Sınav (5)

210 18 1
                                    

Arenada seyirciler alkışlar ve ıslıklar Fern'e tezahürat yapıyorlardı. Muhteşem bir düello olmuştu ve herkes bir defa daha anlamıştı ki Fern kesinlikle güçlüydü ve gücü tesadüf değildi.

Bu sırada Fern bekleme alanında lotus pozisyonunda oturuyordu. Enerjisini kontrol ederek iç kanaması durdurmak için kendisiyle büyük bir savaş veriyordu. Konstantin'in yıldırımları ona etki etmemişti çünkü parmağında yıldırımların en saf halini taşıyordu. Fakat kullandığı teknik onu fazlasıyla tüketiyordu ki Konstantin ile olan savaş zaten yorucuyken bir de teknikler konuşmaya başlamıştı.

Fern enerjisini kanamanın olduğu yerde yoğunlukla tutarken bir yandan da vücudunda gezdiriyordu. Devamlı olarak kanama olan yere tampon yaparken bir yandan da akışı kesmemeye çalışıyordu. En ufak yanlış bir hamle sakat kalmasına, ölmesine ya da enerji merkezinin patlamasına yol açabilirdi.

Dikkatli olsa da bu durumu birçok kez yaşamıştı. Bir yıllık eğitiminde neredeyse her türlü durumun içine girmiş ve ölmeden çıkmıştı. Bu sayede artık bazı şeyler ona sıradan geliyordu. Bunlardan biri öldürmek ya da kendi yaralarını iyileştirmek... Eğitim sırasında birçok kez şeytani yaratıklar, habis yaratıklar, canavarlar ve birçok türle savaşmıştı. Li Nua'nın gücü mühürlü bile olsa hala inanılmazdı. Büyük bir formasyon kurmuştu ve formasyon gerçekten ayırt edilemeyecek kadar gerçekçiydi.

Fern on beş dakikayı geçkin şekilde enerjisi bedeninde dolaştırırken vücudundaki enerji seviyesi zirveyi görmüş ve yukarıya çıkmak için baskı yapmaya başlamıştı.

"Li amca?" diye sordu panikle. Vücudundaki enerji seviyesinin bir anda seviye atlayacak kadar yükselmesi daha önce yaşadığı bir şey değildi. O yüzden ister istemez panik haline geçmişti.

"Merak etme, bedenin özel olduğu için böyle basit şeylere şaşırmamalısın. Yarandan dolayı vücudun neredeyse on kat fazla enerji çekiyor. Zaten normalden kat be kat daha fazla ve hızla enerji çekerken şimdi daha da yükseldi." diye açıkladı Li Nua. Fern'in bedeni oldukça özeldi çünkü onun vücudunda doğuştan Beden Özü vardı. Beden Özü, enerji merkezinde bulunan bir cisimdi. Küre şeklinde ve sürekli olarak kendi ekseninde dönüyordu. Kadim boyutta sadece iki kişide ortaya çıkmıştı. Birisi Li Nua diğeri ise Fern idi. Li Nua ise Beden Özü'nü sonradan elde edebilmişti. 

Beden Özü hakkında pek bir şey bilinmese de Li Nua'nın, kadim boyutun en güçlüsü olmasını sağlayan şey Beden Özü' ydü.

Fern panik halinden çıktıktan sonra vücuduna doluşan enerjiyi dizginlemeye başladı. Bu sırada bir gözü de enerji merkezinde ki küredeydi. Vücudundaki enerji seviyesi arttıkça daha hızlı bir şekilde dönmeye başlamıştı. Fern yavaş ve temkinli bir şekilde seviye atlamak için sınırları hafif hafif zorluyordu.

Birkaç dakika daha bu işlem devam etti ve Fern sonunda Beden Dövme Alemi, dördüncü seviyeye çıkmıştı. Dördüncü seviye olduğu gibi enerji yoğunluğu sayesinde direkt olarak orta aşamaya çıkmıştı. Gözlerini tekrar küreye çevirdiğinde hiç görmediği kadar hızlı dönmeye başlamıştı. Şeffaf hali yavaş yavaş renk kazanıp kırmızıya doğru geçmeye başlamıştı.

"O kız kesinlikle yetenekli ayrıca sana da abayı yakmış gibi. Yanına gelebilecek kadar cesareti de var. Ailesinden de terbiyesini iyi almış, kaçırma derim Fern." Li Nua'nın neşeli sesi Fern'e ulaştığı anda yüzü hemen kızarmıştı. Li Nua'nın cümleleri Fern'in zihninde direkt olarak Yuna'nın canlanmasını sağlamıştı.

"Li amca!" diye öfkeyle kükredi Fern. Savaş esnasında bir şeytandı fakat onun haricinde saf bir çocuk kadar bilgisizdi. Daha önce hiçbir yaşıtı ile yakınlaşma şansı olmamıştı.

ŞEYTANİ EFENDİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin