ep 1.1

233 19 2
                                    

"San sana bakıyor."

"Yine mi?" Wooyoung nefesini verip başını kaldırdı ve kendisine bakan çocuğa baktı. Göz göze gelmeleriyle San hızla kafasını çevirip başka şeylerle ilgileniyormuş gibi yapmaya başladı. Yeosang ikilinin bu hâllerine kendi kendine gülmeden edememişti. "Saçlarımı kızıl yaptığımdan beri sürekli beni izliyor. Hayır madem beğendin git sende kızıl yap. Ne diye dikizleyip duruyorsun ki?"

"Sen saçlarını boyatmadan önce de seni dikizliyordu." Wooyoung, arkadaşının sözleri üzerine başını ona çevirdi. Duyduklarını hiç beklemiyordu. San ne diye onu izlesin ki?

"Emin misin?"

"Bilmiyorum, fakat bazen sana baktığını görüyorum. Belki de biz fazla abartıyoruzdur?"

"Hayır abartmıyoruz." Wooyoung kendince bahanelerini açıklarken Yeosans sonraki ders için hazırlık yaptı. Günün devamında Wooyoung ile bir çok konudan sohbet etseler de, sohbetin sonu San'ın ona neden baktığı ile ilgili teorilerle son buluyordu. Kızıl saçlı çocuğuk için, ona bakıyor olmasının bir çok ihtimali vardı. Yeosang ise sadece başını sallayarak ve arada bir 'evet, bu olabilir' diyerek arkadaşını geçiştiriyordu. Son ders Wooyoung yine bir şeyler hakkında konuşuyordu. Gerçekten konuşmayı seven biri olduğu belliydi.

"Sen beni dinlemiyorsun."

"Ha?" Başını Wooyoung'a çevirdi genç adam. Arkadaşı kollarını sıraya uzatmış, üzerine de başını koymuş onu izliyordu. Yeosang elini uzatıp arkadaşının bozulan kızıl saçlarını düzeltti. "Üzgünüm, derse odaklanmıştım."

"Yalancı, ders biteli 15 dakika oluyor. Bayan Kwon çoktan gitti bile."

"Üzgünüm. Bu aralar biraz dalgınım."

"Sorun her neyse benimle paylaşabileceğini biliyorsun." Yeosang arkadaşına kocaman bir gülümseme ile karşılık verdi. Bu gülümseme oldukça içten ve samimiydi. Wooyoung çoğu zaman düz mantık, düşüncesiz biri gibi duruyor olabilirdi fakat Yeosang artık onu fazlasıyla tanıyordu. Göründüğünden farklı olduğunu da biliyordu. Umursamaz tavırları arkasında aslında değer veren, çok düşünen bir Wooyoung vardı. "Çıkışta bizimle gelsene. Yeni açılan kafeye gideceğiz. Yunho da gelecek."

"Hmm, olabilir. Annemi arayıp haber vermeliyim."

"Sende hep erteleyip duruyorsun." Yeosang arkadaşının bu hâline sessiz bir kahkaha atarak cevap verdi. O kadar çok ertelemişti ki onu, bu sefer kabul ettiğini fark etmemişti bile. "Ne var? Neden gülüyorsun bana?"

"Sizinle geleceğimi söyledim."

"Geleceğini mi? Bekle, ne dedin sen? Çıkışta gelecek misin bizimle? Geliyor musun yani?" Wooyoung şaşkınlıkla başını kaldırırken Yeosang onun bu hâline gülmeye devam etti. Son zamanlarda oldukça düşünceli bir dönemden geçiyordu ve bu durumdan yorulmuştu. Belki biraz farklı şeyler yapmak iyi olabilirdi onun için.

so please. jongsang ✔Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin