bu bölümü final yapmazsam kitap daha da uzayacak gibi. eğer sevilirse ikinci sezonu yazmayı düşünebilirim. iyi okumalar♡
"J-Jongho..." Yeosang başını geriye atıp boynunu öpen çocuğa biraz daha yer açtı. Rahatsız edici mutfak tezgahından kurtulup Jongho'nun odasına geçmişlerdi. Altındaki yatak oldukça rahattı ve bu Yeosang'ı daha da mayıştırmıştı. Kollarını üzerindeki çocuğun boynuna sarıp ensesindeki saçları okşadı. Bulutların üzerinde gibi hissediyordu. Sanki uçuyordu.
"Yeosang." Jongho birkaç öpücükten sonra durdu. Sarhoş üvey kardeşinden faydalanıyor gibi hissediyordu. Yüzünü diğer çocuğun yüzü önüne getirdi. Baygın bakışlarla onu birbirlerini izliyorlardı. İkisi de bir süre hiçbir şey söylemedi. Sessizliği bozan Yeosang olmuştu.
"Neden durdun?" Sesinde ağlamaklı bir ifade vardı. Jongho nedenini anlayamadı. Öpücükleri, dokunuşları onu rahatsız mı etmişti? "Hep böyle yapıyorsun. Yakınlaştığımızı düşündüğüm an durup kendini geri çekiyorsun."
"Hayır kendimi geri çekmiyorum."
"Yalancı." Yeosang somurttu. Bu ifadesiyle o kadar sevimli görünüyordu ki Jongho ufak bir kahkaha atıp sarı saçlı çocuğun dudaklarını nazikçe öptü. Ardından yanına uzanıp kollarını beline sararak kendine çekti. Yeosang şimdi Jongho'nun göğsüne sokulmuştu. Ne kadar rahat, diye düşündü içinden. Keşke hep burada olabilsem.
Bir süre sessizlik oldu. İki tarafta tek kelime konuşmadı. Sadece birbirlerinin nefeslerini dinliyorlardı.
"Susadım." Yeosang'ın konuşmasıyla tüm sessizlik bozulmuştu. Jongho üvey kardeşinin saçlarına ufak bir öpücük kondurup bir bardak su almak için mutfağa gitti. Geri geldiğinde sarı saçlı çocuk pencerenin önünde durmuş, Seul'un ışıltılı sokaklarını izliyordu. Jongho elindeki bardağı kenarda duran çalışma masasının üzerine koyup genç çocuğun arkasından sarıldı. Yeosang ise kendini arkasındaki bedene, başını da göğsüne yaslamıştı. Huzurlu hissediyordu ikisi de. Sanki uzun zamandır bekledikleri bir şeydi bu.
"Jongho."
"Hm?" İki çocukta manzarayı izlemeye devam ediyordu.
"Çok fazla düşündüm. Ama hiç bu açıdan bakmamıştım. Sanırım seni seviyorum." Yeosang'ın sarhoşluğu geçmeye başlamıştı. Sözlerini itiraf ederken kendindeydi. Yarın sabah uyandığında bu gece neler söylediğini, neler yaptığını, Jongho ile neler yaşadığını hatırlayacaktı.
"Yeosang-..."
"Hayır, bir şey demene gerek yok." Yeosang hafifçe başını eğdi. "Bir süre sonra geçecektir. Umarım..."
"Yeosang." Jongho sarı saçlı çocuğun boynuna ufak bir öpücük kondurdu. "Bitmesin."
"Hm? Bitmesin mi?" Yeosang meraklı bakışlarla, Jongho'nun kolları arasından çıkmadan arkasını dönüp onu izleyen gözlerle buluşturdu bakışlarını. "Ne bitmesin?"
"Bana olan sevgin, hiç bitmesin." Jongho eğilip uzun bir öpücük kondurdu üvey kardeşinin dudaklarına. Öpücükten hemen sonra da alnını alnına yasladı. "Benim sana olan sevgim gibi."
çok garip oldu ama neyse :>
okuduğunuz için teşekkür ederim. diğer hikayelerime de göz atarsanız sevinirim♡
ŞİMDİ OKUDUĞUN
so please. jongsang ✔
Fanfiction"Bu yüzden lütfen, Yeosang, sana çektirdiğim acıların intikamını alma benden. Çünkü ben senin kadar güçlü değilim." ✎ R.