Bölüm 24

7.6K 302 60
                                    

*DÜZENLENDİ*

Bölüm 24

Ateş'ten;

“Anne, Mira nerede?”

Annem gelip yakamdaki hayali tozları silkeledi.

“Dışarı çıktı oğluşum. Gelir birazdan.”

“Dışarıda nerede?”

“Seni ilgilendirmeyen bir yerde.”

Mutfaktan çıktım ve telefonumu bulup Mira'yı aradım. Sonunda açmıştı.

“Alo. Neredesin Mira?”

“Yoldayım abi. Eve gidiyorum.”

“Tamam. Çabuk gel.”

“Tamam.”

Telefonu kapatıp Mirel'in odasına çıktım. Normalde sesi kesilmeyen kızım bugün konuşmuyordu.

Odasının kapısını çaldım. İçeriden ses gelmeyince odaya girdim. Yorganına sarılmış, Ecem'in fotoğrafına bakıyordu.

“Babacım, gelebilir miyim?”

Kafasını kaldırıp kapıya baktığında beni gördü.

“Tabi baba. Gelebilirsin.”

İçeri girip kapıyı kapattım ve yatağa oturdum.

“Neyin var kızım? Benimle hiç konuşmuyorsun.”

“O kadınla evlenecek misin?”

Konu yine dönüp dolaşıp Akel'e gelmişti. Yorganı çekip Mirel'i kucağıma aldım.

“Daha belli olan bir şey yok babacım. Konuşuyoruz sadece.”

“Neden konuşuyorsunuz ki? Konuşmayın. Annem üzülür sonra.”

“Bebeğim. Ben anneni unutmadım ki. Ama ben de yoruldum güzelim.”

“Niye? Ben senin yanındayım.”

Mirel'i alnından öpüp kokusunu içime çektim. Canım kızım, annesi gibi kokuyordu.

“Evet bebeğim, yanımdasın. Hem biliyor musun, Akel seni tanıyor.”

Üzüntü dolu gözleri şaşkınlık ve merakla açılmıştı.

“Tanıyor mu? Nereden tanıyor?”

“Sen küçükken beraber parka gitmiştik. Orada sen Akel'in kızıyla oyun oynarken gözüne kum kaçırmıştın. O da senin gözlerini temizlemişti. Biz de öyle tanıştık zaten.”

“Hmm. Madem öyle gelsin görüşelim konuşalım.”

Koca bir kahkaha patlattım. Benim kızım büyümüş de küçülmüş resmen.

“Tamam babacım. O zaman sorunu hallettik.”

“Hallettik babacım. Ama bana söz ver. Annemi hiç unutmayacaksın.”

“Unutmayacağım bebeğim. Sen merak etme.”

Başını salladığında ayağa kalktım.

“Madem anlaştık. Hadi yüzmeye inelim.”

‘Oley’ diye bağırıp dolabına koştu. Ben de kendi odama gidip şortumu giydim. Aşağıya indiğimde Mirel elinde simiti ve kolluklarıyla beni bekliyordu.

“Hadi baba ya. İki saat gelemedin.”

Burnunu sıkıp sırıttım ve kolluklarını şişirmeye başladım. En son simitini de şişirdiğimde bahçeye çıktık. Çardakta babamla kahve içen annemi gördüğümde yanına gittim.

Abim Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin