2

267 19 7
                                    

(İlk bölümü saldım. Diğerlerini de yazabildiğim kadar yazacam. Sizi seviyoreee😇😇)

(1.Gün)
Sabah uyandığım gibi telefona atılmıştım. Yazan kimse yoktu. Sadece...sadece Stray Kids'in bildirimlerini açık tuttum. Ama hiç bildirim gelmemişti.

-BULLHAENGİİİİ!!! Diye yanıma koşa koşa geldi sınıfımızın en tatlı ama en saçma erkeği.

-Ne oldu? Dediğimde telefonum titredi. İçimi bi heyecan basmıştı ama bu bir sırdı. Kimseye çaktırmamalıydım.

-Prens seninle görüşmek istiyor. Dediğinde daha bi şaşırmıştım. Prens, bizim okulun en yakışıklı erkeğiydi hatta ünü o kadar yayılmıştı ki ulu orta yerde herkesle konuşamaz olmuş, çevre okullardan bir çok teklif almıştı. Modellik yapmak için çok çağrılmış ama gitmeyi reddetmişti. Bir artistik patinajcıydı. Okula bugüne bugün kazandırdığı 20 farklı madalyası vardı. Ben? Neden benimle görüşmek isterdi ki? Benim erkeklerle pek işim olamazdı. İlk bakışta güzelliğimle başları dönecek kadar ilgi çekiciydim ama diğer kızlar gibi özümden vazgeçmediğim için beni pek sevmezlerdi. İlk olarak alerjim olduğu için makyaj yapmazdım. Ufak bi ruj dışında kullanabildiğim bir makyaj eşyası yoktu. Fabrikasyon ve iğrenç boyaları kullanmadığım için cildim capcanlı ve pürüzsüz kalmıştı her zaman. Ama...vıcık vıcık bir kız olmadığım için ve çok dobra olup herkese çekinmeden cevabımı yapıştırdığım için insanlar beni sevmezdi. Aslında...sanırım sadece okul çevremde böyleyim.

-Pe-peki. Geleceğim. Dedim. Songyok koşa koşa geri gitti. Okulda arayıp Prens'i buldum. Onun adı...soyadından geliyordu. Wang Seok(Wang-Korecede prens/kral demek).

-Seok! Benimle görüşmek mi istemişsin? Diye büyük bi devrik cümle kurdum. Hala inanamıyordum çünkü.

-Ben mi?

-Evet. Songyok öyle dedi.

-Hayır. Çağırmadım.

-Woaah! P*ç herif! Kandırmış beni öyle mi? Gidip ağzını yüzünü dağıtalım bari. Köpek adam. Diye çıkacakken güldü. Artistik patinajcı olmanın verdiği zariflik ve kibarlık mavcuttu onda. Hiç bir zaman saygısızlığını veya kabalığını görmemiştim. Sporla kazandığı tüm kaslarını, çeşitli kız kurtarma kavgalarında kullanmıştı. Başka bir niyeti yoktu o kasların ve harika vücudun.

-Neden güldün? Yakışıklı ve harika olduğun için sana gülmek yasaklanmalı. Güldüğün zaman karşıdakini nasıl büyülediğin hakkında bir bilgin var mı?

-Hayır yok. Özür dilerim. Bir daha gülmemeye çalışırım. Sadece sinirlenmen biraz...tatlı görünüyordu.

-Evet. Kesin öyledir. Neyse. Ben gideyim. Şu an hiç ölmek istemediğim bir evredeyim. Müjdeli bir haber bekliyorum.

-BulHaeng-ah! Şey...madem geldin, kitapları kütüphaneye taşımama yardım eder misin? Belki sonra kantine gideriz.

-Hayır. Gerçekten bu okuldaki sülük tedavisi için kiralanıp eğitime yollanmış yellozları hiç çekemem. Biraz fazla yorulacaksın ama ben yapamam. Dedim ve çıktım. Hemen sırama gidip oturdum ve telefonun ekranına baktım.

-Lütfen mesaj olsun! Diye dua edip ekranı açtım. Lanet olası indirim haberleri gelmişti. Sinirle ekranı kapatıp cebime koydum. Telefonu ısırıp iki parçaya bölmek istiyordum. Tüm günüm sinir dolu ve heyecanla beklemekle geçmişti.

(2.Gün)
Bugün...umudum biraz daha tükenmişti. Okuldan dönmüştüm. 2.günün bitmesine daha az kalmıştı. İmstagrama girdim. Han...fotoğraf paylaşmıştı. Tanrım! Bu kadar umursamıyordu hesabı? Woaahh! O zaman hesabı kapatsa mıydım? Kapatmalı mıydım? Hayır! İdolümün emaneti. Kapatmak yok. Telefonu yatağın üstüne fırlatıp kendi kendime söyledim.

-Pislik sincap! Cevap yazmayacak ki! Diye kapıma kadar ilerledim. Hayattan soğumuş adımlarım bildirim sesi ile can bulup kapıdan yatağıma doğru büyük bir atlama gerçekleştirdim. Oraya zıplayıp telefonu elime aldım. İnstagramda hiç tanımadığım birinden mesaj isteği almıştım. Büyük bir küfürle kullanıcıyı engelleyip aynı cansızlıkla odamdan çıktım. Mutfağa doğru yürürken oturma odasındaki babam ile gözgöze gelmemeye çalıştım. Babam bir askerdi ve ne zaman evde olup olmayacağı belli değildi. Haliyle denemeden yeni haberi olmuştu. Bunu, annemin gergin oturuşundan anlamıştım.

-Dur! Dediğinde hemen durdum.

-Geç karşıma. Otur. Dediğini yapıp oturdum. Anneme gergin bakışlarımı gönderdim. En sonki denememde durumumu düzelteceğime babama söz vermiştim ama sözümde durmamış, durumu düzeltememiştim.

-Selam bile vermeyecek miydin babana?

-Hoşgeldin baba!

-Başka söyleyeceğin bir şey yok mu? Bunun hakkında. Deyip deneme kağıdımı gösterdi.

-Şey...özür dilerim. Gerçekten, ne kadar çalışsam da olmuyor. Yapamıyorum.

-Okul okumak istemiyor musun?

-Hayır! Hayır hayır istiyorum! Gerçekten! İlk senemden üniversiteye gireceğim. Söz veriyorum.

-HADİ ORADAN! Kimi kandırıyorsun bücür? 1 ay kaldı sınavına. Neyi düzelteceksin ki? Huh? Tüm kuzenlerin arkadaşların üniversiteler kazandı meslek sahipleri oldu evlendi! Chaeun'un karısı hamileymiş bile.

-Woaah! Geçen hafta evlenmemişler miydi? Bu çok hızlı oldu! Dediğimde babamın bakışları beni susturmuştu. Dudağımı dişledim.

-Özür dilerim.

-Gerçekten hiç önemli değil. Sadece seninle gurur duyacağımız bi yoldan ilerle ki kızımız bu konuda uzman diye böbürlenelim. Hangi yol olduğu hiç önemli değil.

-Belki idol olmak için seçmelere girersem paçayı sıyırırım ama...şey...boşver. Çalışacağım. Güzel bir üniversite kazanacağım.

-Annen gibi mi olmak istiyorsun? Huh?

-Annemin nesi var ki?

-BİR İŞ SAHİBİ BİLE OLAMADI! NE DEMEK NESİ VAR? DİLİN ÇOK UZADI SENİN! Dediğinde omuzlarımı düşürdüm. Annem kırılmıştı. Yüzünden belliydi. Ama ses etmiyordu. Her bu konu açıldığında benim yüzümden annem kırılırdı. Artık bundan bıkmıştım.

-Baba! Sen meslek sahibi oldun da ne oldu? Hayır anlamıyorum evlenmeseydin o zaman!

-EİİYY! BAK BAK! NE DİYOR BU KIZ? ÖLMEK Mİ İSTİYORSUN?

-ANNEME SÜREKLİ BÖYLE HAKARET ETMENE KATLANAMIYORUM! EVET. ANNEM GİBİ OLMAK İSTİYORUM! LİSE BELGEMİ ALIP OKUL OKUMAYI BIRAKACAĞIM TAMAM MI? Girmiyorum üniversite sınavına falan. Annem gibi evlenip çocuk sahibi olacağım. O ne derse onu yapacağım! Ha! Tek bir şeyi yapmayacağım! Senin gibi biri ile evlenmeyeceğim. Annemin kalbini kırmayı bırak artık. Her zaman sabaha kadar seni bekliyor. Evi çekip çeviriyor sana hizmet ediyor bana bakıyor hep en sevdiğin yemekleri yapıyor sen ne dersen kabul ediyor YA DA KABUL ETMEK ZORUNDA KALIYOR! ANNEMİ BÖYLE EZMENDEN BIKTIM ARTIK! NEDEN BANA DA ANNEME DE SALAK MUAMELESİ YAPIYORSUN Kİ? Sana baktıkça meslek sahibinin önemli olmadığını görüyorum. Gel anne. Dedim ve kendi odama doğru ilerledim. Arkama dönüp baktım. Annem olay daha fazla büyümesin diye yerinden kıpırmamıyordu. Çünkü yanıma gelirse babamın delireceğini biliyordu.

-Anne! Gelmiyor musun? Dedim. İzin ister gibi babama baktı. Babamın bakışları göndermemekte ısrarcıydı annemi. Sonra annem bana baktı.

-Neden yönetilmekten bu kadar memnunsun ki anne? Dedim ve cevabı beklemeden odama gittim. İçimdekileri söylediğim için rahatlamış ve heyecandan ufaktan titremiştim. Üniversite sınavına girmemek iyi bir fikirdi. Zaten bu kafayla girsem de işler yürümezdi. Yatağıma girip telefonuma baktım.

Hala bi mesaj gelmemişti. Umudumu kaybetmiştim. Telefonu yanıma atıp gözlerimi kapattım. Sakinleşmek için, uyku en iyisiydi...

WLTJD914 {Instagram Han Jisung}Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin