ŞEYTANİ EFENDİ

Uzun Yol

Küçük bir odanın içinde eskimiş yatakta uyuyan Fern Qi'nin gözleri, tavana yakın olan camdan süzen ışık ile açılmıştı. Dün geceden sonra hayatı büyük oranda değişmişti ve artık gerçek bir yetiştiriciydi. Ekim dünyasına adım atmasının üzerinden birkaç saat geçmişti ve şimdiden birinci seviye ortasına çıkmıştı, bunun sebebi de 'Beden Özü'ne sahip olmasından dolayıydı. Uyurken bile vücuduna yoğun miktarda enerji çekiyordu.

"Sonunda uyandın(!)" diye alaylı şekilde konuştu Li Nua.

"Günaydın Li amca" dedi Fern Qi. Hala içinde çekingen bir durumdaydı, bu da şimdiye kadar yaşadıkları yüzündendi. Zorbalık ve hakaret ile geçen on altı yılın etkilerini bir gecede atlatması neredeyse imkansızdı. 

Li Nua, Fern'in kendisine gösterdiği samimiyet karşısında biraz huzursuz olmuştu fakat bu huzursuzluk kötü şekilde değildi, daha çok içinin ısınması gibiydi. 

"Kalkma zamanın geldi prenses! Kalk ve çalışmaya başla, tabi gerçek bir yetiştirici olmak istiyorsan..." Li Nua'nın konuşmasından sonra Fern yatakta kalktı.

Artık vücudu daha rahattı, yaşadığı zorbalıklar ve fiziki işkenceler yüzünden ağrıyan vücudu artık daha rahattı. İşte bu ekim dünyasının gücüydü. Her seviyede vücut daha da güçlenirken, ihtiyaç duyduğu şeyler de azalıyordu. Mesela Fern şu an birinci seviyenin ortasında olan bir yetiştirici olarak iki gün boyunca yemek yemese yine de açlık hissetmezdi. 

Ama bu demek değildi ki yemek yemek ihtiyaç değildir. Bazı uzmanların yaptığı yemekler yoğun enerji ile dolu oluyor ve gelişime katkısı oluyordu, tabi bu her yetiştiricinin yapabileceği bir şey değildi.

"Li amca, ekim seviyeleri nereye kadar gidiyor?" diye sordu Fern.

Li Nua biraz düşünme ihtiyacı hissetti çünkü kendisinin bu seviyeleri hatırladığı pek söylenemezdi.

"Bildiğim kadarıyla, ilk beş seviye sayılar ile sıralanıyor sonrasında ise isimleri değişiyor. Beşinci seviyeden sonra Beden Dövme Alemi geliyor, bu alem de kendi içinde 10 seviyeye ayrılıyor. Beden Dövme Aleminde yapman gereken fiziğini geliştirmek ve sağlam bir temel atmak -en azından benim zamanımda böyleydi-. Hemen sonrasında ise Ruhani Alem geliyor, bu alem de aynı şekilde 10 seviyeye ayrılıyor. Ruhani Alem, diğer alemler arasında ki en zor olan alemdir çünkü burada ruhunu eğitirsin. Eğer yanlış bir ekim yaparsan en iyi ihtimalle ölür, en kötü ihtimalle de sakat kalırsın" diye açıkladı Li Nua. Bir süre Fern'in sindirmesine müsaade ettikten sonra açıklamasına kaldığı yerden devam etti.

"Ruhani Alemi geçtiğinde ise Kök Alemi karşına çıkıyor. Bu alemde ruhunu bir büyülü yaratık ile birleştiriyorsun, birleştirmek gözünü korkutmasın. Bu senin gelecekte ki karakterini, davranışını ve gelişimini de belirleyecek" Li Nua'nın açıklaması ile Fern genişlemiş ve aydınlanmış gözler ile bodrumda bulunan odasının küçük lavabosunda kırık bir şekilde duran aynadaki yansımasına baktı.

Fern zihninde biraz karmaşıklığa sürüldükten sonra zihnini toparladı. "Li amca, neden en iyi ihtimal ile ölürsün dedin? Sakat kalmak daha iyi değil mi," diye sordu Fern. Bu konu ona yabancı olduğu için yaşamak Fern'e göre en iyi şeydi fakat bilmediği çok şey vardı.

"Yanılıyorsun çocuk, bir yetiştirici eğer sakat kalırsa zaten ölmüş demektir. Yetiştiriciler için ekim yapmak demek yaşamak demektir. Eğer bir yetiştirici sakat kalırsa o hayat ona zehir olur ve büyük ihtimalle hiç beklemeden ölür. Ne demek istediğimi ilerde daha iyi anlayacaksın" Li Nua'nın açıklamasından sonra Fern'in kafası daha da karışmıştı ama Li Nua'nın da söylediği gibi bu konuyu düşünmeyi sonraya bırakmıştı.