ayrıldı. Benim de eve gitmem gerekiyordu ama beni dinlemedi. Öyküyle vedalaştık ve akşam için sözleştik. O da evi pijama partimiz için hazırlamaya gittiğinde eve tek başıma gitmek zorunda kaldığımı farkettim. Neyseki bu iyi oldu biraz yalnız kalmaya ihtiyacım vardı.
Otobüs durağına uyuşa uyuşa giderken aklıma kültür merkezine girmek geldi. Belki yeni bi festival vardır ve onun için de bilet alırım düşüncesiyle heyecanlanarak hızlandım. Tabi ki festivalleri öğrenmek için km ye gitmeye gerek yoktu ancak bu hoşuma gidiyordu. Otobüse atladım ve kulaklığımı taktım. Müzikle huzur bulurken az kalsın durağı kaçırıyordum. Her zamanki salak ben diye düşündüm. Hiç bir yere zamanında yetişemezdim zaten. Çığırarak otobüsü durağı geçtikten sonra durdum ve bağıran şoföre çok dolu olduğu için inemediğimi bunun için onu şikayet ediceğim gibi saçma sapan şeyler söyleyerek otobüsten atladım. Tanrım cidden otobüslerden nefret ediyorum. Annem beni alamadığı zaman genelde çocuklardan biriyle eve dönerim ama bugün maalesefki şanssızım. Kültür merkezine girdiğimde tabloları kontrol ettim ve güzel fırça darbelerinden gözlerimi alamadım. Rüzgar da resim yapardı. Eminim ki bu alanda çok daha gelişip tablo sergileri açacaktı. Çünkü çok harika bir yeteneğe sahipti ve yazar olan babası da onu bu konuda destekleyip teknik bilgiye sahip olması  için her tatilde onu sanat kampına gönderirdi.
Sinema salonundaki gürültüyle düşüncelerimden ayrılıp yerimde zıpladım. Sanırım yine aksiyon filmi vardı. Ardında daha fazla oyalanmayarak ilan panosuna ilerledim. Yakınlarda iki uçurtma festivali gözüküyordu. Aslında biri bahar şenliği gibi bir şeydi ama etkinliklerinin arasında uçurtma yarışması da vardı. İkisinin de broşürünü panodan çıkarıp alırken arkamdan gelen tatlı sesle irkildim.
"Hey! Ne yaptığını sanıyordun? O ilanları öylece oradan çalamazsın!"  arkamı döndüğümde en az sesi kadar tatlı bir o kadar da yakışıklı bir çocukla karşılaştım. Utanarak gülümsedim."üzgünüm. Ben konu uçurtmalar olunca biraz bencil oluyorum. Sadece ne kadar az insan bilirse o kadar keyifli ve özel olur."
"Aha yakaladım seni bunu önceden de yapıyordun değil mi? Küçük hırsız(!)"

*****************
Heyyyoooo
Tamam sakinleşiyorum çok değerli harika okuyucular hikayeye yorum bırakmanızı istiyorum.
Ve sizce bu tatlı kişi küçük hırsız diyerek ne kastetti?
Ve Rüzgar ve Ecenin arasında bir şeyler mi oluyor?
Vee Uzayın bu tavırlarının sebebi ne?
Sizce Öykünün öğrendikleri kırıp bir kalbe ve ayrılığa yol açacak mı?
Ve son olarak Masalın uçurtma sevdası hakkında ne düşünüyorsunuz?
Soruları cevaplar ve fikirlerinizi belirtirsenin aşırı mutlu olurum. Sizi seviyorumm xoxoxo

UÇURTMALARHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin