Uğursuz Golem ve 17 Kişilik Grup

159 17 0
                                    

Lejyoner büyük bir temkinle içeri girdiklerinde çevreleri tamamen değişmişti. Dışarıdan güzel görünen orman şu an cehennemi andırıyordu. Lejyoner'ler bu değişim karşısında oldukça gerilse de hızlıca sakinleşmişti.

Önlerinde bir patika vardı fakat yoğun sis yüzünden birkaç metre sonrası tamamen kapalıydı. Sessiz bir şekilde etrafı incelerken sağ taraflarından yoğun çığlık sesleri yükselmişti. Fern kulaklarını kabartıp birkaç saniye bekledikten sonra çığlıkların tekrar yükselmesi ile o tarafa doğru hareketlendi. Diğerleri durdurmak istese de geç kalmışlardı.

Fern çığlıkların olduğu bölgeye vardığında sisin daha da yoğunlaşması dikkatini çekmişti. Çığlıklar daha da yüksek sesle duyulmaya başladığında Lejyonerler de yanına varmıştı.

"Aptal çocuk illüzyonun içindesiniz! Olabildiğince hızla terk edin burayı!" dedi Li Nua. Fern hızla harekete geçerek Lejyonerleri uyardığı sırada koluna arkasından hızla saplanan oku andıran diken ile olduğu yerde durdu.

Herkes şokla nerden geldiğini anlamaya çalışırken bir diken daha ağaçların arasından hızla fırlamıştı. Fern hızlı bir refleks ile dikeni havada tuttu ve hiç beklemeden geldiği yere doğru daha da hızlı bir şekilde fırlattı. Diken deriye girdiğini belli eden bir ses çıkarttığında hemen ardından acı dolu bir çığlık daha yükseldi fakat bu sefer bir insana değil, canavara aitti.

Lejyonerler hızla oradan uzaklaşırken Eris, Fern'e doğru yaklaştı.

"Neden içgüdülerine göre hareket ediyorsun? Hayvan mısın sen?" diye çıkıştı.

Fern durum karşısında istemsizce gülerken kolunda asılı duran dikeni çıkardı. Diken ortalama 80 santim uzunluğundaydı. Fern dikkatle dikeni inceledikten sonra vücudunu kontrol etti. "Zehir belirtisi yok. Sıradan bir büyülü yaratık muhtemelen." dedi.

Eris hızla özel bir sargı bezi çıkardıktan sonra Fern'in kolunu sarmaya başladı. Sargı bezi özel olarak şifacılar tarafından hazırlanmıştı. Kanı tamamen bölgenin içinde tutarken iyileşme hızını da fazlasıyla yükseltiyordu.

"Kanında Lejyonerlik akıyor!" dedi Zephyr ve ardından diğerleriyle beraber kahkaha atmaya başladılar.

"Her zaman içimden geçeni yaparım, sonrasında pişman olmamak için." dedi Fern ve o da diğerleri ile beraber kahkaha atmaya başladı.

Lejyonerler ağır adımlarla Antik Şehre doğru ilerlemeye başlamışlardı. Antik Şehir ile aralarında birçok engel vardı ki bunlardan birisi Uğursuz Vadi'ydi. İki yüksek ve birbirinden uzak tepenin arasından geçmeleri gerekiyordu. Güçleri olağan üstü büyülü yaratıkların yanı sıra çevrede bulunan bitkiler de büyük bir tehlike arz ediyordu. Polenleri ile zehir saçan bitkiler, kokuları ile illüzyona sokan bitkiler ve çok daha fazlası vardı.

Uğursuz Vadi'yi geçtikten sonra karşılarına Korku Bataklığı çıkıcaktı. Korku Bataklığını tehlikeli yapan şey içinde bulunan çukurlar ve o çukurların içinde ki Güneş Akrepleriydi. Çukurları görmek ise tamamen imkansızdı. Bataklık o kadar yoğun bir sıvıdan oluşmuştu ki birkaç santim altı bile tamamen karanlıktı. Güneş Akrepleri ise oldukları çukura düşenleri beklemek yerine tuzak kurup saldırıyordu. İğnelerinde bulunan yoğun zehir ise Fern'in dünyasındaki bütün yetiştiricileri öldürmek için fazlasıyla yeterdi.

Korku Bataklığını atlattıktan sonra Antik Şehir hemen önlerinde olacaktı fakat burada sadece büyülü yaratıklar ve bitkiler değil insanlar da tehlike arz ediyordu.

ŞEYTANİ EFENDİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin