Bölüm 19

11.2K 479 107
                                    

*DÜZENLENDİ*

Bölüm 19

Ateş'ten:

Bakışlarımı etrafta gezdirip az önce tuvalete gitmiş olan Mira'yı bulmaya çalıştım. Başımın belası yine yerinde duramamıştı. Ama asıl aptallık bendeydi. Ne diye salak gibi gidip ona bira içiriyordum.

Sandalyeden kalkıp tuvaletlerin olduğu yere ilerlemeye başladım. Karanlık koridora döndüğümde gözüme parlak bir şey çarptı.

Oraya doğru ilerleyip yere eğildim ve kolyeyi elime aldım. Ama bu, Mira'nın kolyesiydi...

Mira'dan;

Gözlerimi karanlık bir odada araladım demek isterdim ama aralayamadım. Çünkü gözümde siyah bir bez vardı. Aynı şekilde ağzımda da. Ve ellerim ve ayaklarım bağlıydı.

Çığlık atmaya çalıştım fakat ağzımdaki bezden dolayı fısıltıdan farksız çıkmıştı. Ve boğazım çok yanıyordu. İçtiğim içki ve uzun süredir konuşmamam nedeniyle boğazımda oluşan pürüz, canımı yakıyordu.

Parmaklarımı kıpırdattım. Boğumlarımdaki uyuşukluğun gittiğini hissedebiliyordum. Boynumu kütletmeye çalıştım. Fakat duyduğum kapı sesiyle bir anda kaskatı kesildim.

Bana doğru yaklaşan adımların sesi, yere her değişinde içimdeki korkuyu körüklüyordu. Ağzım kupkuruydu ve beynim işlevini yitirmiş gibiydi. Düşünemiyor ve korkuyordum.

Gözümdeki bezin çıkarıldığını hissedince ne zaman kapattığımı bilmediğim gözlerimi araladım.

Sanırım bir hurdalıktaydık. Delik pencerelerden içeri gün ışığı sızıyor ve gözlerimi acıtıyordu.

Önüme geçen bedenle, kafamı kaldırıp başımda dikilen adama baktım. Siyah gözlerini yüzüme sabitlemiş, dik dik bakıyordu. Ben de ona dik dik bakmaya başladım. Bakalım kim kazanacaktı.

"Mehmet Atahan'ın çok sevgili kızı. Kendini nasıl hissediyormuş bakalım?"

"Şaka mı yapıyorsun?"

Güldü ve midem bulandı. Açıkçası gülüşü iğrençti. Fakat ondan önce düşünmem gereken daha önemli bir şey vardı. Bu adam babamı nereden tanıyordu ve babamla işi neydi?

Birden ciddileşince gözlerimi kıstım. Aha, bir dengesiz daha.

"Bana bak çocuk. Benimle anlaşsan iyi olur. Yoksa olacaklardan ben sorumlu değilim."

"Oradan bakınca aptal gibi mi duruyorum. Senin babama veya ailemden herhangi birine zarar vermene izin vermem."

Arkasına dönüp delik deşik olan pencereye yürüdü. Bir süre dışarıyı izledi. Sonra anlatmaya başladı.

"Aslında pek aptal gibi durmuyorsun. Ama aptalsın da. O gün, onları kabullendiğin gün en büyük aptallığı yaptın sen. Bunu yapmamalıydın."

"Neden?"

Omzunun üzerinden bana yan bir bakış attı fakat ben daha o bakışlara cevap veremeden geri pencereye döndü.

"Onlar sandığın kadar iyi değiller. Özellikle baban. O benim canımı çok yaktı. Şimdi ben de onunkini yakacağım."

"Beni kullanarak mı?"

Bana döndü ve sırtını pencereye yasladı. Bir an pencerenin gıcırdadığını duydum fakat umursamadım.

"O da benim karımı kullandı. Aslında niyetim Sevim'i kaçırmaktı ama onun bu işle hiçbir ilgisi yok."

Abim Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin