-bölüm 32-

6.6K 514 891
                                    


Oy vermeyi ve yorum yapmayı unutmayınn..

Bölümü erken tamamladığım için erken atıyorummm.🥲

350-400 oy

600-700 yorum ✨

***

Efil kuyucu

(Arkadaşlar bölümde zaman atlaması vardır, lütfen neden detaya girmedin kısa kestin demeyin..)

1 saat sonra..

Gözlerim Gökhan'ı ararken kantinde oturduğunu görüp yanına doğru ilerledim , donuk bir şekilde dışarıya bakıyordu. Emel'i sormak için yanına oturdum. Hemen ardımdan Ateş yanıma oturdu. "Gökhan Emel nerede iyi mi? Yanına girmek istiyorum." Dedim yüzüne bakarak. Bana döndüğünde bakışlarımı ondan hiç ayırmadım. "Kaybettim. Kaybettik." Yüzüm aniden düşerken irileşmiş gözlerimi ovuşturdum.

Boğazıma bir yumru oturmuştu resmen. Ateş'e baktığımda Gökhan'a bakmaya devam ediyordu. "Ne demek kaybettik?"
"Ateş, kurtaramadım. Olmadı. Çok kan kaybetmiş, 7 yerinden bıçaklamışlar. Yapamadım ben , Efil özür dilerim."
Ağlamamak için gülümsemeye çalıştım. Ne demek kaybettik? Emel daha benim hamile olduğumu bile öğrenmemişti. "Ne?"

Ateş sertçe yutkunurken ellerimi sıktım. "Emel öldü mü?" Dedim şaşkınlıkla . Gökhan tepkisizce bana bakıp kafasını salladı. Şoka uğramıştım resmen.. derince nefes alıp dışarıya doğru hızlıca adımladım. Arka taraftaydık. Kenardaki gölgenin altına geçip tekrar tekrar derin nefes aldım. Ateş arkamdan gelmişti. "Efil sakin ol." Ellerimi tuttuğunda çekildim. "Bizim yüzümüzden oluyor!" Diye yükseldim. O an ne dediğimi bilmiyordum çünkü en değer verdiğim kişilerden birisini kaybetmiştim. "Tamam ne dersen kabul ama bağırma, sinirlenme bak bebeğimiz.."

Hızlı hızlı nefes alırken ne yapacağıma dair bir gram fikrim yoktu. Ben Emel'i kaybetmiştim ve hiçbir şeyden haberi olmayan birisiydi o. Ateş bana sarılmak istediğinde onu itmek istedim ama kollarını benden ayırmadı. Kollarının arasında tepinmeye devam ederken saçlarımı okşayıp kafamı göğsüne bastırdı. "Tamam, tamam sakinleş bi ondan sonra konuşalım." Ellerim onun boynuna dolanmıştı, gözlerim kapanmıştı ama ağlayamıyordum. Karnımda sancı hissettiğim an Ateş'in boynuna eğilip inledim. Beni kendinden ayırıp yüzüme baktı. "Efil?"
"İyiyim."  Dedim ikiletmeden.

Gözlerini gözlerimden ayırmamıştı. Gökhan yanımıza geldiğinde ona döndük . "Yarın alabilirmişiz ,Yani Emel'i." Sesi titriyordu, gözlerinin altı morarıp kızarmıştı. Beklemediği bir şekilde Gökhan'ı kendime çektim ve yavaşça sarıldım. Titreyen elleri belimi yavaşça tuttu ve hıçkırıklarını bastırdı.

Yavaşça Gökhan'ın yüzüne baktım. Bitik duruyordu . "O zaman eve gidelim." Dedim Ateş'e bakarak. Gökhan kafasını salladı. "Siz gidin ben gelmeyeceğim. Yarın da gelmeyin . Tek ben olmak istiyorum Emel'in cenazesinde." Ağzımı araladığımda Ateş beni geriye çekti.
"Hayır, eve gidiyoruz." Ateş Gökhan'ın kolundan tuttu ve arabaya doğru ilerledik.

Ceren aklıma geldiğinde ofladım. Adem'in kardeşi gelmişti ve Ceren'e o bakıyordu. Geçerken onları da almayı planlayarak arabaya bindim. Gökhan sanki ölmüş gibi cansızca oturdu ve donuk bir biçimde cama yaslanıp öylesine baktı. Öylesine..

***
1 gün sonra (3 Ağustos)

3 ağustos 2001 Ateş'in annesinin onu terkettiği günün yıl dönümü, 3 ağustos 2021..

Ceren'in elindeki telefonumu aldığımda Ceren kısa süreliğine yüzünü buruşturdu.
"Video izliyordum ." Dedi dolmuş gözlerle. Yavaşça gülümsedim. Evet video izliyordu ama tam iki saattir..
"Sonra devam ederiz güzelim , telefonumun şarjı bitiyor." Dedim . Kafasını sallayıp odasına doğru koştuğunda karşımda dikilen Ateş'e baktım. Gökhan'ı annesine bırakıp gelmişti. Bir kaç günlüğüne orada kafa dinleyeceğini söylemişti.

KARA +18(YENİDEN YAZILIYOR!)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin