Lang Qiao, küçükken okulunda düzenlenen çiftçiliği öğrenme gezisi dışında şehirden ayrılmadığından dolayı duyduklarını bir süre idrak edememişti. "Hayır yani diyorsunuz ki... Zhao ailesinin kapısındaki ağaç alev alıp devrildi ve tüm aile yanarak öldü? Peki hepsi aynı odada mı yaşıyordu?"Anne He usulca, "Evleri kötü durumdaydı," diye açıkladı. "Orada zamanın gerisindeyiz. İnsanlar evlerinin çatılarını kiremitlerle kaplamaya başladıklarında Zhongyi daha yeni doğmuştu. Ailenin erkeği çalışamıyordu ve bir sürü çocukları vardı, zar zor geçiniyorlardı. Yeni çatı yapmak için parayı nereden bulacaklardı? Eski bir evde yaşamak zorundaydılar. Kışın azıcık kar yağsa hemen süpürmek zorunda kalırdınız, yoksa çatı çökerdi."
"En büyüklerini üniversiteden mezun etmeyi başarmışlardı ve tüm aile ondan çok ümitliydi. Yaşlı çift sonunda rahatlamıştı. Komşulara oğullarının şehirde çalıştığını, parası olduğunu, ailenin ona güvenip yeni bir çatı yapabileceğini, sağır-dilsiz en küçükleri ve ortanca kızın da umudu olacağını söylemişlerdi. Çatının bir kısmı uçup gittiğinden kızların kalacak yerleri yoktu, ebeveynlerinin odasında yerde uyurlardı. Yanan ağaç devrilince tavan çöktü ve yaşlı çift anında ezildi. İki kız da hala küçüktü. Birinin bacağı sıkışmış, diğeri olanları duymamıştı. Belki de biraz yavaştı. Paniklemiş ve kız kardeşini dışarı çıkarmaya çalışırken kendisi de çıkamamıştı. Küçük olan daha iki yaşında bile değildi. Onun da şansı yoktu."
Lang Qiao uzun süre afallamış, sonra hızla defterini açmıştı. "Yangın, ev tamir edilirken mi çıktı? O sırada Zhao Haochang, yani Zhao Fengnian neredeydi? Yan Şehri'nde mi?"
Anne He uzun süre düşünmüştü. "Hayır, özellikle ev yüzünden gelir demiştim... Fakat o gün orada değildi. Öğretmenini görmek için merkeze gitmiş. Ah, orada olsaydı ne iyi olurdu. Küçüklerden ve sakatlardan oluşan ailede mükemmel derecede iyi, güçlü bir genç adam olsaydı böyle sonuçlanır mıydı?"
Bu alışılmadık hikaye Lang Qiao'nun tüylerinin diken diken olmasına neden olmuştu. "Öyleyse... bunu yapanın deli olduğunu nereden anladılar?"
"Elinde kibrit kutusuyla oradaydı. İnsanlar yangını söndürmeye geldiklerinde onu yakınlarda umursamadan eğlence amaçlı yaprakları yakarken görmüşler. Yangını onun çıkarıp çıkarmadığını sorduklarında kıkırdayarak kafasını sallamış."
"Bu olay daha sonra nasıl halledildi?"
"Nasıl halledilebilirdi ki? Böyle bitti. Hiçbir şey anlamayan bir deli, ona ne yapabilirsiniz ki? Anne babası ölmüş, abisi ve yengesi onu yük olarak görmüş, yenge her yerde olay çıkarmış, ailesinin parası olmadığını, sorumlu olmadıklarını söylemiş, gidip onu bağlayarak dövmelerini istemiş. Kasabadaki karakoldan birilerini yolladılar. Deli olduğunu görünce onlar da bir şey yapamadılar. Birkaç fotoğraf çekip gittiler."
"Nasıl sorumlu olmazlar? Böylesine biri başkasının canına veya malına zarar verdiğinde vasiler sorumlu olmaz mı?"
Anne He haşin polisin tavırlarından ürkünce Lang Qiao kadınla çaresizce bakışmış, aptalca bir şey söylediğini fark edip kendini garip hissederek bir süre konuşmayı unutmuştu.
Tam o sırada bunca süredir hiç ses çıkarmamış olan Fei Du doğru zamanda araya girerek, "Bu Zhao Fengnian'ın nasıl bir insan olduğunu hatırlıyor musun? Zhongyi ile ilişkisi nasıldı?" dedi.
"Tabii ki hatırlıyorum. Bütün köy Zhao ailesinin en büyüğünün aileye büyük umutlar getirdiğini biliyordu. Zhongyi ve diğer küçükler sürekli onu takip ederlerdi. İri bir çocuktu, onlarla oynamak istemezdi, genellikle onu rahat bırakmaları için bir şeyler söylerdi fakat o küçük aptallar durmadan 'Fengnian-ge şu, Fengnian-ge bu' diye peşindeydiler."
![](https://img.wattpad.com/cover/239705921-288-k523131.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Mo Du {默读} || Silent Reading
Mystery / Thriller"Çocukluk, terbiye, aile geçmişi, sosyal ilişkiler, travmalar... Bizler suçluların dürtülerini araştırıp anlamaya çalışır, içten içe onları yöneten zayıf duyguların peşine düşeriz. Bunu onlara sempati duymak için değil, suçlarını temize çıkarmak vey...