Mark'tan, her şeyin başı; yazın başlarında bir zaman.
Mark sahanın banklarında telefonuyla oynarken gelen top sektirme sesiyle kaldırdı kafasını. Küçük bir bakış atmakla yetinip geri döndü telefonuyla uğraşmaya, sahayla işi yoktu; çoktan Donghyuck'u beklerken geçirmesi gereken zamanı harcamıştı, birkaç dakika daha durup çocuğun mesajıyla evlerine gidecekti.
"Selam." Dedi Jaemin Mark'ın beklediğinin aksine gelip yanına otururken. Mark ufak bir bakış atmakla yetindi yalnızca, telefonuna hızla geri dönüp arkasına yaslandı.
"Selam?" Neredeyse şaşıracaktı, çocuğun neden selam verdiğini bile anlayamadığı gibi güvenemiyordu da.
"Ne istiyorsun? Canın mı sıkkın?"
"Yaz okuluna kalıyormuşsun."
"Evet, belli ki canın sıkkın." Dedi mırıldanır bir tonda.
"Sana ihtiyacım var." Jaemin konuyu değiştirmeden direkt devam etti konuşmasına, şu an çocuğu iğneleyebileceği bir zamanda değildi.
"Yani, Jaemin? Benim de bir kasa paraya ihtiyacım var, sen buralarda kasa görüyor musun?" derken kafasını arkasındaki demir filelere yaslayıp baktı çocuğa solundan.
"Senin de bana ihtiyacın var, bir kasa paranın sana ihtiyacı var mı?"
"Benim sana ihtiyacım niye olsun?"
"Çeneni kapayıp beni dinlesen bunu sorgulamana gerek kalmaz aslında." Mark kendini tartışmaya hazırlayıp olduğu yerde doğrulurken Jaemin devam etti. "Ben de kalıyorum yaz okuluna."
Kısacık bir süre çocuğu dinlemekle kalkıp gitmek arasında kaldıktan sonra bıkkın bir şekilde ofladı, kendisine niye ihtiyacı olduğu umrunda olmasa bile bir yandan da ona neden ihtiyacı olduğunu da merak ediyordu.
"Yani? Ben senden bir dönem üstteyim." Jaemin çocuğun dinleyeceğini anladığı gibi daha da hızlandırdı konuşmasını, zamanını bu çocukla harcamak istemiyordu.
"Zaten o yüzden geldim ya sana, seneye atmamak için derslerimi bana benim dönemimin sınav sorularını vereceksin. Bizden önce size dersi varmış Bayan Lee'nin."
"Bunu senin için neden yapayım Jaemin?"
"Benim için yapmıyorsun. Karşılığında ben de yaz okulunu bir ay daha uzatmana gerek kalmadan notlarını halledeceğim." Mark alayla güldü çocuğa, bir yandan da ciddi olup olmadığını sorguladı kafasında. Eğer ciddiyse gerçekten işine yarayacak bir şey yapacağını söylemişti, ancak inanası gelmiyordu, zaten girdiği sınavının sonuçlarını değişteremezdi.
"Sana güvenmiyorum. Başka birini bul." Dedi telefonuna dönmeye hazırlanırken. Jaemin bir süre göz teması kursun diye baktı çocuğa ikna edebilmesi için, geçen kısa sürenin ardından işe yaramayacağını anladığında dizlerini silkeyerek kalktı oturduğu yerden.
"Sen bilirsin Mark. Ben her türlü o soruları bulurum, ama sen benim yardımım olmadan notunu değişteremezsin." Girerken kenardan aldığı Mark'ın topunu tekrar çocuğa sektirip döndürdü yolunu sahanın çıkışına.
"Eğer fikrini değiştirirsen diye söylüyorum, sadece yarına kadar vaktin var. Bay Kim sizin dönemin sınavlarını okumadan önce."
Mark kendisine gelen topu aldı eline, çocuğun arkasından baktı hızla. Bir ay veya belki daha uzun bir süre daha okula gitmek iatemiyordu, ona güvenmemesine karşın Jaemin ne kadar kurnaz ve işbilir birisi olduğuyla konuşulurdu. Kendisini tehlikeye atmak çok önemli bir konu değildi, çocuk için bunu yapacak olsa yakalanmayacağının farkındaydı. Hiç ihtiyacı olmayacak birkaç kağıt parçasının fotoğrafını çekecekti sadece, buna karşılık sıkıcı yazının bir ayını düzeltebilirdi ve bunu gerçekten istiyordu, cezbedici bir teklifti. Bu yüzden Jaemin sahanın çıkışındayken çocuğa doğru döndü, kalkmadan boğazını temizleyerek bir nevi seslendi.