EKSİK HİKAYE

761 27 3
                                    

Bölüm şarkısı:  Pera-Affet

Eve gidip yumuşacık yatağımda biraz kestirdim. Saat 6 olmuştu. Gözkapaklarım açılmamak için üstün bir çaba harcıyordu. Koridorda yarı uykulu yürüyordum. Ayak seslerim boş evde yankılanıyordu.

Annemin odasının önünden geçerken telefonla konuştuğunu duydum. Tam anlayamıyordum, fısıldıyordu, üzerinde durmadım. Banyoya gidip buz gibi bir suyla yüzümü yıkadım. Kendime gelmiştim ki annem mutfakta bir şeyler hazırlıyordu. Odama gidip fotoğrafı aldım. Annemin yanına gidip tezgaha oturdum. Fotoğrafı elimde, arkamda tutuyordum. Annem :

-Bu akşamda dışarı çıksam senin için sorun olur mu? diye sordu. (Yine!)

-Hayır, dedim. Tezgahtan indim. Fotoğrafı arka cebime koyup ellerimi önümde birleştirdim.

-Karnım tok, sana iyi eğlenceler, diyip odama çıktım. Pencerenin önüne oturup rüzgarda sallanan, yaprakları dökülmüş dallarla dolu sokağı seyrediyordım. 20 dakika sonra annem arabayla evin yolundan ayrıldı.

Mısrayı aradım ama açmadı. Saatler geçmiyordu. Annemin lise arkadaşları çıkmıştı. Birde şu fotoğraf... Aklımı kurcalıyordu ama düşünmeye cesaret edemiyordum. Bazı şeyler ortadaydı. Ama o şeylere inanmak istemiyordum. Daha fazla uyanık kalmaya çalışmadan soğuk yatağa girdim. Annemi bu gece beklemeyecektim.

Beynimin kurduğu çalarsaat beni sabah erkenden uyandırdı. Hele de akşam erkenden yatarsam. Bugün de böyle oldu. 6'da ayaktaydım ve tuhaf bir şekilde zindeydimde. Ilık duş aldıktan sonra saçımla uğraştım. Üzerimi giyindim.

Mutfağa gidip kahvaltı hazırladım. Annemin uyanması için televizyonun sesini sonuna kadar açtım. 2 dakika sonra "Uyandııım! " diye bağırdı. Televizyonun sesini kapatıp masaya oturdum. Annem geldi ve mutfağın kapısında durup bana ve masaya öylece baktı. Sonra gelip yanağımdan öptü.

-Günaydın becerikli, dedi.

-Günaydın, dedim ve gülüştük.

Kahvaltı yaparken suskunluğu bozmak ve merakımı gidermek için :

-Şu lise arkadaşlarınla buluşmak nerden esti? diye sordum. Ağzındaki zeytini çıkarması normalin üzerine çıktı.

-Özlemişiz, dedi.

Başka bir zeytini ağzına aldı. Uzun cevap vermiyorsa bende uzatmayacaktım.

-Peki... dedim ve sütümü kafama dikip" Ben çıkıyorum. "dedim. Yanağından öpüp salona geçtim.

Koltuğun üzerinden çantamı aldım ve ayakkabılarımı da giyip çıktım.

Okul sakin gözüküyordu. Sınıfa girdiğimde birkaç kişi vardı. Selamlaşıp sırama geçtim. Mısranın yokluğunu çok hisseder olmuştum. Telefonuma sarılıp hemen onu aradım.

Açar açmaz üzgünce:

-Evet, dönüş yolundayız, dedi. Sesi birden neşelendi "... Ve evet artık görüşebileceğiz." dedi.

-İşte bu harika.

-Kesinlikle, dediğim sırada yanımdaki çocuk ve Bade başta olmak üzere iki kız daha sınıfa girdi. Saçları hergün nasıl böyle dalgalı olabiliyordu anlamıyordum. Çocuk siyah pantolon, beyaz tişört giymişti. Bade'den bahsetmek istemiyordum bile. Kızlarda tuhaf bir şekilde uyumlu giyinmişti.

Çocuk gelip yanıma oturdu. Bade ve kızlarda sıralarına geçti.

-Kapatıyorum, üzgünüm.

-Yarın sabah sizdeyim, dedi.

-Tamam hoşçakal.

-Haşçakal tatlım.

Denemeye DeğerHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin