*DÜZENLENDİ*
Bölüm 20
Mira'dan;
"Mira, hadi aç şu kapıyı güzelim."
Elimdeki telefonu aynanın önüne bırakıp gözlerimi kapattım. Yaklaşık yarım saattir banyodaydım ve abim dışarıda kafayı yemişti. Açıkçası pek umrumda değildi.
"Mira! Bak kapıyı kıracağım şimdi, az kaldı!"
Seslice nefesimi üfleyip kilidi çevirdim ve kapıyı açtım. Abim iki elini kapının kenarlarına yaslamış, kızarmış gözleriyle bana bakıyordu.
"Sen bana kafayı yedirtmek mi istiyorsun!? İki saattir neden açılmıyor bu kapı?"
Kolumu kapıya yaslarken gözlerimi devirdim.
"Birincisi; iki saat değil, yarım saat. İkincisi; keyfimin kahyası mısın? İstediğim zaman açarım."
Gözlerinden alev saçarak bana baktı.
"Beni delirtme kızım! Dediğimi de ikiletme. Ben söylenmeyecek dediysem söylemeyeceksin!"
"Asıl sen beni delirtme! Şimdi gidip babama her şeyi anlatacağım ve sen engel olamayacaksın!"
Kolundan birini itip kapıdan çıktım ve babamın çalışma odasına yürümeye başladım. Fakat daha ikinci adımımı atamadan belimden tutulup havaya kaldırılmıştım.
Abim beni odasına sokacakken ellerimi kapının kasalarına koydum ve sıktım.
"Bırak beni abi!!"
Umursamayıp tek koluyla belimi sardı ve diğer elini elime atıp kapıdan çekmeye çalıştı. Kafamı uzattım ve elini ısırdım. Kendini geri çekince hızla kolundan kurtuldum ve beni bir daha yakalayamaması için koşa koşa babamın odasının önüne attım kendimi. Kapıyı çalmadan içeri girince babam hızla başını kaldırıp gözlüğünün arkasından bana baktı.
"Ne oluyor Mira? Nefes nefese kalmışsın kızım."
İçeri girip kapıyı kapattım ve masanın karşısındaki siyah deri koltuğa oturdum.
"Seninle bir şey konuşmam lazım baba."
"Dinliyorum."
Etrafıma baktım. Nereden başlayacağım hakkında en ufak bir fikrim yoktu.
"Şimdi ben kayboldum ya abimle bara gittiğimizde.."
"Evet."
"O gün aslında kaybolmadım, kaçırıldım. Ve çok ilginç şeyler öğrendim. Diğer kısımları atlayarak şunu söylüyorum, senin bir oğlun daha var baba."
Kaşlarını çatıp bir süre yüzüme baktı.
"Allah Allah. Bugün 1 Nisan'da değil. Nereden çıktı bu şaka şimdi Mira? Ama iyiydi gerçekten. Şimdi izin verirsen çalışacağım."
"Baba bu şaka değil, gerçekten. Hatta ismi Araf. Abimden de büyük."
"Bak, evet annenden önce bir ilişkim oldu fakat bir çocuğum olmadığına eminim. Benim sadece iki çocuğum var, o da sizsiniz."
"Tamam. Sana o çocuğu getireceğim baba. Göreceksin."
Bir şey demesine izin vermeden oturduğum koltuktan kalktım ve odadan çıktım. Kendi odama geçip yatağıma oturdum. Babamın şu anda deli gibi söylediklerimi düşündüğüne emindim.
Komidinin üzerindeki telefonumu elime aldım ve Araf'ı aradım.
"Ne var?"
Gözlerimi devirdim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Abim
ChickLitTek bir lambanın aydınlattığı odada gezdirdiğim yaşlı gözlerimi karşımdaki insanlara çevirdim. Ben bunları yaşamak için ne yapmıştım bilmiyordum. Henüz yaşım 12'ydi. Benim yaşıtımdakiler alacağı notları, derslerini, oynayacağı oyunları düşünürken be...