CESARET

529 29 2
                                    

"Mısra gülmeyi keser misin? "

"Sen ve bowling, Duru ben bu iki kelimeyi yan yana düşünemiyorum bile " diyerek yeniden gülmeye başladı. Kucağımdaki yastığı ona fırlattım. Eliyle başını korudu. gülmekten kızarmıştı.

"Bir anda oldu işte. Hem bowling ne kadar zor olabilir ki ?"

"Şöyle söyleyeyim, yeni başlayan biri için helede bu kişi sensen bayağı zor olur." Gülmesi durmuştu.

"Ben bittim."deyip kafamı yatağıma gömdüm.

"Evet, sanki biraz öyle oldu."Yeniden gülmeye başlamıştı. Boş odada sadece onun gülüşleri vardı. Annem kapıyı tıklattı. Başının girbileceği bir aralık bırakıp bize baktı.

"Çıkalım mı artık ?"diye sordu. Mısra "Çıkalım." deyip anneme doğru hızlı adamlarla yürüdü. Bende halının üzerinden çantamı alıp yanlarında en suratsız halimle yürüdüm.

Okulun önünde durduğumuzda inmek istemedğimden öylece oturdum. Mısra inmişti. Benim tarafıma geçip, pencereyi tıklattı ve eliyle 'gel' işareti yaptı. Annem inmem için baskı yapıyordu. Sonunda dayanamayıp indim.

Mısra eline telefonu alıp şu aralar bağımlısı olduğu oyunu oynamaya başladı. Arada bir mavi gözleriyle etrafına bakıyor, hem yorum yapıp hemde düzgünce yürümüş oluyordu. Sınıfın kapısından girerken geleneksel sıkışmamızı da yaptıktan sonra sıraya geçtik. Mısra oyuna öyle dalmıştı ki sarı saçları önüne düştüğü halde kaldırmıyordu. Bende oyunu izliyordum.

-Oraya basma yanarsın, dedim.

-Ne? dedi gözünü oyundan ayırmada. Telefonda bir iki hareket yaptıktan sonra level atladım.

-Sen bu işi biliyorsun, deyip çak işareti yaptı. Gülüşüyorduk. "Ama keşke bowlingde de böyle iyi olsaydın tabi."

-Hatırlatmasan olmaz sanki, dedim. Yüzüm asılmıştı.

-Dost acı söyler, deyip gözüme gözüme baktı. Nil yanımıza gelip "Naber?" dedi. Gülümserken 32 dişini gösterirdi hep. Mısra hemen :

-Duru bugün bowlinge gidiyor, dedi Nil'e yaklaşıp fısıltıyla.

-Mısra!! deyip kolunu sıktım.

-Nil'den mi saklayacağız yani? diye sordu.

-Özelse gidebilirim, dedi Nil. Bozulduğu belli oluyordu.

-Hayır. Tabii ki değil, dedim telaşla.

-Kiminle gidiyorsun?

-Pars'la. Gözleri birden parladı ve kocaman oldu.

-Şu yeni çocuk? dedi onay almak istercesine. Cevap vermek istemiyordum. Mısra'nın boşboğazlığına dayanamıyordum artık.

-Buluşacak sınız yani?

-Hayır.

-Özel bir buluşma deği mi?

-Değil, dedim. Savunmaya geçmiştim. Mısra gülmesini saklamaya çalışıyordu.

-Bowling falan olunca...

-Buluşmuyoruz...deyip nefesimi kocaman verdikten sonra "Buluşuyor muyuz?" dedim.

-İşte bunu yeni fark etmesi gerçeği, dedi Mısra. Nil'le birlikte gülerken Pars sınıftan içeri girdi. Doğruca bana geliyordu. Yamuk bir sırıtışı vardı. Yüzüne vuran güneşte ela gözleri parlıyordu. Hemen önüme oturup, benimle göz teması kurdu ve konuşmaya başlayacağını belirten öksürmelerden sonra :

-Kaptan pilotunuz konuşuyor, bugünkü planı açıklıyorum. Son iki derse girmeyeceğiz, dedi. Mısra'nın ağzının şaşkınlıkla açıldığını hissediyordum. Çünkü benim okuldan kaçtığım şimdiye dek kesinlikle görülmemiştir. Ve devam etti."Takım olacağız. Yenilen yenene yemek ısmarlayacak. O yüzden şimdiden kendini yenmeye odakla.

Denemeye DeğerHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin