Bölüm 7

37 19 10
                                    

Medya Eylül. Yeni karakterlerimiz gelmeye devam ediyor. Eğer merak ederseniz makmanız için instagramımı bırakıyorum. Ve uzun zamandır kullanmadığım bir hesabı aktifleştirmeye çalışıyorum. Sadece kitap karakterler ve ikonlar hakkımda paylaşımlar yapacağım. Eğer ilerki zamanda talep olursa paradi hesapları da açarak eğlenceli bir grup oluşturabiliriz. Neyse fazla uzattım öpüldünüz xoxoxo
İnsta: kumsalsaydam


Kapıyı bize Öykü açtı. Açması epey uzun sürdü. Ama tipine bakınca bunun sebebini anladım. Dağınık topuzunu yapmıştı ve nike şort atlet takımını giyiyordu. Gözleri ve burnu kızarıp şişmişti. Ağzına bok veya nutella vardı. Ama emin değilim ikisine de çok benziyordu. Kdpmfsşmdğfödşdmfldösldşmf
Tamam arkadaşım bu haldeyken kesinlikle tipiyle dalga geçmemeliydim. Bizi içeri alınca üstümüze atlayarak ağlamaya devam etti. Ondan kurtulmaya çalışırken aynı zamanda şaşkındıkta. Bu kadar harap halde olmasını beklemiyordum. Zorla bizden ayrılıp yerde sürünerek girişteki büyük oturma odasına ilerledi. Öykülerin evi 3 katlı muazzam bir villaydı. Havuzlu ve çiçekli harika bir bahçeleri vardı. Yazın bu sebeple sık sık burada kalırdık ve genelde havuz partileri Öykülerin evinde olurdu. Hem güvenilir bir ailesi vardı. Hem de sık sık iş seyahatine giderlerdi. Öykü de tek çocuktu. Ve bu bizim için oldukça iyi bi avantajdı.

Öykü sonunda sakinleşip ağlamayı kesince boş boş bakmaya başladı. Ece tabiki daha fazla dayanamayarak sordu; "Neler oluyor? Öykü ne bu hal? Gören de ayrıldığınızı sanar!"
"Biz... biz... biz ayrıldık!" Öykü haykırarak ağlamaya başladı(tekrar). İkimiz de şok olmuştuk.Durumun hakimiyetini ele almak için tabi biraz da inanamadığım için oldukça yüksek bir sesle "ne saçmalıyorsun sen Öykü? Bize her şeyi anlat. Anlat da gidip Uzay ın kafasını eline vermiyim!" dedim. Öykü burnunu çekerek anlatmaya başladı. "Rüzgarın isimleri gözden geçirmem gerektiğiyle ilgili şeyler hepimize mantıklı gelmişti biliyorsunuz. Babamın odasına gidip çocukların dosyalarını inceledim. Tahmin ettiğimiz gibi orada tanıdık biri vardı. O... o Uzayın biz çıkmadan önce ayrıldığı 3 yıllık sevgilisi Eylüldü. Eylül de o grupla bizim okula nakil aldırmış. Bunu görünce kan beynime fırdalı. Ve tabi Uzayın tüm bu tavırlarını da hatırlayınca. Yani demek ki eski sevgili geliyor diye bizim geleneği bozmamızı istiyor. Ve ve en önemlisi de onu korumaya çalışıyor. Bunun sizin için bir anlamı bar mı bilmiyorum ama bence ancak kapanmamış bi olay için böyle tepkiler verilir. Tabi ki bu olaya çok sinirlenmiştim. Sonra Uzayın bir de çıkışta işim var diye hiç bir şey söylemeden yanımızdan ayrılması daha da delirtti beni. Eve geldim ama dayanamadım. Onu aradım. Ve şu an benle ve saçma triplerimle uğraşamayacak kadar meşgul olduğunu söyledi. 'Tabi bu beni daha da kudurttu. İnanabiliyor musunuz? Bana nasıl böyle der? Ben de dayanamadım ve Tabi sen git de biraz Eylülle uğraş. Kim bilir belki de sana geri döner' dedim ve suratına telefonu kapattım. Bilmiyorum. Sanırım ayrıldık. Ardından beni bi kaç kez aradı ama telefonumu kapattım. Normalde olsa gelirdi. Merak ederdi. Ama artık umurunda değilim sanırım. Çünkü gelmedi." sözlerini bitirirken öfkesi solmuş, yine gözleri dolmuştu. Onun bu hali her ne kadar içimi acıtsa ve beni öfkeyle doldursa da sakinleşmesi için biraz bekledim ve "Eminim bunun mantıklı bir açıklaması vardır. Uzayın seni ne kadar sevdiğini hepimiz biliyoruz. Götten bi eski sevgili için senden vazgeçemeyeceğini biliyorum."
"Ama sorun şu ki onların ilişkilerine dalan aslında biraz da sendin Öykü. Sonuçta kampta tanıştığınızda Eylül ve Uzay hala çıkıyordu. Siz konuşurken sana kötü davranmasının sebebi de buydu. Onları ayıran bi bakıma sendin. Yine bu Uzayın çok da umrunda değil ama bence Eylül bir tehlike arz ediyor." Ece ye iyi bok yedin bakışımı atarken Öykü üzüntüsünü bırakıp mantığa büründü ve onu destekledi.
"Evet haklısın. Kız daha gelmeden bizi ayırmayı başardı. Pislik!"
"Bence bu bir ayrılık sayılmaz. Sadece bazı şeyleri konuşmalısınız. Eminim Uzayın bir açıklaması vardır değil mi Masal?"
"Evet katılıyorum. Bu saçma sebepten dolayı ayıralamazsınız!"
"Saçma sebep dediğin onun eski sevgilisi ve kız cidden çok güzel ve biz onla çok farklıyız küt kahverengi saçları var ve kısa bolu minyon bi kız."
"Öykü tanrı aşkına şu tipine bi bak. Seni gören max 4 sn içinde ard arda arkasını dönerek 5 kere sana bakıyor." Evet durum cidden buydu. Öykü fizik olarak da yüz olarak da en güzelimizdi. Uzun boylu keskin hatlı zayıftı, uzun parlak saçları, ışıl ışıl gözleri, kıvrımlı burnu ve kavisli dolgun kırmızı dudakları vardı. Kız cidden güzelliği sembolize ediyordu. Söylediklerimi mantıklı bulmuş olucak ki "Evet haklısın. Ben güzelim çekiciyim ve akıllıyım. Uzay bunun için beni tercih etmedi mi?" Eceyle aynı anda "Yürü be kızım kim tutar seni wuhuhhu!!" gibi tezahüratlar yaparak onu destekledik. O sırada fazla heyecanlanıp abartmış olmalıyız ki birden elimdeki sızlamayla inledim. Öykü o sırada elimi yeni farketti ve beni soru yağmuruna tuttu. Ona iyi olduğumu bunun bir kaza olduğunu söyledim ve sakinleşmesini sağladım. Ardından pijama partimize bir filmle devam ettik. Sonra Ece uyuyakalıp popcorn kutusunun içine kafasını düşürdü ve gülmekten altımıza sıçtık. Tabi ki gecenin ilerleyen saatlerinde ağlama seansımızı da bitirince acıktığımıza karar verip yemek sepetinden 3 tane büyük boy pizza ve duble patates sipariş ettikten sonra hayvanlar gibi yedik. En son koltukta uyuyakalmışız. Uyandığımda Ece Öykünün karnını yastık yapmıştı ve ayaklarıda benim kafamın altındaydı benim bacaklarımda öykünün altındaydı çözemediğim bi şekilde iç içe girmiştik. Aralarından zorla sıyrılıp işemeye gittiğimde saatin 4 olduğunu gördüm. Onları clup müzikleri açıp kudurarak uyandırmaya karar verdim ama bunlar için artık çok yaşlı olduğumu düşünüp üstlerine atlayarak uykuma kaldığım yerden devam ettim.

UÇURTMALARHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin