Bölüm 13

37 14 0
                                    

Medya Masalın peruksuz hali

Ece'den

Gözlerimi açtığımda tanımadığım evde tanımadığım bir odadaydım. Bu klişeyi yaşamış olmak istemezdim. Yorganı kaldırıp üzerime baktığımda tam da bu klişeyi yaşıyordum işte üzerinde uzun bol bir erkek tişörtü vardı. En azından yatak boştu ve yaşadığım iğrençliği görmek zorunda değidim. Bu kadar gerizekalı olduğuma inanamıyorum. Hatırlamaya çalıştım. En son Rüzgar ağzıma sıçıp beni odada bırakmıştı. Gelmeyeceğini bildiğim için kendimi toparlayıp ardından ben de odadan çıkmıştım. Çocukların yanına gittiğimde Masalın onla konuşmaya gittiğini söylediler ve ben de keyfime bakmaya karar verdim. Bir kaç bardak biraz içtim ve kalabalığa karışıp dans etmeye başladım. Kafam biraz güzelleşirken bir yandan da Öyküyle Uzayı gözden kaçırmamaya çalışıyordum. Gerçi kaybolmalarına pek de imkan yok gibiydi. Birbirlerini yiyiyorlardı adeta. Uzayın elleri Öykünün belindeydi. Öyküde tezgaha oturmuş Uzaya eğilmişti. Onların bu özel anına daha fazla şahit olmamak için gözlerimi üzerlerinden çektim ve dans etmeye devam ettim. Son hatırladığım uzun yakışıklı bi esmerle delicesine dans ettiğimdi. İyi bari hatırladığım kadarıyla çocuk fena değildi. Sporcu seksilerdendi. Bu kadar gerisi yok. 'Sonrasını hatırlamıyorum.' Diye iç geçirdim. O sırada kapı açıldı ve 'nerden sonrasını?' diye sırıtan Uzay girdi içeri. Şaşkınlıktan ağzım açık kalırken beni rahatlattı.
"Dalga geçiyorum. Akşam fazla dağıttın. Ben de böyle eve gitmeni istemedim. Ailen sorun etmesin diye. Sonra sen de Öykülere gidip başına dert açmak istemeyince ben de seni buraya getirdim. Merak etme bir rezillik kusma falan da yok. "
"Yaa Uzay sen cidden harikasın." Dedim boynuna atlarken. Bir kez daha götümü kurtarmıştı. Bir çok mallık yapsa da Öykü ona sahip olduğu için şanslıydı. O aramıza birden girmişti ve hepimizin gönlünü kazanmayı başarmıştı. Sevecendi nazikti korumacı ve kıskançı da ama bize değer verdiğini biliyordum. Nakillerin gelmesinin ardından bize eski hayatını ve arkadaşlıklarını anlatmıştı. Ve onun için üzülmüştüm. İhanete uğramıştı. Hem de en yakınları tarafından. Bunlar yenir yutulur şeyler değildi ama o bir şekilde bunlarla başa çıkıp üstüne üstlük kendine bizle beraber yeni bir hayat kurmuştu. Başlarda ona Öyküyü kullanmaya çalıştığını düşünüp şüpheci yaklaşsamda Masalın isteğiyle bunu hiç belli etmemiştim. İlerde pişman olabileceğin şeyler yapma demişti bana. Sahi onlar nerdeydi şimdi. Rüzgarla en yakının ben olmama rağmen sorununu beni tersleyip Masala anlatma düşüncesi bile kalbimi kırdı ve yüzümü buruşturmama neden oldu. Ama bu normaldi. Masal bizim kraliçe arımızdı. Hepimizi toparlayıp bir arada tutan kişiydi. Ben de en çok ona güvenirdim. Bu düşüncelerle yataktan kalkıp duşa girdim. Uzay benim için temiz havluları bırakıp çıkmıştı. O an içimden bir kez daha minnettar oldum ve uzun saçlarımı şampuanlayarak bira kokusundan kurtarmaya çalıştım. Duşumu bitirince dünkü su yeşili yarım bol tişörtümü , buz mavisi boru paça pantolonumu giyip pantolonumun paçalarını kıvırdım ve ayağıma da converslerimi geçirip saçımı kurutmaya başladım. Saçımı da alttan ördüm ve banyodan çıktım. Uzayın küçük ama güzel bir evi vardı. Anladığım kadarıyla bir yatak odası bir oturma odası iki banyo ve mutfaktan oluşuyordu. Aslında tam da öğrenci eviydi. Tek başına yaşamaktan sıkılmıyor mu acaba diye düşünmeden edemedim. Mutfak ve oturma odası amerikan tarzıydı ve ben odaya girince mutfakta kahvaltı hazırlayan Uzayı gördüm. Lacivert tişörtü ve siyah pantolonuyla aşırı tatlı görünüyordu. Beraber kahvaltımızı da edip çıktıktan sonra arabamın akşamki parti evinde kaldığını çıkışta alabileceğimizi söyledi. Okula girdiğimizde otoparkta Rüzgarın arabasını aradı gözlerim. Ama sonra kendime kızdım ve önüme döndüm. Okula girip bizim masaya yöneldim.

Öykü'den

Akşam Eceyi Uzaya emanet ettikten sonra eve geldiğimde annemle babamın evde olmadığını öğrendim. Yine yurtdışına çıkmışlardı sanırım. Beni bu kadar yalnız bırakmaları kalbimi kırıyordu. Yine boş bi umutla telefonumu kontrol ettim belki haber vermişlerdir diye ama bu da dediğim gibi boştu işte. Mutfağa girip ışıkları açınca tezgahın üstündeki not dikkatimi çekti annemdendi.

UÇURTMALARHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin