TUZAK

270 17 2
                                    

Benim sürprizin ne olduğu konusunda Pars'a her dakika soru sormam dışında bir şeyden konuşmamıştık. Çünkü her fırsatta bir şeyleri ilişkilendirip saçma sonuçlar elde ediyordum.

Arabayı sahilin önünde ki caddeye park edip arabadan indik. En sevdiğim sahile gelmiştik. Ne zaman mutlu ya da mutsuz olsam gidip oturduğum bir bankım vardı. Kız kulesi manzaralı ya da köprü karşımda diyebileceğim bir yer değil. Aksine denizle baş başa bir yerdi. Arabadan iner inmez gözlerim denizle buluştu.

Banka doğru yürürken "Mısra söyledi biliyorum" dedim gülümseyerek.

O da gülerek "Bana yardımcı oluyor" dedi.

"Ne konuda? " derken gözlerimi kısmıştım.

Küçük küçük öksürüklerinden sonra "Seni mutlu etmek konusunda" dedi ama bunu düşünce gücüyle söylese daha net duyabilirdim. Gülümserken banka oturduk.

"Gerçekten sürpriz oldu" dedim gülümsemeden duramıyordum.

"Buraya gelmemizin birde sebebi var tabi" dedi.

"Neymiş? " dedim gözlerimi ışıldayan denizden alamıyordum.

"Bana anlatmadığın şeyler olduğunu biliyorum! " dedi. Bunu söylerken sinirden çok 'yanlız değilsin' mesajı veriyor gibiydi.

Anlatmadığım şeyler vardı tabii ama kimseye tam anlamıyla açık olamazdım. Kesinlikle söylemediğim küçük sırlarım olurdu. Basit şeyler; fobilerim mesela.

"Birbirimizi tanıyacağız"  diye ekledi.

"Bunu sen mi söylüyorsun? " diye sordum gülerek.

"Hadi" diye mızmızlandı.

"Tamam o zaman sen başla" dedim ellerimi birleştirip arkama yaslanarak.

"Bir sen, bir ben" deyip o da banka yayıldı. Gülümsüyordu. Konuşmasını hazırlıyormuşçasına düşünüp başladı. "Pars Vuran. İzmir den geldiğimi söylemiştim. Burada Sare Sultanla yaşıyorum" deyip sıranın bana geçtiğini belirleyecek şekilde eliyle beni işaret etti.

"Duru Bulut. İstanbuldan katılıyorum. Annemle yaşıyorum. Ah, bu arada yarışmacı arkadaşlara da başarılar dilerim" deyip güldüm. Bu hoşuma gitmişti. "Hadi, devam..." sabırsızca gülerek. 

"Maruf abi aile dostumuz, Umay çocukluk arkadaşım. Buraya Umay'la birlikte Haziran da geldik" dedi.

"Bütün yaz burada mıydınız? " diye sordum.

'Evet' anlamında başını salladı. Sıranın bana geçtiğini farketmemi sağlayan bir sessizlikten sonra,

"Babamı geçen yıl kaybettim, Mısra çocukluk arkadaşım ve herşeyim. Babam İstanbullu annem İzmirli, bende kendimi bildim bileli İstanbuldayım" dedim.

Susuyordu ve suratı düşmüştü. Ona döndüm.

"Senin suçun değil, devam et hadi! " dedim hâlâ susuyordu.

"Pars bu konuda konuşmak zaten çok zor, bir de üzerinde düşünmeme neden olma lütfen" dedim.

"Tamam" deyip kırık bir şekilde gülümsedi.

"Bu günlük bu kadar tanıma yeter daha birbirimizi tanıyacağımız çok zamanımız olacak" dedi ve doğruldu.

Az önce ki büyüyü bozmuştum. Belkide babamdan bahsetmemeliydim ama dürüst bir tanıtım olsun istemiştim.

"O zaman sorularıma cevap ver" dedim.

"Sor bakalım"

"Rogan'ı nereden tanıyorsun? " diye sordum.

Denemeye DeğerHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin