ep 1.4

226 20 12
                                    

"Tüm hafta sonunu odanda mı geçireceksin Yeosang? Biraz dışarı çıkmalısın. Kalk ve kahvaltını yap!" Bayan Kang'ın seslenişi genç adamı hiç etkilememişti. Hâla yatağının bir tarafında, yorganın altında uzanmaya devam ediyordu. Son zamanlarda Jongho ile arasında yaşananlar aklını kurcalayıp duruyordu. Ve bir türlü kurtulamıyordu düşünmekten. Davranışlarını, söylediklerini... En az bin defa düşünmüştü Yeosang. Binlerce ihtimal ve teori kurmuştu kafasında. Yine de bir sonuca ulaşamıyor, dafa fazla düşünmeden edemiyordu.

Odasındaki kapının açılmasını umursamadı. Kahvaltı yapmadığı için annesi bir şeyler getirmiştir diye düşündü. Arkası kapıya dönük olduğu için pozisyonunu değiştirmek istemiyordu. Kısa süre içinde kapı kapatılmıştı. Tuhaf. Annesi normalde kapıyı her zaman tıklatırdı. Bir şeyler getirmiş olsaydı eğer ona seslenirdi. En azından seslenmese bile, masaya getirdiklerini bırakırken ses çıkmaz mıydı? Sanırım yaşayıp yaşamadığımı kontrol etmek için bakmaya geldi, diye düşündü Yeosang. Umutsuzca düşünmeye kaldığı yerden devam ediyordu.

Birden yatağının diğer tarafında hissettiği ağırlık ile korkudan yerinden fırlayacaktı resmen. Kimdi bu kişi? Kafasını yorganın altından çıkarıp yatağının diğer tarafına baktı. Bu Jongho'ydu! Yeosang şaşkınlıkla ona bakarken Jongho umursamazca yatakta uzanmış, gözleri kapalı şekilde uzanıyordu.

"N-ne yapıyorsun?"

"Ne yapıyor gibi duruyorum? Sadece biraz daha uyumak istiyorum." Hâla gözleri kapalıydı.

"Neden buraya uyuyorsun?"

"Sürekli soru mu soracaksın?" Jongho gözlerini aralayıp ona baktığında, Yeosang başını kaldırdığı yastığa hızla kafasını geri koyup önüne dönmüştü. Sanırım odasındaki camı tamir etmek için geldiler, diye düşündü Yeosang. Birkaç gün önce akşam yemeğindeyken camındaki sorundan bahsetmişti Jongho. Biraz önce, annesi ona seslenmeden hemen önce evin kapısı açılıp kapanmıştı. Şimdi Jongho'nun neden burda olduğunu anlayabiliyordu. Fakat neden hemen yanında uzanıyordu? Yatağı zaten küçüktü. Bacaklarının bazı kısımları birbirine temas bile ediyordu. Nefesini tazeleyip düşünmemeye çalıştı Yeosang. Tabii bu ne kadar sürebilirdi ki?

Jongho ona doğru dönüp kollarını Yeosang'ın ince beline sarmıştı. Genç adam, üvey kardeşinin bu hareketi ile nefessiz kalmıştı. Ne yapmaya çalıştığını anlayamıyordu. Hareketsiz kalmaya devam etti. Ne yapacağını da bilmiyordu. Nasıl tepki vereceğini, ne diyeceğini... Jongho'nun yaptığı tek şey Yeosang'ın kafasını karıştırmaktı. Onu daha fazla itiyordu düşüncelerle dolu karanlığa. Sıcak nefesini ensesindeki saçlar arasında hissediyordu.

"Yeosang." Genç adam sessiz kaldı. Her ne derse desin kekeleyecekti ve şu an bu duruma düşmek istemiyordu. Sadece 'hmm' demekle yetindi. Jongho, üvey kardeşinin konuşmayacağını anlayarak konuşmaya devam etti. "Neden sürekli seni düşünüyorum?"

so please. jongsang ✔Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin