"Ufak bir pikniğe ne dersiniz? Haftasonu için harika olur! Birlikte vakit geçirip rahatlarız." Yeosang annesinin heyecanla anlattığı konuyu dikkatle dinlemişti. Kadın gerçek anlamda mutlu görünüyordu ve anlatırken yaşıyormuş hissi veriyordu. Üvey babası da annesinin söylediklerini onaylayınca Yeosang hızla ağzındakileri yutup gülümsedi.
"Bu gerçekten çok güzel bir fikir anne." Kadın oğlunun sözleri üzerine mümkünmüş gibi daha da gülümsedi. Fikrinin beğenilmesine mutlu olmuştu. Elini eşinin elinin üzerine koyup hafifçe okşadı. Bir süredir planladığı fakat daha yeni sunduğu bu plan diğerlerinin de hoşuna gitmişti. En son gittikleri Busan gezisinde yaşadıkları talihsiz olaydan sonra bir aktivite yapmamışlardı. Gezide Yeosang kalp sorunları nedeniyle bir gece hastanede, gözetim altında kalmıştı ve annesiyle babası onun için fazlasıyla endişelenmişti. Bu piknik güzel olacaktı. Haftasonunun gelmesini sabırsızlıkla bekliyordu yemek masasında oturan kişiler; biri haricinde.
"Haftasonu arkadaşlarım ile buluşacağım. Meşgulüm." Jongho umursamaz bir tavırla yemeğini yemeye devam etti. Gerçi yiyor da sayılmazdı. Çubuklarıyla pilav tanelerini itelemek şu an tek işiymiş gibi görünüyordu. Bayan Kang elini yavaşça çekip masa altında diğer eli ile birleştirdi. Yüzü düşmüştü fakat öz oğlu ile gözgöze gelince hızla kendini toparladı ve gülümsedi. Sahte bir gülümsemeydi. 18 yıllık oğlu da bunu anlamayacak kadar salak sayılmazdı. Nefesini tazeleyip annesine gülümsemeye devam etti.
"Üçümüz gitsek? Jongho bir dahaki sefer bize katılabilir."
"Olmaz Yeosang, o da aileden. Onsuz gidemeyiz." Herkes sessizleşip önüne döndü. Jongho bir kez daha ailecek daha mutlu olabilecekleri bir anıyı mahvetmişti; tıpkı bundan öncekiler gibi. Yeosang sinirliydi. Gerçekten sinirli. Annesinin mutluluğunu birkaç kelime ile yerle bir etmişti Jongho. Nasıl sinirlenmesin? Yine de sessiz kaldı. Eğer karşılık verirse tartışma büyürdü ve iyice kavga çıkardı. Bu durumun annesini iyice üzeceğini biliyordu. Yanından kalkıp odasına giden Jongho'ya baktı. Annesinin yanında kavga etmese de olurdu. Ağzını yemekle doldurup hızla tabağındakileri bitirdi.
"Yeosang, yavaş ye lütfen. Boğulacaksın." Annesinin uyarısı üzerine genç adam ağzındakileri yutup kocaman gülümsedi.
"Çok güzel yapmışsın ama! Ellerine sağlık~" Tabağını mutfak tezgahına koyup odasına gitmek için yanlarından ayrıldı. Odasına girmeden önce sevgili üvey kardeşine selam verse güzel olurdu.
-
ah bee
ŞİMDİ OKUDUĞUN
so please. jongsang ✔
Fanfiction"Bu yüzden lütfen, Yeosang, sana çektirdiğim acıların intikamını alma benden. Çünkü ben senin kadar güçlü değilim." ✎ R.