*DÜZENLENDİ*
Bölüm 6
Ateş'ten;
Hayatında yaşadığın en kötü an deseler, Ecemle ayrıldığımız zamanlar diyebilirim. Çünkü o zamanlarda Ecem ağlıyordu ve benim canımdan can gidiyordu.
“Güzelim, lütfen ağlama artık. Temelli gitmiyorum ya. En kısa zamanda tekrar geleceğim.”
“Temelli gitmiyorum mu? Ateş zaten geleli daha kaç gün oldu? Biz ne zaman tamamen kavuşacağız?”
Saçını okşadım.
“Çok yakında. Tek yapmamız gereken sabretmek. Tamam mı?”
Burnunu çekip başıyla onayladı ve tekrar kafasını göğsüme gömdü. Fakat uçak anonsu yapıldığında ayrılmak zorunda kalmıştık. Son bir kez kokusunu zihnime kazıdım ve dönüp uçağa ilerledim. Ecem'in de dediği gibi. Buraya bir dahaki gelişimde yanımda kardeşim de olacaktı.
***
Uçaktan inince önce kendi evime gitmektense babamların evine gitmeyi tercih ettim. Fakat daha taksiden indiğimde evde bir ilginçlik olduğunu anlamıştım. Yok, tadilat falan yoktu. Sadece annem oradan oraya koşuşturup duruyordu.
“Anne ne oluyor burada?”
Ağzı kulaklarına varmış bir şekilde yanıma geldi.
“Kızım bulundu. Duydun mu Ateş, kızım bulundu!”
Kısa bir an şok geçirdim.
“Nasıl yani? Bana neden haber vermediniz?”
Bir anda suratı değişip kızgın bir hal aldı.
“Acaba neden Ateş Bey? Apar topar Amerika'ya gitmişsin. Hem de biz burada kızımızı ararken! Ne işin vardı orada?”
Omuz silktim.
“Bana iyi gelen birisi var orada. Biraz kafa dinlemek için gittim.”
Kızgın suratı bir anda tekrar neşeli bir hal aldı.
“Ay gelinim mi yoksa? Nasıl, güzel mi? Kaç yaşında? Ay kızımla sağ salim kavuşalım sonra gelinimle de tanışırız.”
Bugün bol bol şok geçirecektim sanırım. Ayrıca annemin yanında dura dura beynim de yanmaya başlamıştı. En iyisi babamı bulmaktı.
“Aynen öyle annecim haklısın. Babam nerede, bir de onu göreyim?”
Bir an durup düşündü. Fakat sonra gülerek elini havada salladı.
“Ay en son çalışma odasındaydı. Şimdi nerede bilmiyorum valla.”
Başımı iki yana sallayıp annemi bahçede kendi haline bıraktım ve babamı bulmak için çalışma odasına çıktım. Annemin de dediği gibi buradaydı. Aynı şekilde babamın da yüzünde güller açıyordu.
“Baba, Mira'yı bulmuşsun.”
Gülerek gelip bana sarıldı.
“Evet oğlum, buldum. Şimdi sadece adresini bulmak kaldı.”
“Peki fotoğraf falan. Ben de görmek istiyorum.”
Başıyla onaylayıp masanın üstündeki zarftan bir kağıt çıkardı ve bana uzattı. Hızla elime alıp fotoğrafa baktım. Fakat bugünün bir diğer şokunu yaşadım. Bu... Olamazdı. Ben o kadar araştırmıştım. Mira olması imkansızdı!
“Baba... Bu olamaz.”
Suratı bir anda düştü.
“Ne demek olamaz? Kardeşini bulduk diyorum oğlum?”
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Abim
ChickLitTek bir lambanın aydınlattığı odada gezdirdiğim yaşlı gözlerimi karşımdaki insanlara çevirdim. Ben bunları yaşamak için ne yapmıştım bilmiyordum. Henüz yaşım 12'ydi. Benim yaşıtımdakiler alacağı notları, derslerini, oynayacağı oyunları düşünürken be...