*DÜZENLENDİ*
Bölüm 4
Mira'dan;
Çantamı sırtıma asıp ceketimin şapkasını başıma geçirdim. Kapıyı açıp evden çıktıktan sonra sokağa baktım. Mahallede kimse yoktu. Bunun verdiği rahatlıkla kapıyı kilitledim ve koşar adımlarla üst mahalleye geldim. Burada da son bir kez etrafıma bakındıktan sonra Ateş abinin arabasına atladım.
"Çabuk çabuk gidelim buradan."
Ateş abi arabayı çalıştırdığında ben de kemerimi bağladım. Dün hastaneden çıkmıştım ve annem bu hafta iyice dinlenmem için hastaneden rapor almıştı. Sabah da evde kimse yokken Ateş abi mesaj atınca hemen hazırlanıp evden çıkmıştım. Sonuç olarak şimdi onunla beraberdim.
"Ee nereye gidiyoruz?"
Dikiz aynasından bana bakıp şirince sırıttı.
"Valla bilmiyorum ufaklık. Sen nereye istersen oraya gidelim."
Arkamı yaslanıp düşünmeye başladım. Sonunda karar verdiğimde gülerek Ateş abiye döndüm.
"Karşıyaka'ya gidelim mi?"
"Ne yapacağız orada güzelim? Hep mağazalar var orada."
Doğru ya.
"O zaman Alsancak'a gidelim. Yemek falan yeriz artık."
Başını sallayıp yola odaklandı.
Yirmi dakika sonra arabayı park edince kemerimi çözüp arabadan indim. Ateş abi de arabayı kilitleyip yanıma gelince beraber Kıbrıs Şehitleri Caddesine girdik. Saat henüz erken olmasına rağmen epey kalabalıktı.
"Ee ne yapalım?"
Etrafıma bakınınca burada da hiçbir şey yapamayacağımızı fark ettim. Burası da mağaza doluydu.
"Acaba sahilde çiğdem kola mı yapsak?"
Güldükten sonra kolunu omzuma attı ve beraber ara sokaklardan birine girdik. Beş dakikalık bir yürüyüşten sonra sahile çıkmıştık.
Dışarıda beklememi söyledikten sonra bir markete girdi. Birkaç dakika sonra çıktığında elinde siyah bir poşet vardı.
Beraber sahildeki kayalıklara oturduğumuzda elindeki poşetten çiğdemi çıkarıp bana uzattı. Ben paketi açarken o da poşetten kola ve bira çıkarmıştı.
"Sen bira mı içeceksin?"
Başıyla onayladı. Biranın kapağını açtıktan sonra elini çiğdem paketine daldırdı ve çitlemeye başladı. Birkaç dakika sonra yüzü buruştu.
"Bunun yerine midye alamaz mıyız ya?"
Hayıflanırcasına sorduğunda güldüm.
"Bilmem. Gidip al istersen."
Ayağa kalktığında bana dönüp işaret parmağını salladı.
"İki dakikaya geliyorum. Bir yere kaybolma sakın."
Tekrardan gülüp başımla onayladığımda midye almaya gitmişti. Yanımda bir gölge hissedince kafamı kaldırdım.
"Abe güzel kız bakayım mı bir falına?"
"Yok ablacım sağol."
Önüme dönmeme rağmen kadın yanıma oturup zorla elimi tuttu. Geri çekilmeye çalıştım.
"Abe kızım bir rahat dur be. Alt tarafı falına bakacağım."
Kadından başka türlü kurtulamayacağımı anladığımda omuzlarımı düşürüp elime bakmasına izin verdim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Abim
ChickLitTek bir lambanın aydınlattığı odada gezdirdiğim yaşlı gözlerimi karşımdaki insanlara çevirdim. Ben bunları yaşamak için ne yapmıştım bilmiyordum. Henüz yaşım 12'ydi. Benim yaşıtımdakiler alacağı notları, derslerini, oynayacağı oyunları düşünürken be...