ep 1.3

207 18 2
                                    

' Yeteri kadar izlemedin mi? '

Jongho'dan gelen mesaj Yeosang'ı tedirgin etmişti. Neden böyle bir mesaj attığını da anlayamamıştı. Kafasını tekrar kaldırdığı sıra Seonghwa'nın oturduğu yerde Jongho'nun oturduğunu gördü. Göz göze gelmişlerdi. Ne zaman gelmişti o? Yeosang kafasında bir sürü soru işareti ile Jongho'ya bakarken gözü hemen çaprazında oturan Seonghwa'ya çarptı. Jongho zaten onlarla birlikte miydi? Mesaj. Mesajda Seonghwa'ya olan dalgın bakışlarından bahsetmiyordu Jongho, değil mi?

"İyi misin Yeosang?" Wooyoung'un sesiyle genç adam bakışlarını çevirdi. Tuhaf hissediyordu. Sanki hasta olacakmış gibi; berbat.

"Sanırım biraz midem bulanıyor. Fazla tatlı yemiş olmalıyım. Lavaboya gidip yüzümü yıkasam iyi olur." Yeosang arkadaşlarının daha fazla soru sormasına izin vermeden hızlıca yerinden kalkıp lavaboya doğru ilerledi. İçeri girip aynanın önüne geçti ve kendine baktı. Neden böyle hissediyordu? Eğilip ılık suyla yüzünü birkaç kez yıkadı. Dip boyası gelmiş saçlarını geriye doğru atarken lavaboya başka biri daha girdi. Genç adam umursamadı, fakat ses tanıdıktı.

"Resmen Seonghwa'yı bakışlarınla yiyecektin." Yeosang sesin sahibine döndü. Gelen Jongho'ydu.

"Sadece nerden tanıdık geldiğini hatırlamaya çalışıyordum." Yeosang sakince konuştu. Kendini açıklamak iyi hissettirmişti ama yine de karşısındaki çocuk ona ne kadar inanırdı? Geçen hafta partiden sonraki konuşmalarını hâla dün gibi hatırlıyordu Yeosang. Jongho'nun ona olan nazik davranışları bir anda nereye gitmişti? Anlaşması neredeydi? Ona iyi davranacağını söylemişti ama yaptığı tek şey Yeosang'ı görmezden gelmekti. Yine de artık kötü davranmıyor oluşu genç adamı biraz olsun rahatlatmıştı.

"Seonghwa'dan mı hoşlanıyorsun?"

"Ne? Hayır, öyle bir şey yok."

"Sorun değil. Söyle bana. Seviyor musun onu?"

"Hayır dedim. Neden böyle davranıyorsun?" Jongho birkaç adım mesafe kalacak kadar yaklaştı karşısındaki kişiye. Yeosang ise yavaşça başını aşağı eğdi. Jongho ile olan geçmişinden ötürü oluşan bir alışkanlıktı bu. Ona uzun süre bakamıyor, yakınındayken kafasını kaldıramıyordu. Çenesinde hissettiği soğukluk ile aklındaki düşüncelerden kurtuldu. Jongho'nun parmakları hemen çenesinin üzerindeydi. Ufak bir güç uygulayarak başını kaldırdı Jongho.

Yeosang nefes alamıyordu. Üvey kardeşinin yüzü hemen yüzünün önündeydi. Öyle yakınlardı ki Jongho'nun nefesini yüzünde hissedebiliyordu genç adam. Ne yapması gerekiyordu? Onu itmeli miydi? Sessizce onu dinlemeli miydi? Başını çevirip uzaklaşmalı mıydı ondan? Aklı o kadar karışmıştı ki boğulmaya başladığını düşündü. Jongho konuşmaya başladığı zaman her şey duruldu. Sanki onu boğan düşünceler hiç olmamışlar gibi kayboldular. Şimdi aklımda yankılanan tek şey Jongho'nun sözleriydi.

"Seonghwa'dan uzak dur."

diğer ficlerime de göz atabilirsiniz <3

so please. jongsang ✔Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin